2.Bölüm

210 16 0
                                    

Beğeneceğinden eminim. Yani öyle umuyorum. Kim sadece kendine özel birşeyler yapılmasına itiraz ederdi? Hiçkimse. Öyleyse beğenmeli. Hediyem? Tabikide bir hediye aldım. Bir t-shirt. Basit bir t-shirt değil.Üzerine yaptığım grafiti çizimlerden birini bastırdım. Yani ona özel. Harika değil mi? Heyecan tüm vücudumu ele geçirmiş durumda. Masanın bana ait olan kısmına oturmuş onu bekliyordum. Mumları yaktım ve örtüyü son kez düzelttim. Her an gelebilirdi. Tepkisini merak ediyorum. Acaba nasıl bulacaktı? En önemlisi sevecek miydi? Kendine özel bir akşam herkesin hoşuna gider sanıyorum. Lütfen bir sorun çıkmadan,ilişkimizin hatıra bölümüne yeni bir şey ekleyelim. Orası fazla boş.
-20 dakika sonra-
Sıkıldım. Hemde çok fazla. Mumlar erimeye başladı. Neredesin? Hadi ama bu fazla geç... Hemen bu muhteşem anı yaşamak istiyorum. Harika bir hatıra için harika bir gün geçirmek istiyorum. Neden bu kadar zor olmak zorunda?! Sadece bir kere olsun-..................
Kapı? Kapının sesi... İşte geldi! Sonunda gelebildi! Pekala,sakin ol... Sakin olmalıyım. Hiçbirşeyi batırmamak için. Sakince davranmalıyım.
Yerimden kalkıp korkuluklara sessiz adımlarla ilerledim ve aşağıya baktım. Merdivenlerden çıkmaya başlamıştı.
"Wendy?!"
Yukarıya doğru bağırdı ama sessiz kaldım.
"Tatlım neredesin?!"
Hızlı adımlarla çıkmaya devam etti. Benimde kalp atışlarım hızlanmaya. Bende biraz geri gittim. Birazdan herşeyi anlayacaktı. Nihayet,Bruce merdivenlerin sonuna geldiğinde..
"Süpriz!" ve koşup ona sıkıca sarıldım.
"İyiki doğdun!"
Ben ona heyecanla sarılırken,o bana karşılık vermedi. Sanırım gördüğü şeyin şaşkınlığını yaşıyordu.Ona sarılmaya devam ediyordum
"Seni Seviyorum..."
Neşeli bir şekilde boynuna atlamış sarılıyordum.
Ama ondan tepki yoktu. Kafamı kaldırıp ona baktım. Yüzünde şapşal bir ifade vardı ve onu çok sevimli gösteriyordu. Şaşkın ve sadece şaşkın...
"Wendy?"
Gülümsedim ve elini kavrayıp masanın yanına götürdüm.
"Unuttuğumu düşünmeni istemezdim. Ama buna mecburdum.."
Şapşal ifadesi değişmemişti. Benimde yüzümde hala heyecan ve gülümseme vardı.
"Wendy,ben-..."
"Sadece nasıl bulduğunu söyle! Gerçekten hoşuna gitmesini istiyorum..."
"Yani... Sadece.."
"Bu gece birlikte olalım istedim. Beraber harika bir yemek?"
"Wendy,ben sadece.. Yani demek istediğim bu harika. Çok güzel görünüyor. Sende öylesin..."
"Teşekkür ederim..."
Söyledikleri hoşuma gidiyordu. Beni güzel bulmasını seviyordum.
"Ama özür dilerim..."
Ne? Ne özürü? İltifat etmek ne zamandan beri suç? Buda ne demekti şimdi?
"Başbaşa bir gece geçiremeyiz. Çünkü başkalarıda olacak."
Birden bire neler saçmalamaya başladı? Söylediklerine sadece güldüm.
"Hah,buda ne demek?"
"Anlıyorsun değil mi? Arkadaşlarımı çağırdım. Bu bir parti. Gerçekten büyük bir parti olsun istedim. Aslında herşey hazır. Müzik,içecekler,çerezler ve diğer tüm insanlar.. Bruce'a yakışan bir kutlama. Sanırım sana bahsetmeyi unuttum.."
Doğru mu duyuyordum? Tanrım,erkek arkadaşım benim davetli olmadığım bir parti verecekti. Bana parti düzenlediğini söylüyordu!
Öylece kalmış onu dinliyordum. Suratımdaki ifadeden hissettiklerimi anlamasını umuyordum. Şuan şaşırması gereken o olmalıydı ama ben şok geçiriyordum.
"Anlayamıyorum Bruce... Bu nasıl olabilir? Bana bir parti vereceğini ama davetli olmadığımı mı söylüyorsun?"
"Saçmalama lütfen. Seni davet etmeme gerek yok burada yaşıyoruz öyle değil mi?"
"Biz... Beraber hazırlayabilirdik. Ben bunun için çok uğraştım."
"Bana kızma lütfen. Sadece doğum günü çocuğu kendine parti hazırladı ve ben-..."
"Sana kızmak mı? Neden senin için uğraştığım ama hepsini çöpe attığın için mi?!"
"Sadece ben fazla önemsedim!"
"Wendy! Bak bu gece harika olacak. Sen mükemmel görünüyorsun. Birsürü kişi gelecek. Görebileceğin en güzel parti... Sabaha kadar.. İnsanlar bunu unutmayacak."
"Sen.. Gösteriş için bir parti mi düzenledin?"
"Anladığına sevindim."
"Birileri senin hakkında konuşsun diye en özel günümüzü harcıyorsun."
"Bu senede bir kez oluyor ve akıllarda kalmak istiyorum."
Geldi ve ellerimi tuttu.
"Sen harikasın. Ama büyük bir şeyler yapsak? Birazdan gelirler ve yinede birlikte olacağız.. Hadi ama üzülme.. Bu yaptığın şeye bayıldım. Belki başka sefere ha?"
Ellerimi ondan hemen çektim. Hala sakince konuşuyordu. Bu.. Bu,katlanılır gibi değil! Teşekkür bile etmedi! Yalandan birkaç beğenmiş cümlesi hepsi bu!
"Hadi..."
Bana doğru yaklaştı ve dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurdu.
"Seni Seviyorum.."
Demek ki onca şey boşa gidecekti. Basit bir 'Seni seviyorum' kelimeleriyle bunu halledemezdi.
"Uzatma Wendy.. Gel ve beraber eğlenmemize izin ver."
"Uzatan ben miyim? Bruce,sadece bir kez olsun beraber vakit geçirmek istedim ama sen bunu tanımadığım bir çok insanla beraber yapmamı istiyorsun oldukça berbat"
"Bu kötü değil. Güzel ve ses getiren bir gece olacak sende-..."
Kapının zili üst üste birden fazla çalıverdi.
"İşte! Gelmeye başladılar. Sadece benimle ol bebeğim.. Söz veriyorum bunu telafi edeceğim!..."
Benim ne düşündüğümü umursamadan hızla yanımdan ayrıldı. Ve kapıyı açmaya giderken benim masamı gördüğünden daha heyecanlıydı.
Aptalım değil mi? Gösterişe,kalabalığa ve arkadaş çevresine meraklı birine,basit bir şey yapmıştım. Bu süprizimle çılgına dönmesini beklemek saçmalıktı. Zaman kaybı. O,mutluluğu küçük anlarda değil,gösterişli ve pahalı anlarda arıyordu. Belkide farkımız buydu.
Şimdi insanlar gelmeye başlamıştı. Gülüşme sesleri silik bir şekilde kulağıma ulaşıyordu. Gerçekten rahatsız ediciydi. Nasıl olurda böylesine birşeyi görmezden gelip gülebiliyordu? Kırılmıştım. Çok kırılmıştım ama o,önemsemiyordu. 'Nasıl olsa Wendy,hep yaptığı gibi beni affeder çünkü beni çok seviyor.' modundaydı. Ama bu sefer hayır! O kadar basit değil. Resmen beni düşünmeden o aptal kapı zilinin sürekli çalmasını bekleyecekti. Dayanamayıp akmaya başlayan gözyaşlarım ve kalbimdeki bu kırgınlık onu kolayca affetmeyecekti.
Dışarıya verdiğim hafif nefesle mumları söndürdüm. Ve sonrada şamdanlardan birini yere fırlattım. Çünkü sinirimi çıkartamıyordum ve bu daha çok göz yaşına neden oluyordu. Onun için bir değeri yoktu. Beni sevmiyordu artık. Evet,bence artık sevmiyordu. Benim ona verdiğim değerin yarısı kadar beni sevmiş olsaydı,belkide evlenirdik? Hah,Bruce ve evlenmek? O asla beni o kadar sevmeyecek. Bence artık bana olan ilgisi azaldı. Peki neden?! Ben onu deliler gibi seviyorum. Bunu göremiyor mu?
Kapı çalmaya,Bruce onlarla şakalaşmaya ve insanlar gelmeye devam ediyordu. Bu haksızlığı daha fazla dinleyemeyeceğim için odama girdim. Kapıyı çarparak kapattım ve kitledim. Şimdi kapının arkasına çökmüş dizlerime kapanarak istediğim kadar ağlayabilirdim. Neden her zaman tek taraflı? Bruce... O yakışıklı ve popüler biriydi. Ama beni seçmişti. Onun kız arkadaşı ben olmama rağmen,benden başka herkesle geçirecek zamanı vardı. Bu her zaman böyle oluyordu. Çoğu zaman dışarıdaydı. Son zamanlarda hep dışarıdaydı. Artık bunu kaldıramıyorum çünkü onu özlüyorum. Kimin umrunda?
Kesinlikle onun değil.

It's Not Fair [z.m] (Kısa süre için ara verildi.)Where stories live. Discover now