11.Bölüm

31 4 0
                                    

İyi bir şekilde yedikten sonra daha dinamik hissetmeye başladım. Ve Zayn'in verdiği ağrıkesici işini iyi yapıyor. Az önce kanepede yatmak konusunda ufak bir tartışma yaşadık. Odasında kalmak istemediğimi söyledim. O da kanepede yatmama izin vermeyeceğini söyledi. Bir süre laf dalaşında kaldık.

Ama sonunda ikimizde onun odasında durup uyumamaya karar verdik. Tek oda vardı ve bu süre içinde konuşmak iyi fikirdi. Zaman geçirmek için harikaydı.
"Gerçekten tuhafsın Zayn..."
"Nasıl yani?"
"Yani,dıştan evin içinde bile siyah botlarıyla dolaşan biftek yiyip,partiden partiye koşan biri gibisin."
"Öyle değil miyim?"
Güldüm.
"Az önce benimle meyve suyu içtin ve evinde tek fazla oda bile yok."
"Aslında keşke diğerine gitseydik. Ama bilirsin ortak arkadaş evlerinde fazla odaya ihtiyaç yok."
"Evet,ama iki katlı kocaman bir evde tek yaşamak can sıkıcı."
"Bencede,burada Louis varken pek sıkılmıyorum."
İşte tam sırasıydı. Zaten içimi kemirip duruyordu. Sormazsam eğer duvarları yumruklamaya başlayacaktım.

"Ehhm.. Louis'e çok güveniyor olmalısın."
Ellerine bakarken tekrar gözleri benimkini buldu. Bir duvara ben yaslanmış ayaklarımı gelişi güzel uzatmıştım. O ise tam karşımda yatağa yaslanmış bacaklarını benimkilerin yanından karşıya uzatmıştı. Bir mankeni bile kıskandıracak dümdüz bacakları var. Ama incelediğimden değil. Tesadüfen fark ettim.
"Ona tam 22 senedir güveniyorum."
"Uh,evet.. doğru siz çocukluktan beri beraber takılıyordunuz."
"Benden bir yaş büyük ve eskiden abilik görevini ona verirlerdi. Ne kadar eğlenceli olabildiğini bir düşün. Seni ona emanet ediyorlar ve herkes gidince istediğini yapabiliyorsun..."
"Yani aranızda inanılmaz bir güven olmalı."
Birşeyler hatırlamış gibi sırıttı.
"Elbette. Ne cezalar aldığımızı tahmin edemezsin."
Gülüşü büyürken bende keyifle kafamı salladım. Amacım zaten buydu. O kadar merak ediyordum ki.. Zaten birilerinin geçmişini dinlemeyi hep severdim.
"Bence zamanımız varken bana Zayn-Louis anıları anlat."
"Ne?"
"Komiktirler diye umuyorum. Ne var? Anlatacak şeylerin olmadığını söyledin. Binlercesi vardır."
"Neden bu kadar bilmek istiyorsun?"
"Bilmem. Eğlenceli."

Ben ne diyeceğini beklerken,gülümsemeye başladı.
"Belkide değil?"
"Hadi ama... Sabaha kadar vaktimiz var."

Yalvarmaya giriş bölümü başlıyordu. Ve bu arada Zayn hala salak gibi suratıma bakıyordu. Bazen bunu yapıyor ve nedenini bilemeden bana bakmasından nefret ediyorum. Yüzümde birşey varmış gibi geliyor.

"Şu çekmecedeki kutuyu çıkarır mısın?"

Ne? Evet! İşte bu! Harika,demek anlatacak. Şimdi iyi vakit geçirmeye başlıyorum.
"Gerçekten mi?"
"Hadi... Orada işte."

İşaret ettiği yere baktım. Elim çekmeceyi araladı ve uzanarak içine dokunmaya başladım. Kutuyu yakaladığımda kavrayıp çıkarttım. Ve dikkatlice tutarak elime aldım. Önce üzerindeki şey dikkatimi çekti. Karışık ve berbat bir yazıyla Zaynie,tam altında da aynı berbatlıkta Tommo yazıyordu.

"Bakmayı bırak onları ablamın zoruyla yazdık. Bizi küçük kızlar sanıyordu. Ver hadi.."

Gülerek ona uzattım. Gerçekten,yaşasın! Onların tatlı en iyi arkadaş anıları. Sürekli bu tür şeyleri internette aramaktan bıkmıştım. Biraz gerçek hikayeler...

Kutuyu ona uzatır uzatmaz kapağını aralayıp içinden deste şeklinde birşey çıkarttı.
"Zaten bunları karıştırıyordun. Gör ve rahatla."
Beni iyi tanıyor.

"Tamam,önce buna bak..."
Elime bir kağıt parçası uzattı. Bende merakla aldım. Ve ne olduğuna baktım.
Tabiki basit bir kağıt parçası değildi. Bir fotoğraftı.

"İnanamıyorum... Zayn,sen hiç değişmemişsin. Tanrım..."

Birbirlerinin omzuna ellerini atmış haylazca kocaman bir gülümseme oluşturan iki çocuk vardı. Şapkalı olan Louis'ti çünkü Zayn elinde bir top tutuyordu.

It's Not Fair [z.m] (Kısa süre için ara verildi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin