Zengin bir ailede büyümüş ve ilk iş teklifini almak için gittiği bir barda sarhoş bir kadınla çarpışan Warner, kadının başının kötü adamlarla dertte olduğunu anlayıp yanına alır. Kadının tek derdi kötü adamlardan kurtulmak için şehir değiştirmektir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kapı kapanınca yataktan kalkmaya yeltendim. Dikkatlice elimi Ashley'in boynunun altından çıkartıp bedenini yasladığı bedenimi yavaşça uzaklaştırdım. Yokluğumu fark etmiş olacak ki yerinde biraz kıvranıp durdu. Durduğunda ise yorganı omuzlarına kadar örtüp elimi yüzümü bile yıkamadan doğruca kapıya yöneldim.
Kapıyı açtığımda hemen kapının önünde kapıyı tıklamak üzere olan Lucas'ı gördüm. Şaşkınlıkla suratıma baktı. "Dostum-!"
"Ş!" dedim susturarak. "Salonda konuşalım." Beni onaylayıp önden salona yöneldiğinde son bir kez daha uyuyan Ashley'i kontrol edip odadan dışarı çıktım ve kapıyı sessizce kapatıp Lucas'ın arkasından salona ilerledim. Salona girer girmez Lucas konuşmaya başlamıştı.
"Dostum başın çok ama çok büyük bir dertte!"
"Ne yani, yalan bir iftira mı çok büyük dert oluyor?" dedim gözlerimi devirerek.
"Hayır, hayır. Büyük dert olan davayı Sofya'nın açması!" dediğinde çok ciddi görünüyordu.
Gözlerimi kıstım. "Ne demek şimdi bu?"
"Dostum, Şikago küçük bir şehir ve bu şehrin yarısından fazlası Sofya'nın babasına ait-"
Güldüm. "Cidden bundan korkmamı mı bekliyorsun? Eğer bu gücüne sığınacaksa Los Angeles büyük bir şehir ve yarısı bize ait. Ben Sofya'yıhırpalayıp tehdit falan etmedim. Hiçbir kanıtı olamaz. Boş bir iftira attı ortaya, hepsi bu."
Lucas gözlerini kıstı. "Ben açıkçası senin yaptığını düşünmüyorum..."
"Bir dakika." dedim dudaklarımda muzip bir sırıtış yayılırken. "Böyle bir şeyi Ashley'in yapabileceğini düşünmüyorsun değil mi?"
Sesli bir iç çekti. "Dostum, bunu bir düşün-" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır, hayır-"
"Düşün dostum!" deyip iki eliyle kollarımı tuttu ve sarstı. "Partide olay çıktıktan sonra neredeydi bu kız, hiç düşündün mü? Kayıp olduğu yarım saat içerisinde sinirlendiği bir kadını hırpalayıp tehdit etmesi çok olağan."
"Saçmalama!" dedim kaşlarımı çatıp. "O öyle biri değil diyorum sana Lucas, bu saçmalığı bana inandıramazsın. Bunun olağan olmasını bırak, olası bile değil!"
"Neler oluyor?" Marry yatak odasından çıkıp gözlerini ovalayarak salona girdi. "Sabah sabah... Kapıyı çalan kimdi?"
Sesli bir iç çektim ve Marry'i es geçip Lucas'a bakıp kaşlarımı çattım. "Biliyorum dostum, evinizi açtığınız için sizin başınız da yanabilir, bundan korkuyorsun-"
