16. SOĞUK MORG

19 4 13
                                    


-10. Sınıf 2. Dönem-
-Toprak'ın kaybolmasından bir ay sonra.-
(Aylin'in anlatımıyla)

Evde oturmuş ders çalışıyordum. Annemle babam operasyona çıkmışlardı. Sürekli operasyonlardalardı ve onlar için çok endişeleniyordum.

Kapının çalmasıyla kaşlarımı çattım. Saate gözlerim kaydığında gece on iki olduğunu gördüm. Bu saatte kim gelirdi ki?

Kafam karışıkken ayağa kalkarak kapıyı açtım. Askerleri görünce kalbime sancı saplandı, annemle babama bir şey olmamıştı değil mi?

"Bu...buyrun?"

"Aylin Taşdelen?"

"Benim." Dedim korkuyla.

"Bizimle hastaneye kadar gelmeniz gerekiyor."

Gözlerim dolmaya başladı, hastanede ne yapacaktım ki? Annemle babam yaralanmışmıydı acaba? Onlara bir şey olmasının korkusuyla konuştum, "Neden?"

"Oraya gidince arkadaşlar size yardımcı olacak, sadece gitmemiz lazım."

Hiç bir şey anlamasam da sorgulamadım. Salona giderek telefonumu aldım. Ardından ayakkabılarımı giyerek askerleri takip ettim. Bir arabaya bindiğimiz de hastaneye doğru sürmeye başladılar.

İçimden anne ve babama bir şey olmaması için defalarca dua ettim. Umarım ciddi bir şey olmamıştı.

Hastaneye geldiğimiz de beni üst katlara çıkardılar. Bir odanın önünde durduğumuz da zorlukla yutkundum.

Morg.

"Ne...neden buraya geldik?"

"Aylin'cim, elimize operasyondan iki ceset ulaştı. Annen ve baban mı diye teşhis yapman gerekiyor..."

Gözlerim dolu şekilde adama baktım, boğazıma oturan yumruyla zorlukla yutkundum. Hayır, hayır hayır. Onları da kayıp edemem... Lütfen onlar olmasın Allah'ım.

O an kendimi düşüncesiz hissettim. Benim annem babam değilse başka bir çocuğun anne babası ölmüş olacaktı ve ben buna sevinecektim.

Boğazım düğüm düğüm olmuştu, o kadar korkuyordum ki kalbim çok hızlı atıyordu. Durmasından korkarak elimi kalbimin üzerine koydum. Metal kutulardan iki kişiyi çıkardılar. Yüzleri beyaz örtüyle örtülüydü. Açmalarını hiç istemiyordum. Adam yavaşça örtüleri indirdi.

Gördüklerimle dudaklarımdan hıçkırık çıkması aynı anda oldu. Annemle babamdı, karşımda bembeyaz şekilde uzanıyorlardı. İki gözümden aynı anda gözyaşı döküldü. Hayır,hayır sizden ayrılamam ben.

"Anne babanız mı?"
Yüzüm ıslanmaya başlamışken başımı salladım. "Başınız sağ olsun. Birazdan çıkabilirsiniz." Onlarla vedalaşmamı ima etmişti ama nasıl ayrılacaktım. İnsan anne babasına veda edebilir miydi?

"Anne." Dedim titreyen sesimle annemin elini tuttum. Buz gibiydi. "Baba." Diğer elimle babamın elini tuttum, buz gibiydi. Hıçkırarak ağlamaya başladım. "Özür dilerim." Dedim hıçkırmaya devam ederek, "Siz beni üşümekten kurtarmıştınız ama ben sizin buz gibi olan bedeninize hiç bir şey yapamıyorum. Özür dilerim..."

KARANLIK 2 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin