ÖZEL BÖLÜM :ÇAĞRI KORKMAZ

110 8 163
                                    

Alev'le Çağrı'nın tanışmasını bir de Çağrı'nın ağzından okuyalım istedim, çok tatlı bir çiftler kesinlikle...

İyi okumalar! 💗

Kendi kendime söylene söylene orman da geziyordum.

Okulumuz bir kamp düzenlenmişti, babamdan izin alarak gelmiştim ama gelmez olsaydım! Ah şu iyi niyetliliğim...

Orman da sınıf arkadaşlarımla gezerken, birini görmüştüm, ona yardım etmek için hastaneye kadar götürmüştüm ama kabak benim başıma patlamıştı, kaybolmuştum! Gerçi pişman değildim, eğer o oğlana yardım etmesem orada büyük ihtimal beyin kanaması geçirirdi. Yine de kaybolmam iyi olmamıştı.

Kamp yaptığımız yeri bir türlü bulamıyor, ormanın için de tur atıyordum. Telefon da çekmiyordu zaten.

Elim de fenerle gezdiğim sırada bir ses duydum... Hıçkırık sesi, birisi ağlıyordu.
Sesin geldiği yere doğru yürümeye başladım, "Hey! Kim var orada?"

Bir kaç adım daha atarak, birisi var mı diye bakındım, bir kız görünce durarak ona baktım. Kumral saçlı, kahverengi gözlü, çok güzel bir kızdı... Bir kaç saniye kendime engel olamayarak onu seyrettim, "İyi misiniz?" diye sordum. Bu saatte burada ne geziyor ve niye ağlıyordu ki?

"Çek şu feneri gözümün önünden." dedi sert bir sesle. Rahatsız olacağını düşünemediğim için kendime kızdım.

"Pardon." diyerek feneri aşağıya indirdim. Kızarmış gözlerine bakarak konuştum, "Sen de mi kayboldun?" Sanırım benim gibi kaybolmuştu ve o yüzden ağlıyordu. Aklıma başka bir şey gelmemişti.

"Ne?" dedi anlamaz şekilde.

"Yani ben kayboldum da...Gecenin köründe böyle dolaşıyorum işte." diyerek güldüm. Ortamı biraz yumuşatmaya çalışmıştım ama karşımda ki kızın pek öyle bir havası olduğunu söyleyemezdim.

"Boşver beni." diyerek arkasını döndü.

Bu saatte tek başına nereye gidecekti ki? Yardım etmek istediğim için bileğini tutarak gitmesine engel olmaya çalıştım, "Ya dursana."

İrkilerek kendini geri çekti, "Sakın, bana dokunma!"

Ellerimi teslim olurmuş gibi kaldırdım, tanımadığı birinin ona dokunmasından rahatsız olmuş olabilirdi, haklıydı. "Özür dilerim. Tamam dokunmuyorum." Bir kaç saniye gözlerini kapatıp derin nefesler aldı, sanırım sakinleşmeye çalışıyordu. Ne diyeceğimi bilememiştim ama aramızda ki sessizlikten de rahatsız olunca ismimi söyleme kararı aldım, "Şey, Çağrı ben..." dedim çekingen bir sesle, kesin ağzıma sıçacaktı!

Ve evet, düşündüğüm gibi oldu. Sabır diler şekilde gözlerini kapatıp ağzında bir şeyler mırıldandı, "Banane lan senin adından. Adını mı sordum!?" dedi sert bir sesle.

Ortamı sakinleştirmem gerektiğini düşünerek konuştum, "Ooo tamam şampiyon sakin, tersinden kalmışsın bugün anlaşılan." Konuşmam bitince fark ettim, sanırım pek ortamı yumuşatacak bir konuşma olmamıştı ama ne demem gerektiğini bilmiyordum ki!

"Bana bak, git başımdan yoksa..." diyerek sustu. Bir şey düşünüyormuş gibiydi, sanırım bana ne yapacağını düşünüyordu.

Gülmemi bastırmaya çalışarak konuştum, "Ney yoksa?" dedim rahat bir tavırla, ciddiye almamıştım. "Öldürür müsün?" dedim şakama devam ederek. Kollarımı iki yana açarak konuştum, "Buyur öldür pek yaşadığım söylenemez zaten. Bak hem, tam ormandayız şuraya bir yere gömersin." dedim ortamı yumuşatmak için ama sanırım yine başarılı olamamıştım.

KARANLIK 2 (+18)Where stories live. Discover now