III. BÖLÜM

9.7K 584 682
                                    

III. Bölüm

Neredeyse yarım saattir yoldaydık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Neredeyse yarım saattir yoldaydık. Daha yeni New York'un başkenti Albany'den çıkmıştık. Hedefim gün sonunda New York'tan çıkıp Pensilvanya'a gitmekti. Bu lanet yolu uzatmak için her şeyi yapabilirdim. Tabii bir de... yanından geçtiğimiz her yapıta hayranlıkla bakan Ashley'i izlemek için...

Sanki burada yaşamıyormuşum gibi hevesle gösterdiği şeyleri yorumlayıp bildiğim şeyleri bana anlatırken sanki ilk kez görüyormuşum gibi tepki veriyor ve heyecanla anlattığı şeyleri keyifle dinliyor, izliyordum.

Asla yemek stoku yapmamıştım çünkü küçük kadına büyük şehirlere dair her şeyi öğretmek istiyordum. Büyük bir marketin yanında yer alan büyük otoparka arabayı park ettiğimde Ashley şaşkınlıkla bana baktı. "New York'tan çıktık mı?" diye sordu renkli gözlerini kırpıştırarak.

"Hayır." dedim kemerimi açarken. Uzanıp Ashley'in kemerini de açtım. "Alışveriş yapacağız." dediğimde heyecanla kaşları havalandı.

"Gerçekten mi? Ne alacağız?"

"Ne istersen." dedim heyecanına gülümseyip.

Telefonumu ve cüzdanımı toparlarken Ashley, pencereden görünen büyük markete baktı. "Sanırım..." diye mırıldandı. "Sanırım dondurma istiyorum, yok yok, çikolatalı pasta... Ya da çok susadım..." deyip bana baktı. "Şey," dedi bir şey söylemeye çekiniyormuş gibi. "Alkol alabilir miyiz?"

"Arabada alkol almak hiç güvenli değil." diye bir uyarı geçtim. "Sanırım alamayız."

Omuzları düştü. "O zaman dondurma alalım." dedi kendi içinde bir şeye karar vererek.

Arabadan indiğimde beni beklemeden Ashley'de arabadan inmişti. Dışarısı esiyordu. Bir süre arabanın öbür tarafında, rüzgardan dolayı uçuşan ipeksi saçları yüzüne gelen ve bunlarla savaşan, Ashley'i izledim. Hafif dalgalı sarı denilebilecek derecede açık kahverengi saçları yüzünün her tarafına yapışmıştı. Dayanamayıp ufak bir kahkaha attım.

Yanına vardığımda zar zor saçlarını yüzünden çekmişti. Biraz da öfkelenmiş ve kavisli kaşlarını çatmıştı. "Tanrım!" dedi sitemle. "Bu saçlar beni deli ediyor!"

Kontrolsüzce gülümsedim. "Beni de."

İfadesi değişti ve uçuşan saçlarının arasından garipseyerek bana baktı. "Neden?" diye sordu. Ardından saçlarıma baktı. "Senin saçların uzun değil ki."

Masum tepkisiyle ufak bir kahkaha daha attım. "Evet." dedim. "Değiller."

Ardından hareketlenip önden ilerlediğimde arkadan bana yetişti. Marketin sensörleri bizi algılayıp kapılar iki yana açılarak bize koca marketi sunduğunda, marketin serin havası yüzüme vuruyordu. İçeri girdiğimizde göz ucuyla yanımdaki küçük kadına baktım. Şaşkınlıkla boyumuzu aşan boy boy reyonlara göz gezdirdi. "Burası..." diye mırıldandı. "Burası çok büyük."

Küçük KadınWhere stories live. Discover now