3.Bölüm

131 13 0
                                    

Dakikalardır burada ağlıyorum. Sanırım suratım berbat halde. Yüzüm tamamen ıslaktı. Kaltım ve aynaya baktım. Tabiki haklıyım. Makyajım birbirine girmiş,burnum kızarmıştı. Özenle bukleler haline getirdiğim kumral saçlarım bozulmuştu.
Elime bir ıslak mendil alarak yüzümdeki siyahlıkları temizledim. Ve arta kalan makyajımı. Aşağıdan inanılmaz bir müzik sesi geliyordu. Odadan çıkmaya karar verdim. Şuanki durumu merak ediyordum. Ne kadar kişi vardı? Bruce neredeydi? Özellikle neden beni merak edip yukarı gelmemişti? Nasıl olduğumu bile merak etmiyor. Tek yaptığı popülerliğini arttırmak. Gittim ve üst kattaki korkuluklardan aşağıya baktım. Vay canına! Tanrım,şu eve bir bak... Bu kadar kişinin ber birini tanıdığına inanamıyorum.. Buda ne böyle? Aşağısı tamamen insanlarla doluydu. İngiliz ordusunun bile bunun kadar kalabalık olmadığına bahse girebilirdim. Bütün herkes,heryerdeydi. Evin her köşesinde. Peki Bruce? O neredeydi? Onu görmem yada bulmam,tam anlamıyla imkansızdı. Aramayacaktım. Ve oraya inmeyecektim. Beni burada bıraktı ve umursamadı. Bende onu umursamayacağım. Tekrar odama gidip kapımı kapattım. Saat gece yarısı 3:00'dı. Uzun bir gece olacaktı. Uyumayada niyetim yok. Zaten olsada bu sesle imkansızdı. Kapımın önümden gülüşen insanlar geçiyordu. Muhtemelen boş bir yer arayan çiftlerdi. Bunlar Bruce'un popüler arkadaş grubuydu. Herkes yanına bir kız almış onunla eğlenecekti. Daha önce beraber bir partiye katılmıştık. İlk ve son oldu. Onunla asla başka bir partiye gitmedim. Tam bir felaketti. Gerçekten iğrençti. Kızların dekoltesi hatrı sayılır bir yerdeydi. Tüm gece kafamı kanepeden kaldırmadım ve gecenin sonunda kustum. Utanç vericiydi. Bir daha asla onunla herhangi bir partiye katılmaya niyetim yok. Katılmam. Bruce sadece içerdi. Onun kızlarla işi olmazdı ama fazla içerdi. Ona güvenim gerçekten yüksek. Etrafında oldukç fazla kız vardı ama ben hiç hakkında şüphelice düşünmedim. Güvenim tamdı. Aslında bende kıskanç biriyim. Çok kıskanırım ama popülerliğin böyle birşey olduğunu ve kıskanmaya devam edersem ilişkimizin zorlu bir döneme girecegini söyledi. Kıskançlık seviyemi biraz aşağı çekmeye çalıştım. Ama olmadı. Sevdiğim herkesi kıskanan biriyim,erkek arkadaşımı kıskanmamak imkansız. Sadece bunu ona göstermemeye karar verdim hepsi bu. İçim içime sığmasada fazla kıskançlık yapmamaya çalışıyorum.
Şuanda evimizdede buna benzer bir eğlence vardı. Onun hayatına ayak uydurmaya çalışıyorum. Ama olmuyor işte. Kıskanmamak elimde değil ama engelleyemezdim. Dinlemezdi. Tek yapmam gereken,hep onun geri gelmesini beklemek. Bıktım artık. Belki bugün hepsini geride bırakabilirdik.. Ama yine buna engel oldu. Artık ondan-..
"Wendy?.."
Kapının arkasından bana seslenen biri vardı. Bruce? Olabilir miydi?
"Git burdan!"
Onu görmek istemiyordum. Konuşmak istemiyordum. Şimdi mi aklına gelmiştim?! Acaba beni ona ne hatırlattı?
"Wendy.. Benim Zayn."
Zayn mi? Tanrım,demek ki hala Bruce'un aklına gelmemiştim. Peki ama onun burada ne işi vardı?
"Zayn?"
Kapıyı yavaşça açıp kafasını içeri soktu. Beni bulması zor değildi çünkü yatağın üzerinde oturuyordum.
"Merhaba.."
İçeri girdi ve arkasından sakince kapıyı kapattı.
"Bu gece tekrar görüşeceğimizi sanmıyordum."
Burda ne işi vardı diye düşünmem kadar saçmaydı bütün bunlar. Zayn onun arkadaşı. Ve hatırlarsam partiden haberi olmayan tek kişi bendim.
Yaklaştı ve yanıma oturdu.
"Gülmeyi kes."
Yüzünde bir gülümseme vardı.Sırıtması beni sinir ediyordu. Komik değildi ve ben hiç eğlenmiyordum.
"Bu komik.."
"Zayn! Komik falan değil. Ne kadar uğraştığımızı biliyorsun.."
Sinirliydim ve bunu arttırıyordu.
"Evet,aslında Bruce beni davet ettiğinde çok şaşırdım. Başbaşanın anlamının bu olduğunu bilmiyordum."
Omzuna bir yumruk attım.
"Çok kötüsün!"
Yüzümün halini daha net görünce sırıtmayı kesti.
"Wedy.. Hadi ama ağladığını söyleme."
"Sinirliyim."
Saçımı kulağımın arkasına koydu ve gözyaşlarımı sildi. Yüzündeki gülümseme yerini birden asık bir hal aldı. Artık ne kadar üzgün olduğumu görüyordu.
"Şu haline bir bak.. Kırıldığını biliyorum ama kendini mahvetmene gerek yok."
Biliyorum,sevgilimin en yakın arkadaşı olsa bile,burada bu şekilde duramazdık. Ama yanımda olan Bruce değil Zayn'di.. En ihtiyacım olduğu zamanlarda hep Zayn vardı. Bu konuda suçlu olan ben değilim. Kesinlikle değilim. Şimdi ben bu haldeyken,tesellim Zayn oluyordu. Peki Bruce? O orada kendini müziğe ve içkilere verirken,benim gözyaşlarımı Zayn siliyordu. Ben haklıyım. Bu hep böyle oluyordu. Bir keresinde çok hastaydım. Gerçekten öleceğimi düşünüyordum. Bruce'un ne yaptığını düşünüyorum da... Ona iyi olacağımı söylediğimde halimi görmezden gelip sözlerime inandı ve şirket başkanının düzenlediği akşam yemeğine katıldı. Tanrım! Ayakta durabilecek halde bile değildim! Sonrasında beni hastaneye Zayn götürdü. Onu aradım. Tek başıma evin bir yerinde bayılıp kalabilirdim ve sabah cansız bedenime merhaba derlerdi. Zayn beni hastaneye götürdü ve sabaha kadar bekledi. Bu durumda suçlu olan?
"Konuşmak istemiyorum..."
İlgi önemlidir. Herkes için...
"Yapma Wen... Bunu kolay atlatırsın. Saçma bir yemeği her zaman yersiniz."
"Zayn,yani... Sence neden ha? Her güzel şeyi batırmak zorunda mı?"
"Bu Bruce. Onu biliyorsun.."
"Şu müzik sesine bak. Oradaki insanlara.. Yan odada neler olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Tanımadığım bir sürü iğrenç kişi.. Ve Bruce bu hayatın içinde eğlenmemi istiyor."
"Boktan bir herif olduğunu biliyoruz.."
Yaşların arasından onun bu sözlerine güldüm.
"Evet,evet kesinlikle öyle."
Beni en kötü anımda güldürmeyi hep başarırdı. Sanki berbat anlarında seni kurtaran,iyi olduğundan emin olunca ise giden bir süper kahraman gibi.. Batman gibi mesela.
"Sen neden buradasın? O senin arkadaşım yanında ol."
"Gerçekten mi? Orada benden bir çoğu var."
"Geceni benimle batırma en azından sen biraz eğlen..."
"Eğlence mi istiyorsun? Peki,o zaman sabah olmasına daha üç saat varken bunu değerlendirmeye ne dersin? Hem sadece ben değil,sende biraz eğlenirsin."
"Ne?"
"Sadece kabul et. Dışarıda eğlenceli çok şey var.."
Biryerlere çıkamazdık. Bu saatte ve sevgilimin partisi evdeyken.
"Zayn,bu doğru olmaz..."
"Seni üzen boktan bir adamın düşünmek için yanlış zaman."
"Haklısın ama.."
"Wendy..?"
"Bu saatte evden başka bir erkekle çıkıp gidemem. Bruce bunu asla onaylamaz."
"Ben sıradan bir erkek değilim. Ayrıca Bruce'un bizi fark edeceğini sanmıyorum. Ve saçlarım onunkinden daha güzel.."
Tek kaşını kaldırarak sorar gibi yeniden bana baktı.
"Bilmiyorum."
"Spor ayakkabılarını giyip benimle gelmeyi seçebilirsin,yada burada oturup ergen kızlar gibi ağlarsın."
Beni ne sanıyordu. Küçük bir çocuk mu? Tabikide Bruce'a sormadan bir şeyler yapabilirim. Emin değilim ama... Gideceğim. Zayn oldukça haklı. Neden beni üzen birini düşüneyim? Kalktım ve kenarda duran spor ayakkabılarımı giyip bağcıklarını sıkıca bağladım. Sonra dönüp ona baktım.
"Kimin ergen bir kız olduğunu görelim."
Gülmeye başladı. Evet çabuk gaza gelebiliyordum. Ama bundan rahatsız değildim.
"İşte bu gerçek Wendy."
Gittim ve kapıyı açarak etrafa baktım. Sonrada dışarı çıktım. Hala emin değilim. Ama vazgeçeceğimi sanmıyorum.Zayn'e gelmesi gereken bir hareket yaptım. Oda arkamdan geliyordu. Bu yüksek müzikte,herkes kendi havasındayken farkedilmezdik. Bruce'un nerede olduğu belli değildi bu yüzden bizi göremez. Dikkatlice yürüyerek devam ettim. Merdivenin sonundaki sarhoş kızları iterek geçtim ve dış kapıya kadar geldik. Kapı koluna elimi uzattım ama ittirmeme gerek kalmadı. Çünkü açıktı. Sanırım davetli olmayan parti severler gelebilsin diye. Saçma. Ben hiç buna benzer bir doğum günü geçirmedim. Sevdiklerimle beraber olmak yeterdi.Kendimizi dışarı attık. O an ikimizde gülmeye başladık. Kabul ediyorum. Bu sefer komikti. Zayn daha çok kızları itmeme gülüyordu. Bir tanesi dengede kalamayıp düştü. Sanırım kalkamayacak Komik olan diğer şey ise sabah o kadar uğraştan sonra,şimdi hazırladıklarımızdan kaçıyorduk. Garip ve komikti.
"Araba ilerde. Hadi gidelim!"
Zayn fazla heyecanlıydı. Bende öyle. Yıllar sonra ilk defa bu şekilde kaçıyorum. Terbiyeli bir ailem vardı ama ben aykırı bir kız oldum. Hep okuldan kaçıp gezerdim. Güzel günlerdi. Şimdide baş döndürücü bir geceye ilerliyorduk
Bahçeden hızla çıktı ve bende yanından yürümeye devam ettim. Kaldırımdan seri adımlarla ilerliyorduk. Hemen buradan uzaklaşmalıydık. Davetlilerden biri bizi görebilir. Nadiren ama beni tanıyabilirdi. Belki... Yinede önlem almaktan zarar gelmez.
"Peki nereye?"
Merakla sordum ama sessiz kalmayı seçti.
Kolundan dürttüm.
"Zayn.."
"Harika bir yere."
Belliki söylemeyecekti.Üstelemedim. Onu tanıyorsam söylemezdi. Ve oda beni tanıyorsa meraktan öleceğimi bilmeliydi. Gıcıklık yapmayı seven kişiliğiyle bu davranışları uyum sağlıyordu. Elbisem rüzgarda uçuşurken yürümeye devam ettik. Hava biraz serindi ama fazla üşütmüyordu.

It's Not Fair [z.m] (Kısa süre için ara verildi.)Where stories live. Discover now