vingt-neuf { çiçeklerimiz açmadan alın canımı, çiçeğimin canı acımasın.

1K 91 79
                                    

•üç ay sonra•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•üç ay sonra•

        Bir şeyi hiç delicesine istediğiniz oldu mu? Birini, bir hissi, bir ünvanı, makam mevkiiyi, herhangi bir şeyi? Delicesine arzuladığınız o olmazsa yaşayamazmışsınız gibi hissettiğiniz oldu mu?

Sizi pek bilmiyorum fakat bugüne kadar bir çok şey oldu. Şimdi buna beş yaşımdayken gördüğüm ve ilgimi çeken o bambaşka auraya sahip çocuk diyerek başlayabilirim fakat bunu zaten hepimiz biliyoruz artık, sonuç olarak bugün karşı koyamadığım başka bir arzumdan söz edeceğiz. Kendisi bir meyve, adına da erik diyorlar. Yeşil ekşi sulu bir erik bildiğiniz.

Buraya kadar oldukça normal görünüyor olabilir zira insanların özellikle hamile insanların canı bazen bazı şeyleri çekebilir fakat zaman ve mekan konusunda pek iyi olmadığımızı kabullenmek zorundayım maalesef.

"Yavrum, evladım gecenin bir körü, sabah da düğün var. Sırası mıydı şimdi?" bıkkınlıkla fısıldadım kendi kendime. Taehyung yanımda belime sardığı kolları ve bacaklarıma sardığı bacaklarıyla bana bir ahtapotu kıskandıracak kadar sıkıca sarılmış mışıl mışıl uyuyordu ki onu uyutmak da hiç bu kadar zor olmamıştı esasen.

Sabah, jimin ve yoongi'nin düğünü vardı ve inanın üç aydır, taehyung kardeşinin yoongi'yle öpüştüğünü gördüğü günden beri hepimize kan kusturuyor kızılcık şerbetini su niyetine tüketiyoruz dedirtiyordu.

Bir kaç gün hiç bir şey olmamış gibi davrandı, beş kez antremanlarda yoongi'nin boynuna kılıcını yaslayıp her ne kadar ben jimin'i sakinleştirmek için şakalaşıyorlar demiş olsam da hafiften bir öldürmeye yeltenmişti, hafiften demek beş kez demek evet.

Jimin sonunda dayanamayıp belki de ilk kez taehyung'un karşısına geçmişti bu süreçte. Yoongi her ne kadar taehyung'un bütün eziyetlerine karşın sessizliğini koruyor olsa da omega sessizliğini koruyacak biri değildi tahmin edersiniz ki. 'Ya onu eşim olarak kabul edersin ya da bu saygısızlığının bedelini yanında beni göremeyecek olmanla ödersin abi.' dediğinde taehyung yıkılmıştı. Aslında onları ayırmak gibi bir düşüncesi hiç olmamıştı sadece tam anlamıyla kabullenmesi vakit alıyordu.

O günden sonra bu konuşmadan en ufak haberi olmayan yoongi bir gece vakti elinde keskin bir hançerle odamıza gelmiş taehyung'un önünde diz çökerek, 'Kardeşinizden uzak durmamı istiyorsanız alın canımı majesteleri, zira bu aşk bendeyken prensimizle evlenmek hadsizliğini bile kendime hak göreceğim. Bu yüzden, bizim çiçeklerimiz çıkmadan, çiçeğimin canı acımadan alın canımı.'

O an fark etmişti taehyung davranışlarının, ona göre küçük huysuz kıskançlıklarının karşıdan nasıl anlaşıldığını. Yüzündeki şaşkınlık ve hissettiği huzursuzlukla karışık suçluluk bu yüzdendi. 'Saçmalama yoongi, kalk hemen.' elinden tutup kaldırmıştı yoongi'nin sahiden çökmüş bedenini. Çocukluk arkadaşımı ilk kez bu halde görüyordum ben de. 'Kabullenişim zor olmuş olabilir fakat sizin elinizden mutluluğunuzu almaya hakkım yok. Jimin biriyle birlikte olacaksa ve bu kişinin sen olmasına karar verdiyse yalnızca mutluluk duyarım adınıza.' ve ekledi. 'Denerim en azından, eh sen de alışacaksın kıskançlıklarıma.'

 crown from enemy •taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin