0.3

432 41 88
                                    

Alarmımın borazan gibi "DAAAĞĞTTT VAAĞĞTTT ZOOOGĞRRTT" diye öten sinir bozucu sesiyle telefonu duvara fırlatmamak için zor durarak sakince alarmı kapattım.

Tamam, pek sakin değildim.

"YA YETEEEERRR UYUMAK İSTİYORUM BEN!"

"Ay kız ne bağırıyon bi yandan sen bi yandan alarm? Kalk hadi okula, bırak ben uyuyayım bari!" diyen anneannemin sesi ise bana pek destek vermemişti açıkçası.

Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki, resmen gerçekten gece boyu uyumamış ve rüyamdaki kılıç dövüşünü cidden yapmış gibiydim.

Ulan Heeseung, hepsi senin suçun! Kaçırmasaydın beni.

Evet, daha çocuğu tanımadan bilenmeye başlamıştım bile. Bilinçaltımın bana oynadığı oyunlar ve rüyamda gördüklerimin beni gerçek hayatta da etkilemesi komikti. Mesela, bir kere rüyamda Chaewon'un evlendiğini ama bana davetiye bile göndermediğini görmüştüm. Sonrasında 3 gün boyunca Chaewon'a şüpheli bakışlar atarak ağzını yoklamaya çalışmıştım. Beni üçüncü günde durduran neydi bilmiyordum ama sonra kendi kendime "Ulan Lena, kafan iyi mi acaba?" diye bir uyarı vererek rüyanın beni bu kadar etkilememesi konusunda kendime bir TEDx konuşması vermiştim ancak pek de işe yaradığı söylenemezdi.

Yorgun argın yataktan kendimi sürükleyerek kalkıp hazırlanmaya başladım. Bugün tüm derslerde uyuyacaktım muhtemelen. Bu uykusuzluğun başka sonucu olamazdı çünkü.

Hızlıca bulduğum bir kot pantalon ve bordo kazağı üstüme geçirerek önceki günden hazırlamış olduğum ve üzerinde siyahla "Normal people scare me" yazan bez çantamı da alıp kapıya doğru ilerledim. Bazen kendimi ve tarzımı 2012-2013 tumblrda kalmış gibi hissediyordum. Ama o zamanlar daha güzeldi, mutluyduk en azından. Bence orada kalmamda sorun yoktu bu yüzden. Tek eksiğim panda veya unicornlu, yanında nutella falan olan telefon duvar kağıdıydı.

Lena tumblr girl era.

Kendi kendime gülerek yüksek tabanlı siyah converselerimi çıkardım ve kapının önüne koydum.

"Kuzuuum, mutfakta atıştırmalık hazırladım. Bugün tüm gün dersin var biliyorum, acıkırsın diye yaptım. Atıver çantana!" diye seslenen anneannemin o tonton yanaklarını ısırmamak için zor duruyordum şu an.

"Oyy sultanım benimm, yerim kız seni. Ellerine sağlık, alıyorum hemen." diyip mutfaktaki kabı çantama atarak salondaki anneanneme bir öpücük attım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Bu converseler de iyi hoştu ama her seferinde bağcık açıp geri bağlamak sinirimi bozuyordu.

Binadan çıkıp otobüs durağına doğru ilerlerken Chaewon ve Sunoo ile olan grupta mesajların biriktiğini fark ederek okumaya başladım.

•°•°•°•°•°•°•

"Ucubeler Kulübü (Sunoo Hariç)" isimli grup konuşması

Sunoo:
AY İMDOLAR OLLSSSUUUAAAN
BU LENA NİYE CEVAP VERMİYO YİNE
YOLDA DÜŞÜP KALDI MI GEÇENKİ GİBİ

Chaegum:
Abart

Sunoo:
Sanki daha önce
yaşamamışız gibi konuşuyosun

Chaegum:
Ay yaşadık dimi
WJEJFJFHEDHEKSJSKA
maaalll gibi gidip
Bankta uyuyakalmıştı bu

Sunoo:
JWKEJRJHFMEHEKE
neys gülmicem başıma gelir

Chaegum:
Sana olursa
Sana da gülerim
Bana olsa
Güleni keserim

Sunoo:
Hiç etik diil

Chaegum:
Napim

Sunoo:
Bu kız cidden yazmıyo yalnız

meet me in your dreams | lee heeseung {✓}Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon