Chapter 11

22 6 1
                                    

Kapısı açık olan eve girerken tedirgindi. Her ne kadar sekreteri, bir sorun olmadığıyla iligli uzun bir konuşma yapmış olsa da ilk defa ünlü birisinin -ve elbette hastasının- özel yaşam alanını ziyaret ediyordu. Defterini koluna sıkıştırmıştı, etrafı dikkatle izliyordu. Dışarıdan göründüğü kadar büyük bir evdi. Çoğu yerde hava temizleyiciler mevcuttu ve genel olarak siyahla beyazın özenli uyumuyla döşenmişti. Modern bir görünüşü vardı, gösterişten çok sportif bir yapıya sahipti. Rahatlığa önem verdikleri alaşılabiliyordu.

Çoğu yerde alkol şişeleri vardı ve boştu. Birkaç dakika boyunca bu geniş yaşam alanında vakit geçirdikten sonra koyu gri basamakları tırmanarak üst kata seslendi. "Lee Aera-ssi? Jeon Jungkook-ssi?"

Genç kız, odasından koşar adımlarla çıkarken profesör topukları üzerinde hızla arkasını döndü. Üzerine büyük ve bol, siyah bir ceket geçiren genç kızın üzerinde sadece geceliği vardı. Sabahlığı neredeydi kim bilir? "Hala uyuduğunuzu bilmiyordum."

"Kusura bakmayın, genelde Jungkook kaldırdığı için uyanamamışım." Profesörün yanına geldi ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. "Beraber kahvaltı yapalım mı, vaktiniz var mı?"

"Tüm günüm sizin zaten." Aldığı randevudan haberi yok muydu? "Jungkook-ssi yok mu?"

Genç kız, başını iki yana sallarken koyu maviye çalan saçlarını eliyle şöyle bir düzeltti. "Biliyorsunuz, Grammy ve konser için gittiler."

"Doğru... gelseler bilmem gerekirdi. Benim suçum."

"Kendinizi suçlamayın, herkes her şeyi bilemez ya! Pankek sever misiniz?"

"Aslında kahvaltı edip gelmiştim."

"Tadına bakın en azından. Süper yaparım demiyorum elbette ama tek başıma yemek rahat hissettirmiyor."

Kızın yalvaran ses tonuna karşılık onu kıramamıştı, peşine takılmış ve yarı ada tezgahın etrafına dizilmiş bar taburelerinden birisine oturarak defterini kenara bırakmıştı. "Hep pankek mi yaparsınız?"

"Aslında Jungkook çok sık yemez. Genelde yumurta gibi daha proteinli şeylerle beslenmeyi tercih ediyor. Ona göre daha az sağlıklı beslenen benim."

"Her gün iki farklı kahvaltı hazırlıyorsunuz yani beraber?"

"Hayır. Ben ona ayak uydururum. İlişkimizdeki belirleyici isim olmasını seviyorum. Tüm kontrolün onda olması beni rahat hissettiriyor. İki farklı kahvaltı hazırlayıp iki risk almaktansa tek riski bölüşmek daha mantıklı, değil mi?"

"Anlıyorum..." pankekler önüne konulduğunda bir bardak da filtre kahve uzatılmış ve hemen karşısına geçen genç kızı baştan aşağı süzmüştü psikiyatrist. "Onsuz yaşamınız nasıl gidiyor?"

"Aslına bakarsanız çok kötü gidiyor, size dürüst olmam gerekiyor diye söylüyorum. Şirkete hiç uğramadım mesela. Her an beni arayabilir diye de telefonumu yanında taşıyorum." Büyük ceketinin cebinde telefonunu çıkardı ve havada salladı.

"Açmazsanız kavga mı ediyorsunuz?"

"Hem o yüzden hem de ben açmak istiyorum. Beni aramasını ve onunla saatlerce konuşmayı istiyorum. Benimle gündüz vakitleri kavga için bile olsa konuşuyor olması hoşuma gidiyor." İştahla kahvaltısınu ederken bir anda durmuş, öksürerek kahvesine uzanmıştı. "Kusura bakmayın."

"Önemli değil, su ister misiniz?"

"Hayır hayır, iyiyim." Tekrar pankeklerine dönerken şurubu psikiyatristine uzattı. "Sizi arayıp Jungkook olmadığı için randevumuzu iptal etmeyi bile unutmuşum, görüyorsunuz ya. Benim hayatmda gerçekten önemli bir yere sahip."

Human [Jeon Jungkook Fanfiction]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ