vingt-sept { peri de ait kılmış kendini yıldızın gökyüzüne

1.2K 93 42
                                    

   

      •önceki bölümü kontrol etmeyi unutmayalım, keyifli okumalar ♡              Amaçların, gayelerin arzu ve isteklerin bu kadar sert virajlarda keskin dönüşlerle değişebilirliği hayrete düşürüyordu üzerinde düşündükçe

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

      •önceki bölümü kontrol etmeyi unutmayalım, keyifli okumalar ♡
      
       Amaçların, gayelerin arzu ve isteklerin bu kadar sert virajlarda keskin dönüşlerle değişebilirliği hayrete düşürüyordu üzerinde düşündükçe. Uçtan uca değişen beklentilerin bir noktada benliğimi mayhoş bir sevinçle kuşattığı su götürmez bir gerçekti.

Savaş, ülke, toprak, krallık, yegane düşmanım kim taehyung. Sahiden düşmanım, kim taehyung diye girdiğim hikayemin gidişatı, geldiği nokta akıllara zarardı. En başından içten içe biliyor olmama rağmen şiddetle reddettiğim ihtimalleri yaşamıştım, yaşıyordum. İyi ki de yaşıyordum

Her gün yanında, kokumuzla kuşatılmış bir odada uyanıyordum. Yastık üzerine dağılmış saçları, şekilli çehresi ölüp bittiğim elaları oluyordu ilk gördüğüm şey. Belimdeki elleri, hemencecik dudaklarımı bulan dudakları minik bir cenneti yaşatıyordu kendi küçük dünyamda.

Çok iyi kurgulanmış bir rüya gibiydi, tercihen siyah atlı yıldız kral ve yanındaki beyaz atlı peri kralının yıllar boyunca dillere pelesenk olacak süslü masalı gibiydi. Yıldızın perinin avuç içinde parladığı bu evrende, mevzu bahis peri da zerrece gocunmuyor ait kılıyordu kendini yıldızın gökyüzüne.

Başlangıçtan bambaşka bir noktada elim yüzüm karşı koyamayacağım güçlü hislere bulanmışken hayret etmek en büyük hakkımdı. Ulaşılmaz olarak gördüğüm, gözümde olimpos tanrısından farkı olmayan adam tek tek aşmıştı bana gelen yolları benim için ve benim elimden ona şiirler yazmaktan fazlası gelemezdi.

Yaşamakla tanıştırmıştı beni, küçük bir bebeğin dünyası gibi, 'bak bu gökyüzü, burası dünya, renkler var bir de, renkler.' güzel kılan alemi elleriye, bana tanıtmıştı hayatı ve sevdirmişti anlam katmıştı durmadan nefes alıyor olmaya.

Şimdi, savaşı kazanmışken dışarıda buna dair yapılan kutlamaların sesi yankılanıyorken, bu yola çıkmanım yegane amacına ulaşmışken kötü bir kral sıfatına bürünüp topraklarımın o kadar da umurumda olmamasıyla karşı karşıyaydım. İşte şimdi krallığı hakkıyla yapabilecek bir kral gibi hissetmiyordum zira eski jeongguk'un hakkıyla kral olabilmesindeki en önemli özelliği ülkesinin önüne duyguları da dahil hiç bir şeyi koymamasıyken o sıra alt üst olmuş, kim taehyung diye birinin varlığı bırakın önem sıralamasını hayatımın komplesini kaplamıştı. Bu yüzden belki de şu an önceki kadar iyi bir yönetici sayılmazdım fakat ziyanı yoktu. Yalnız değildim. Yanımda o hatta onlar olduktan sonra geri kalan her şey halledilebilir gibi geliyordu gözüme.

"Ne?" gözünden ince bir yol çizerek akan yaşı sildim yanaklarına yasladığım elimin baş parmağıyla. Alnı alnıma yaslıyken ikimiz de deli gibi gülüyor aynı zamanda yine tıpkı bir deli gibi gözyaşı akıtıyorduk. "Hamilesin?"

"Hmhm, hamileyim." eli karnımın üzerinden bir milim oynamazken tir tir titrediğini hissedebiliyordum tenimde. "Hissetmiyor musun?" burnunu çekti, gülümser yüzü hiç bozulmazken parıl parıl parlayan bakışlarını belli belirsiz karnımdan çekmiyordu. "Hissediyorum. Bu, bu çok çok tarifsiz konuşamıyorum, kelimelere dökemiyorum. Baba oluyorum jeongguk." cümlesi biter bitmez ayırdı alınlarımızı. Ben göz altlarına birikmiş yaşları silerken tekrarladı inanamayarak. "Baba oluyorum."

 crown from enemy •taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin