Chapter 9

29 7 0
                                    

Jeon Jungkook; Saatlerdir spor salonunda, koca bir kum torbasını hipnotize olmuşcasına yumruklarken yavaş yavaş tükendiğini hissediyor fakat hatrına gelen anılarla tekrar öfke doluyordu. Saatlerdir telefonunu eline almamıştı ve açıkçası almaya da korkuyordu zira Lee Aera, eğer onu hiç aramamış olursa küplere binebilirdi. Bir kez daha ve bir kez daha... yumrukladığı torba ileri geri salınım yaparken tatlı bir ses doldurdu kulaklarını. "Burada olacağını biliyordum." Jungkook torbayı durdurmuş ve eldivenini açmak için bilek kısmındaki cırt cırtının ucunu dişleri arasına alıp hızla çekmişti. Nefes nefese kalmıştı, bedeni güvende olduğunu fısıldadığı için yorgunluğunu da iki katı hissediyordu.

"Neden geldin?" dedi soğuk bir sesle. Profesör Kim'in ne söylediği umrunda değildi. Sadece öfkeliydi ve kendini baskılamak için de buraya gelmişti. Şu an bir sevgi gösterisinde bulunamayacak kadar delirmiş hissediyordu kendisini.

"Sevgilimi merak ettim. Suç mu, Kook?" usulca sevgilisinin yanına gelmiş, eldivenlerini çıkarıp kenara koyarken terli yüzünü, elindeki ince mendille temizlemişti. "Bu gece yola çıkacaksınız. Kendini böylesine hırpalamana gerek var mıydı? Ayrıca spor yapman da yasak sanıyordum." sarılmış eli üzerinde parmaklarını gezdirirken düşünceli düşünceli konuşmuştu Aera.

"Şu Sehun denen herif ne yapıyormuş?" diye mırıldandı Jungkook. Beklediği o kadar çok cevap vardı ki hangisinin geleceğini seçmek bile istemiyordu. Sadece beklediklerinden bir tanesinin gelmesini istiyordu.

"Yarın o da yatırımcılarla görüşmeye gidecek." İç geçirdi ve başını kaldırarak öfkeden deliye dönmüş adamın gözlerine baktı. "Neden bir anda onu sordun ki?"

"Ondan hoşlanıyorsun!" diye bir anda çıkıştığında Aera kaşlarını çattı. Nasıl oluyordu da bir anda bu kanıya varabiliyordu? "İnanamıyorum! Ondan gerçekten hoşlanıyorsun!"

"Gitmene yakın tartışmak istemiyorum." Aera arkasını döndüğünde Jungkook yine bileğinden kavramış ve kendine çekerek kızın dudaklarına bastırmıştı dudaklarını. Normalinden daha sert öpücüğü altında ne yapması gerektiğini bilemeyen Aera, refleksle onu itmeye çalıştı fakat Jungkook bu duruma daha da sinirlenerek kızın alt dudağını dişleri arasına alarak bastırdı. Aera inleyerek elini Jungkook'un saçlarına attı ve sertçe geriye çekti. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı. Şok olmuştu. Psikiyatriste gittiklerinden beri çok garip davranıyordu.

"Seninle tartışmıyorum, tıpkı istediğin gibi ama öfkem bir türlü sönmüyor. O pislik herifte olup da bende olmayan ne var, anlamıyorum." Başı, çekiştirilmenin etkisiyle arkaya atmıştı ama gözlerinde deli bir öfke vardı, kızın üzerinde, tenini yakmak istercesine dolaşıyordu. 

"Ondan hoşlanmıyorum! Nasıl böyle düşünürsün?"

"O halde neden en başta bunu söylemek yerine benimle tartışmamayı seçtin ki? Belli ki hislerin var!"

"Yok!" Aera bir anda çıkıştı.

"Göreceğiz!"

~~~

"Vursana!" Diye bağırdı Lee Aera. Sesi boş salonda yankılanırken. Karşısındaki Jeon Jungkook, dağınık saçlarını savurarak lav kazanı gibi kaynayan gözlerini kızın üzerine dikmişti. Elindeki eldivenlerle uğraşıyor, çoğunlukla göz temasından kaçınıyordu. "BİR YUMRUK DAHA SAVUR, JEON! SEN ÇOK İYİ BİLİRSİN!"

Jungkook gerginlikle iç geçirdi ve hızla yumruğunu savurduğunda kız birkaç adım geri gitti. Kız da hızla geçirdiği yumruğu Jungkook'un duvar gibi göğsünde hiçbir etki yaratmadığında iç geçirdi.

"Kabul et." Diye tısladı Jungkook. "Sana vurmak istemiyorum."

"Vurmak istemiyorsan vurma ama kabul falan etmeyeceğim!"

Saatlerdir ettikleri kavganın asıl sebenini kendileri bile unutmuştu. İki inatçı keçi, bir köprüde karşılaşmıştı işte. Ne o diyordu ben çekileceğim, ne öteki diyordu. Kız hızla diğer yumruğunu da aynı yere geçirdi ama Jungkook pek de etkilememişti elbette.

"Edeceksin." Yumruğunu yine savurdu ama kız yine kaçmayı başardı. Jungkook, eldivenlerin altından sıktığı yumruklarının acısını hissetmek için önce adrenalin ve öfkeden kurtulması gerektiğini bile bilemeyecek kadar kendinden geçmişti. Bu boks maçı için kızı ikna etmesi hızlı gelişmişti ama şimdi ona vurmak bile istemiyordu. Sadece vazgeçsin istiyordu.

Aera saatine baktı, çok geç olmuştu. Sevgilisinin birkaç saatlik uykuyla yola çıkmak zorunda kalmasına deli dehşet üzülüyordu. Kendisi konuyu çoktan unutmuştu, burada bitirmesi sorun olmazdı belki de. 

Eldivenlerini çıkarıp kenara fırlattı ve güçlü kalmaya çalışarak Jungkook'un gözlerine baktı. "Ne istiyorsan onu düşün ama benden bu kadar! Çok yoruldum ve yarın düzenlenmesi gereken tonla dosya var!"

Jungkook belli etmiyor olsa da mutluydu. Sevgilisine zarar vermeden bu aptal maçı sonlandırdıkları için gerçekten çok memnundu. Peşinden gitti ve kolunu omzuna atarak fısıldadı. "Rutinimizi bozacak mısın?"

"Neymiş bizim rutinimiz?" Kız ters ters bakıyordu ama sevgilisinin ilgi ve sevgi dolu gözlerine aynı hislerle karşılık vermez bu anı israf edermiş gibi hissediyordu.

"Spordan sonra hep beni yıkıyordun, unuttun mu?"

Göz devirdi Aera. "Git kendin yap!"

"Kırılırım ama..."

Aera ona döndü ve elini göğsüne koyarak sürüklemeye başladı. "Tam bir çocuk oluyorsun bazen."

"Ama senin küçük çocuğun olacağım için gerçekten memnunum."

Beraber duşa girdiler. Aera, duş konusunda iki katı tembelleşen sevgilisinin yumuşak saçları altından başına masaj yaparken huzurla doluyordu. Sessizce eğilmiş, kızın işini yapması için bekliyordu. Onun bu çocuksu hallerine deli gibi aşıktı.

"Aera, aşkım..." elleri yabaşça kızın ıslak ve çıplak beline gittiğinde Aera irkilerek köpükten bembeyaz kesilmiş saçlarını şöyle bir geriye iterek sevgilisinin yüzünü açtı. "Gitmeden önce son kez seninle sevişemez miyim? Zaten gitmeme 2 saat kaldı."

"Hiç uyumayacak mısın?"

"I-ıhm... uçakta uyuyabilirim." Duşun altına girdiklerinde Jungkook'un saçlarından akan şampuanın kokusu tamamen ele geçirmişti banyoyu. Dudakları birleşmeden önce saçlarının iyice durulandığından emin oldu ve sonrasında ona istediğini verdi: kendisini.

Duştan çıktıklardında yorgunlukla sevgilisini izleyen Aera son kez eşyalarını kontrol etti ve valizi kapatarak uzattı. "Dikkatli ol, olur mu?"

"Merak etme." Kızın alnını öpmüş ve sıcacık gülümsemişti. "Asıl sen dikkat et. Seni yalnız bırakmaktan nefret ediyorum."

"Merak etme. Şirket beni koruyor zaten."

"Yine de endişe ediyorum işte."

Aera umursamadan Jungkook'u yolcu etti ve kendisini yatağa bıraktıktan sonra derin bir nefes aldı. Şimdiden onu özlemişti ve kavga da etseler yanında istiyordu. Bu gece için kızların kurduğu planı görmezden geldi ve kendisini uykunun kollarına bıraktı.

Human [Jeon Jungkook Fanfiction]Where stories live. Discover now