Özel bölüm

2K 213 41
                                    

"Benim bu hayatımda karlar fırtınalar var, çektiklerimi bilse dağlar taşlar hep ağlar!" Selim yutkundu ve söylemeye devam etti. "Kimselere vermesin tanrım böyle çileler, insan dertli olunca hiç bitmezmiş geceler!" Hepimiz şaşkınlıkla Bergen söyleyen sarhoş Selim'e baktık. "Kimselere verm-" diyecekken kendini o kadar kaptırmıştı ki söylerken sandalyesinden düşüp çimlere yuvarlanmıştı.

Hepimiz finallerimiz bitince kafa dağıtmak için İzmir'e gelmiştik ve hava alalım diye sahile inmeye karar vermiştik. Selim bir anda içmek isteyince de itiraz edememiştik ve sonuç buydu. Sarhoş bir selim. Sesimizi çıkarmadan onu izledik. Eren Nilay'a yaklaştı ve sessizce "hayatım, Selim'e noldu?" Diye sordu. Nilay'da Eren'e biraz yaklaştı. "Büte kaldı." Eren "yazık." Dedi ve kollarının arasındaki Nilay'a biraz daha sarıldı.

Onlara gururlu bir anne gibi baktım. Ne de olsa onları ben tanıştırmıştım ve Şuan sevgililerdi. Tanıştırdığım andan beri birbirlerinden hoşlandıkları apaçık belliydi. Özellikle Eren'in 'hayatımda gördüğüm en güzel nilaysınız.' Sözünden anlaşılmıştı. Nilay onu üzmeyecek, iyi birini bulduğumu düşünüyordum. O telefonda konuştuğumuz hallerinden sonra onu böyle mutlu bir ilişkide görmek beni de aşırı mutlu ediyordu.

"Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem, bütün zalim olanları sen affetsen ben affetmem!" Selim'in bir anda bağırmasıyla korkuyla ona baktım. Çimlerin üzerinde yuvarlana yuvarlana şarkı söylüyordu. Batı yanımdan kalktı ve selim'i çimlerin üzerinden kaldırmaya çalıştı. "Selim, Allah için sen bir daha içme!" Diye isyan etti. "Bir zevkimiz var, onu da bırakın be kardeşim." Diye konuştu Selim zar zor.

Batı onu sandalyesine oturttu ve geri yanıma oturdu. "Acaba eve mi götürsek?" Diye sordum. Bana döndü ve yüzüme yaklaştı. "Acaba onu burda bırakıp kaçsak mı?" Bunu demesiyle gülümsedim. "Ciddiyim, hayattaki zorlukları tek başına aşması gerek." Dedi gülerek. "Ayrıca İzmir'e Selim'i ayıltmak için mi geldik?" Diye sitem etti. Yanağını öptüm. "O bizim arkadaşımız." Ofladı. Bu tepkisini görünce tebessüm ettim.

Demir elini selim'in omzuna koydu. "Ne derdin var aslanım, söyle." Dedi yolla gelsin der gibi. "Ne çektiğimi bir ben bir Allah bilir be!" Diye sitem etti selim. "Yalan yapıyor ya!" Dedi Nilay gözlerini devirerek. "Anlamıyorlar beni Demir, bu pis çiyan bile anlamıyor!" Dedi ağlamaklı bir sesle ve Demir'in omzuna yattı.

Onu bu halde görünce içim parçalandı. Acaba gerçekten bir şeyi mi vardı? Ayağa kalktım ve sandalyemi aldım. "Nereye?" Diye sordu Batı. Selim'in yanına oturdum. Benim peşimden Batı'da yanıma geldi. "Selim bir şeyin mi var?" Diye sordum. Selim benim konuşmamla bana baktı ve "Selin!" Diyip benim omzuma yattı. Kolumu omzuma attım. "kimse beni anlamıyor!" Omzunu sıvazladım.

"Selin, beni de kimse anlamıyor!" Batı ilgi istercesine bana baktı. "Rol çalma be!" Diye bağırdı selim. "Sus lan, ayyaş!" Batı da ona bağırdı. Selim ağlamaklı bir şekilde konuştu. "Selin bana ne diyor!" Batı da diğer omzuma yattı ve Selim'i görmezden geldi. Umutsuzca diğerlerine baktım. Bade bana metanetli ol der gibi bakıyordu.

"Selim, noluyor hakikaten?" Diye sordu Bade. "Hiç." Dedi ve omuz silkti. "Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste Bade." Bade şaşırdı ve "ben mi?" Diye sordu. "Ne anlatıyorsun sen Selim?!" Diye çıkıştı Demir. "Ben kimin ahını almışım ya?!" Bade korkarak sordu. Demir hemen onu yanına çekti. "Bilmem, almamışsındır herhalde Bade'm." Bade ağzını bir karış açtı. "Almışım yani, öyle mi Demir?!" Demir kekelemeye başladı. "Onu demek istemedim. Almamışsındır hayatım, kimin ahını alacaksın?" Bade ona dur işareti yaptı. "Tamam Demir." Demir masum masum ona baktı. "İşte, had bilmeyen çavuşlar döner götünü avuçlar Demir." Selim tine atasözü söylemeye devam esiyordu. Demir ise ona öfkeyle bakıyordu.

not yardımı/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin