vingt-cinq { tatlı, küçük bir ölüm.

1.2K 98 162
                                    

         

          Tatlı, küçük bir ölüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

          Tatlı, küçük bir ölüm. Yaşadığını hissetmenin zirve noktası belki fakat kendimden geçerken ruhunu teslim ediyor olmakla eşdeğer. Mantık sınır dışı, saten çarşaflar arasında belim yay gibi gerilip yükselirken gözlerimin önünde patlayan binlerce yıldız şahit ki, defalarca kez ölüyor ve kolları arasında tekrar diriliyordum.

Her bir hareketinde geriye devrilen gözlerimden okunduğu kadarıyla, bu yaşamak gibi değildi zira yaşamak bu kadar büyüleyici bir durum değildi. Titremelerimin sebebi ahlaksız bir kaç iniltinin eşliğinde sıyrılıp bu dünyadan, tatlı gelen bir ölümün kıyılarında gidip gelmekti içinde bulunmaktan onulmaz bir zevk aldığım pozisyon.

Elleri arasındaki ellerim kulağımın arkasında dolaşan dudakları bu dünyadan değildi. Hissettirdikleri bu dünyadan olamayacak kadar ilahiydi. Fransızlar kesinlikle haklı, la petite mort dedikleri meret bundan başka bir şey değildi.

Cehennemin orta yerinde serin cennet bahçeleri içinde dolaşıyormuş hazzı veren şeytandan çıkma tek hadise buydu. "Hazır mısın, sevgili eşim?"

Gecenin en karanlığından zifir gözleri etrafa mor kıvılcımlar saçmakta hak bulan gözlerime dokundu. Belirginleşmiş sivri dişleri bulunduğumuz hale oldukça uyumlu olan, kıvranmamı sağlayan gülümsemesiyle gözler önünde serildiğinde hayatım boyunca hiç bir şey için bu kadar hazır olmadığıma emindim. "Sana aşığım."

Bunun bizim dilimizdeki anlamını oldukça iyi kavramış olduğundan olsa gerek en derinlerimde bulduğu noktaya sert bir vuruş yapıp fiziksel olarak da bedenlerimizin birbirine karışmasını sağladıktan hemen sonra az önce gördüğüm tek başına bile beni sona getirebilecek dişlerini diliyle oldukça oyalandığı çiçeklerimin hemen altındaki mühür bölgeme geçirdi.

Dişlerinden tenime akan sıvı benliğimi ruhumdan ayırıyor, yarımı yarısına, yarısını bana katıyorken bilincim kapanıyordu her hücremde hissettiğim saf zevk yüzünden. Çiçeklerimiz, gözlerim güneşten çalmışçasına parıldıyorken mum ışıklarıyla aydınlanan odamızdaki loş ışıklar çoktan gölgeniyordu.

Çiçeklerimiz açtığında oluşan kırmızı ipliklerle bağlı ruh eşi bağlarımız mühürle birlikte ayrılması mümkün olmayacak kadar güçlü bir bağla ruhlarımızı birbirine kenetlediğinde bunu iliklerime kadar hissedebiliyor olmak bütün ömrüm boyunca yaşadığım her anı solda sıfır bırakarak tiz notadan bir sesle kendimi bırakmamı sağlamıştı.

Benden farksız olan, bacaklarımın arasında varlığını sürdüren sevgilim için de aynı şeyi söylemek mümkünken mühür tamamen oluştuğunda dişlerini çıkardı boğuk sesiyle. Bütün sıcaklığını bırakmıştı derinlerime.

Düzensiz nefeslerime karışan nefes sesleri eşliğinde ağırlığının hepsini vermemeye özen göstererek bıraktı gövdesini göğsüm üzerine. Mayışmaktan da öte, daha önce eşini benzerini yaşamadığımız hazzın en yüksek zirvesinden dolayı kendimizden geçmiştik.

 crown from enemy •taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin