0.4

361 39 91
                                    

Merhaba merhaba

Şey diyecektim ben ya

Umarım rüya kısımları kafanızı karıştırmıyordur fhfjhdjdjs

Bilerek farklı bir font ile yazmıyorum çünkü bazen gerçekçi gelmesi ve rüya olduğunu sonradan anlamanız gerekli ndjcndhxks

Ama kafa karıştırıcı olabiliyordur belki
Bilemedim

Elinden geldiğince açık yazmaya çalışıyorum

Neyse bölüme geçelim

Rüya ile başlıyoruz,
Bu sefer diyebilirim
djfhdjhdjsj

Ki zaten anlarsınız da ama
Olsun djsjxks

∆∆∆∆∆∆∆

"Benim komutumu beklemeden neden harekete geçtin?" diye bağırdı Heeseung bana.

"Harekete geçmesem onlarca insan ölecekti çünkü!" diye karşılık verdim ben de. "Ajan olmamız kalpsiz olmamızı gerektirmez Hee-"

"Gerçek adımı kullanmak gibi bir hataya düşme sakın." diyerek ağzımı kapattı birden Heeseung. "Ayrıca hayır, gerektirir. Aldığımız hangi eğitimde bize duygularımızla hareket etmemiz söylendi? Bir tane duygu kırıntısı göstersek kendi ekibimiz tarafından bile ortadan kaldırılacağımızı söylemediler mi bize her zaman?"

Heeseung'ın elini tutup yavaşça indirerek "Onca masum insanın sırf bir emir gelmedi diye hayata veda etmesine izin veremezdim." dedim ve tam gözlerinin içine baktım.

Heeseung sanki zorlanıyormuşçasına ellerini kafasının üstüne koyarak başını geriye attı ve büyük bir şekilde ofladı. "Bak..."

"Tamam, anladım, senden komut geldiği zaman harekete geçmem lazımdı ama ben daha önce geçtim. Ve evet farkındayım ki bu başımı belaya sokacak çünkü her hareketimiz ana merkez tarafından izleniyor. Ve yine evet, senu de anlıyorum çünkü görev partnerin olduğum ve hata yaptığımdan dolayı senin de hem görevin, hem rütben hatta belki de hayatın tehlikede olabilir." dedim tek solukta konuşarak.

Heeseung bana inanamıyor gibi bir yüz ifadesiyle döndü. "Im, sorun bu mu sanıyorsun?"

"Efendim?" dedim anlamayarak. Sorun başka ne olabilirdi?

"Sorunun cidden işimin tehlikede olması mı sanıyorsun?"

"Veya hayatını-"

"Kendimin nefes alıp almaması umrumda değil Im." dedi Heeseung bileklerimi tutarak. Az önceki çatışmada derince kesilen sağ elimi kaldırdı ve hâlâ daha kanayan yara izimi gösterdi bana. "Bunun olmasını istemiyorum ben."

"Lee, bu gayet normal. Her gün en az on darbe almayana ajan demezler bizim camiada." diyip güldüm hafifçe.

"Senin darbelerini de ben almak istiyorum Im." dedi Heeseung elimi yavaşça indirerek. "Aptalca duruyor biliyorum. Olmaması gerek, bunun da farkındayım. O aptal merkezle bin kere konuştum seninle partner olmayalım, kafam karışıyor, düzgün düşünemiyorum seninleyken diye. Görevi unutup sadece seni korumaya odaklanıyorum diye. İnatla yanına beni vermeye devam ettiler Im. Kaçmaya çalıştıkça daha da çekiliyorum sanki sana."

"Lee...ne...?" Cümlemi bitiremeden Heeseung dudaklarını dudaklarımın üstüne kapatmıştı. Şu an bunu karanlık bir depoda gerçekleştiriyor olmamız komik olsa da, iki ajan olarak bu mekanlar bizim için fazla normaldi.

meet me in your dreams | lee heeseung {✓}Where stories live. Discover now