-04-

166 21 39
                                    

"bak melez, sadece on dakikan var anladın mı? eğer kaçmaya çalıştığını yada birşeyler peşinde olduğunu görürsem boka düşsen dahi üstünü temizlemen için su vermem." todoroki bir elindeki ipin düğümünü çözen sarışına, birde yarım saatlik uğraşları sonucunda içinde yıkanmak için izin aldığı göle bakıyordu. "anladık be. salda gideyim şimdi."

"nereye? önce üstünü çıkar. kıyafetlerle mi yıkanacaksın?"

"beni çıplak görmeyi o kadar mı istiyorsun aq. yürü git nehrin önünde çıkarırım. hem kıyafetli yada kıyafetsiz olmam kaçıp kaçmaya çalışmayacağımı değiştirir mi sanıyorsun?"

"istersen geri dönelim sende hiç suya adımını bile atma."

"off tamam be. sapık mıdır nedir."

"sapıktan başka bir kelime bilmediğini düşünmeye başladım."

"seni tasvir etmek için aklıma bir o geliyor pislik herif." bir yandan söylenip bir yandan ceketinin düğmelerini açmaya çalışıyordu. o sırada gözlerini üstüne diken sarışına sertçe baktı. "arkanı dönsene be pislik. git kaslarınla etkilediğin o kadınları dikizle." bakugo derin bir iç çekti ve lafı uzatmamak için arkasını döndü. todoroki ilk önce ceketini, sonrasında da gömleği ve pantalonunu çıkardıktan sonra göle doğru yürüdü. onun adım seslerini duyan bakugo bağırdı. "dönüyorum."

"rahatça yıkanamıyoruz bile ya nerede adalet. baktığını görürsem o gözlerini oyarım anladın mı!" sarışın derin bir iç çekti ve sırtını ağaca yaslayarak yere çömeldi. "sanki bakmaya değer bir şey varda."

"seni görmüyor olmam duymuyor olduğum anlamına gelmiyor!" bakugo söylenmek için kafasını kaldırdığı sırada öylece kalakaldı karşısındaki manzara karşısında.

todoroki gölün ilerisindeki şelaleye yürüyordu her bir adımıyla sanki suyu ikiye yarıyorken. şelalenin önüne gelmesiyle suyun altına girdi ve ince bedenini ıslatmasına izin verdi serin su tanelerinin. su damlaları tek tek pürüzsüz, beyaz teninden süzülüp göle düşüyordu. şelaleden akan suyun ne kadar soğuk olduğunu umursamıyordu. haftalar sonra bu rahatlığı tekrar yaşamanın keyfindeydi. hissettiği tüm yorgunluğun ve kirin bedeninden akıp gitmesine izin verdi. soğuk su, esen rüzgarla birleşince titremesine sebep olduğundan ellerini omuzlarına koydu ve ısıtmak için ovalamaya başladı. uzun zamandır yıkamadığı saçları ıslandığı için ensesine yapışıyordu. bu melezi rahatsız etmeye başlayınca parmaklarıya ensesine gelen saçları tarayarak omzuna attı ve suyun bedenine doğru akması için yol açtı. kolu kalktığından göğsündeki kaburga kemikleri iyice belirginleşiyordu.

tüm bunlar yaşanırken onu seyreden kırmızı gözlerin sahibini fark edemedi. şu an aklında sadece içinde durduğu suyun bedeninde bıraktığı rahatlık vardı. o sırada sarışın gencin pürüzsüz beyaz tenini, ince belinden kalçasına doğru uzanan güzel kıvrımlarını seyrediyordu. melezin, bir erkeğinkine göre yuvarlak ve kalkık kalçasını fark etmesiyle yanaklarına küçük bir kızarıklık indi. hareketleri ve vücüdü onu baştan çıkarıyordu ve daha fazlasını görmek istiyordu.

melez genç bedenini tekrardan ormana doğru döndürüp sırtına vuran suyun göğsüne dökülmesini sağladı. ıslak olduklarından alnına düşen renkli saç tutamlarını yukarı kaldırdı yüzünün önünü açmak için. su hızlı aktığı için gözünü açamıyordu. sarışın, o her kolunu oynatışında hareket eden kaburgalarını her görüşünde nefesi kesiliyordu. birde o yetmezmiş gibi saçlarının çekilmesi ile ortaya çıkan güzel yüzü kalp atışlarının biraz daha hızlanmasına sebep oluyordu. bütün bunlar aklının müstehcen düşüncelerle dolmasına sebebiyet veriyordu. 

o kafasındaki düşüncelerden kurtulmaya çalışırken todoroki suyu vücuduna dağıtmak istercesine ellerini teninde gezdiriyordu. parmakları bir sanatçı edasıyla bedeninde gezinirken bu hareketler bakugonun iyice delirmesine sebep oluyordu. ama kalbini durdurma eşiğine getiren hareketi ellerinin belinden göğsüne gidip suyla temizlemesi olmuştu. dikkatini çeken şey olan pembe göğüs uçlarına bakmamaya çalışırken sakinleşmek için hızla önüne döndü ve o düşüncelerden kurtulmak için gözlerini kapatarak derin nefesler almaya başladı. 

your beauty never really scared me-bakutodoOù les histoires vivent. Découvrez maintenant