X. BÖLÜM

4.9K 362 320
                                    


Aradan sonra keyifli okumalarrr

X. BÖLÜM


İçeri doluşan insanları ittirerek Ashley'in çıktığı kapıdan dışarı çıktım. "Ashley!" diye seslendim tanıdık olmayan yüzlerin arasından yüzünü seçmeye çalışarak. Yoktu!

Tanıdık yüzlere her bakındığımda ve Ashley olmadığını her gördüğümde içimdeki endişe büyüyordu. Biri kolumdan tuttuğunda korkuyla kolumu tutan Lucas'a baktım. Ardından endişeyle Marry geldiğinde başımı hemen olumsuz anlamda salladım. "Yok," dedim bir kez daha etrafıma bakınarak. "Yok Lucas, hiçbir yerde yok!"

"Tamam dostum, ilk önce sakin ol-"

"Sakin falan olamam ben!" dedim kontrolsüzce sesimi yükselterek. "Ashley'i bul bana!"

"Tamam," dedi Lucas hemen ani çıkışımla ve Marry'e baktı. "Hayatım, sen odalara ve arka bahçeye bak, bende üst katlara bakayım." Marry başını onaylayıp, ayaklarındaki topukluyla ne kadar hızlı gidebiliyorsa, koşar adımlarla içeri yöneldi. Marry gittiğinde Lucas bana baktı. "Ben arka bahçeye bakacağım. Dostum sen de ön bahçeye ve yakınlara bak. Çok uzağa gitmiş olamaz." Başımı hemen onaylar anlamda sallayıp hareketlendim, o da koşar adım evin içerisine girdi.

Evin etrafında dört döndüm ve gidebileceği gidemeyeceği her tarafa baktım. Geniş iki katlı evin iki kenarındaki aralara, yakındaki bahçelere ve dükkanlara... Umudumun azaldığı yerde endişem giderek artarken yarım saat sonra Lucas ve Marry'le evin ön bahçesinde sakin bir köşeye çekildik. Herkes umutsuzca suratıma bakıyordu.

İyice endişelenirken Lucas hemen telefonunu çıkartıp bir çözüm öne sürdü. "Polis..." dedi telefonunu gösterip. "Hemen polisi arayıp kayıp ihbarı vereceğim, sakin olun. Çok uzağa gidemez. Şikago küçük bir şehir sonuçta, değil mi?"

"Evet, evet!" dedi Marry. "Çok geç olmadan hemen ara."

Yutkundum. Kısmen küçük bir boşluğun böyle bir noktada lazım olacağını bilmeliydim... Lucas hemen polisin numarasını tuşlayıp kulağına koydu. "Şey..." belirsiz sesimle ikisinin bakışları da suratıma döndü. "Ashley'in kimliği yok."

"Ne demek yok?" dedi Lucas garipseyerek. "Evde mi kaldı?"

"Hayır, bilmiyorum... yok işte."

"Nasıl yani? Hiç mi yok?" başımı olumsuz anlamda salladım şaşkın suratına. "O zaman nasıl..."

İkisinin de aklına aynı şey gelmiş gibi gözleri iyice açıldı ve şaşkın ağızlarından aynı kelime çıktı. "Kaçak mı geldi?!"

Küçük KadınWhere stories live. Discover now