52

8.1K 752 76
                                    

"Selin, çık şu odadan da bana yardım et!" Annemin seslenmesiyle baş aşağı durduğum yataktan kalktım. Kapımın açılmasıyla o tarafa döndüm. "Kızım çıksana şu odadan artık!" Diyen annem girdi. Oflayarak "noldu anne?" Dedim. "Kızım kaç gündür şu odada tıkıldın kaldın, dışarı çıkmıyorsun bari odandan çık başka odaya geç."

Batı'yla ayrılalı tam on gün olmuştu ve ben on gündür odadamdan çıkacak enerjiyi bile kendimde bulamıyordum. Mağarasında yaşayan bir insan gibiydim. Annem cevap vermeyeceğimi anlayınca devam etti. "Selin neyin var kaç gündür? Batı'yla dışarı da çıkmıyorsunuz. Ara şu çocuğu da çıkın, bir hava al." Annemin dedikleriyle gözlerim doldu ve annem görmesin diye kendimi yatağa atıp kafamı yastığa gömdüm.

Annem terliğiyle bacağıma vurdu. "Ne bu hallerin senin?" Kafamı hafifçe yastıktan kaldırdım. "Yok bir şeyim anne, dışarı çıkasım yok." Dedim. "İyi, gel mutfağa da bana yardım et o zaman." Dedi ve odadan çıktı. Bende kendimi toparlayarak yatakta oturur pozisyona geçtim. Bu odadan hiç çıkmak istemiyordum.

Tam yataktan kalkacakken telefonum çaldı. Yatağa geri oturdum ve arayan kişiye baktım. Selim arıyordu. Normalde her gün birbirimizi arar, konuşurduk ama on gündür telefona çok bakmadığım için aramalarını görmüyordum. Kendimi toparlayarak telefonu açtım.

"Selin!" Selim'in neşeli sesini duymamla yüzümde tebessüm oluştu. "Efendim!" Dedim gülerek. "Kızım nerdesin sen?! Kaç gündür ulaşmaya çalışıyorum sana yoksun. Batı'yı da arıyorum bakmıyor. En son anneni aradım." Şaşkın bir sesle "Annemi mi aradın?" Dedim. "Evet, artık sana ulaşamayınca aradım, odasında kendini imha ediyor dedi."

"Birkaç gündür telefonum kapalıydı o yuzden, yoksa açardım biliyorsun." Alıngan bir sesle "hı hı bilirim o kapalı telefonları." Dedi ve devam etti. "Söyle bakayım, neredeydin kaç gündür?" Biraz ne diyeceğimi düşündüm. "Ders çalışıyordum o yüzden kapattım." Dedim aklıma gelen ilk yalanla. "O yalan çoktan geçti Selin. Şimdi, noldu söyle."

Ne diyecegimi bilemedigim için biraz kem küm ettim. Selim bir şeyler olduğunu anlamış olacak ki "noluyor Selin?" Diye sordu. "Bir şey olmuyor Selim, nereden çıkardın?" Dedim geçiştirircesine.  "Nasıl bir şey olmuyor? Kac gündür telefonlarıma bakmıyorsun şimdi de nolduğunu söyleyemiyorsun, Batı da telefonlarına bakmıyor. Bu arada Batı niye telefonlarına bakmıyor?"

Bir süre sessiz kaldım ve ağzımın içinden "bilmiyorum." Dedim. "Nasıl bilmiyorsun? Sen Batı'ylada mı konuşmadın kaç gündür?" Cevap veremedim. "Alo, Selin. Orda mısın?" Gözlerim dolmaya başlamıştı. Konuşursam ağlayacağımı bildiğim için sustum. Burnumu çekmemle Selim "noluyor Selin?" Diye sordu. İşte bunu sorması hiç iyi olmamıştı.

Kendimi tutamayarak sessizce ağlamaya başladım. "Selin, iyi misin?" Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Aramızda bir sessizlik oldu ve kısa bir süre sonra aydınlanma yaşadı. "Selin." Dedi şaşkınlıkla. "Tamam ağlama, olur böyle şeyler." Dedi ve devam etti. "Ne diyeceğimi de bilmiyorum ki."

"Bir şey demene gerek yok." Dedim ağlamalarımın arasından. "Noldu Selin, neden böyle oldu?" O görmesede omuzlarımı silktim. "Öyle olması gerekti." Sslim biraz sessiz kaldı ve "barışırsınız Selin, Sıkma canını. Arada yaşanır böyle şeyler." Dedi ağlamamı durdurmak için. kafamı salladım. "Ben ayrıldım."

"Ama siz seviyordunuz birbirinizi?" Dedi şaşkınca. Bunj demesiyle ağlamam siddetlendi ve "seviyorduk." Dedim. "Tamam sakin ol, ağlama. Noldu anlat." Dedi yumuşak bir sesle. Kendimi toparlamaya çalıştım. "Ayrıldık işte, bitti." Dedim. "Bir nedeni olmalı, bir şey mi oldu?"

Derin bir nefes aldım. "Birbirimizi seviyorduk, evet ama kavga ediyorduk. Aramızda bazı sorunlar vardı, çözemedik. Öyle oldu." Dedim kendimi zor tutarak. "Ama iyiydiniz?" Kafamı iki yana salladım. "İyiydik çünkü ben her şeyi görmezden geliyordum. Ama görmezden  geldikçe her şey daha kötü oldu. Daha da kotüleşmeden bitirdim."

Sessiz kaldı. "Bu senin için daha mı iyi?" Diye sordu. "Öyle." Dedim ve devam ettim. "Yani öyle umuyorum." Derin bir nefes verdi. "Umarım öyledir Selin. Unutma ben her zaman yanındayım, bir dahakine kötü hissettiğinde hemen beni arıyorsun anlaştık mı?" Kafamı salladım. "Anlaştık."

"Şimdi beni boşver sen napıyorsun?" Diye sordum. "Hiç öyle sınav stresinden kurtulmuş bir şekilde tüm gün yatıyorum." Heyecanla "konuşamamıştık istediğin yer çıktı mı?" Sakince "Evet." Dedi. Normalde bunu coşkuyla söylerdi ama şuan sakindi. "Senin tercihin noldu?" Dedi çekingen bir sesle çünkü Batı için burda okumak istediğimi biliyordu. "Ankara çıktı." Dedim ve devam ettim. "Benim için daha iyi. Ailemden ayrılmamış olacağım. Hem doğup büyüdüğüm yer." Dedim olayın iyi tarafını anlatmak için.

"Senin için  her seyin en güzeli olsun Selin." Söylediği şeyle yüzümde bir tebessüm oluştu "teşekkür ederim Selim. Her şey için." Güldü ve "Bak bir daha söylüyorum, kötü hissettiğinde beni ara. Ben bu günler için varım. Öyle oturup tek başına ağlama. Ara beni birlikte ağlayalım. Hem dayanamam ben senin tek başına ağlamana, zaten birbirimizden uzaktayız bari konuşalım olur mu?"

Hızlıca kafamı salladım. "Olur." Dedim titreyen sesimle. "Selin!" Annemin seslenmesiyle Selim "Annen çağırıyor, hadi topralan, sonra tekrar konuşuruz." Gözlerimi sildim. "Tamam, görüşürüz." Tam kapatacakken durdum ve "iyiki varsın Selim." Güldü ve "Sende Selin." Dedi. Telefonu kapattık.

Telefonu komodinin üzerine koyacakken yanda duran müzik kutusu gözüme çarptı. Onu kaldırmayı unutmuştum. Tereddütle elimi uzattım ve aldım ama çalıştıramadım. Sadece baktım. Bu müzik kutusundaki balerin benim için dans edecekti, ben hayata devam edecektim ama o olmayacaktı. Annemin tekrar "Selin!" Diye bağırmasıyla hızlıca müzik kutusunu bir kenara koydum ve kendimi toparlayarak ayağa kalktım.

Mutfağa girdiğimde annem oturmuş telefonuna bakıyordu. "Noldu anne?" Diye sordum. Gözlüğünün üzerinden bana baktı "bir şey olmadı, odandan çık diye çağırdım." Oflayarak "Anne ciddi misin?" Dedim. Annem umursamadan "Evet." Dedi. Etrafa baktım ve "e yardım edilecek bir şeyde mı yok?" Diye sordum. Annem tekrar bana baktı. "Yok, sağolasın hepsini ben yaptım." Dedi imalı imalı. Ya sabır çekerek içeri geçtim. Babam televizyon izliyordu. Hiçbir şey demeden yanına gittim ve dizlerine yattım.

Bir süre sessiz kaldık. "Neyin var Kızım? Kaç gündür odandan çıkmıyorsun." Omuzlarımı silktim. Bir şey demek istemediğimi anlamıştı. Babamın telefonun çalmasıyla Galatasaray marşının yükselmesi bir oldu. Duyduğum şarkıyla gözlerim yine uzaklara dalmıştı. Babam hemen aramayı reddetti. Elini saçlarıma attı ve okşamaya başladı. Bunu yapmasıyla dayanamadım ve ağlamaya başladım.

Ne kadar belli etmemeye çalışsamda babam farketmişti. Biraz eğilerek "Sıkma tatlı canını." Dedi. Hafifçe kafamı salladım. Öylece babamın dizlerinde on gündür tuttuğum gözyaşlarımı döktüm.

.....

Ay selam! Nasılsınız, iyi misiniz? Umarım iyisinizdir ve umarım bölümü begenmissinizdir. Bu bölüm size kısa gelebilir çünkü kısa. Bu arada önceden söyleyeyim birdahaki bölümde bir zaman atlaması olacak. Uyardım çünkü geçen yazdığım zaman atlamasında herkes allak bullak olmuştuu.

Neyse umarım hala beni seviyorsunuzdur. Ben sizi çok seviyorum, öptüm. Birdahaki bölümde görüşelim. Behlül kaçar.

not yardımı/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin