54-FİNAL

13.7K 984 443
                                    

"Kızım oyalanıp durma, hadi arasana şu çocuğu!" Dedi Eren sinirle. Kafamı hızla iki yana salladım. "Yok ben yapamayacağım." Eren yanıma geldi ve kollarımdan tutarak beni sarstı. "Ne demek yapamayacağım! Zaten iki yılı çöp ettin, ne demek yapamayacağım? sinirlendirme beni! Yemin ediyorum terliği elime alırsam ömrün boyunca annenden yemediğin dayağı benden yersin!" Diye bağırdı. Çekingen bir şekilde ona baktım. "Tamam abi ne kızıyorsun?"

Şuan telefonun başında çaresizce bekliyordum. Aylin'in anlattıklarından sonra onsuz geçen iki yıl yüzüme tokat gibi yapışmıştı. O gün her şeyi Eren'e anlatmıştım ve Eren'de onunla barışmam için ayaklarıma kapanmıştı. Benden daha hevesliydi. Onu aramaya karar vermiştim ama yapamıyordum. Hem arayıp ne diyecektim? Kusura bakma bir yanlış anlaşılma oldu, iki yılımızı çöp ettim nasılsın? mı diyecektim?!

Telefonda adını ararken durdum ve teledonu Eren'e fırlattım. "Ben arayamam sen ara." Eren telefonu bana fırlattı. "Lan ben mi iki sene önce ayrıldım çocuktan?! sen ara." Telefonu ona geri fırlattım ve omuzlarımı silktim "banane, sen ara!" Tekrar telefonu bana attı. "Ne demek banane? Al şu telefonu." Dedi ve telefonu geri bana attı. Telefonu patlayıcı madde gibi tuttum ve geri fırlattım. "Hadi nolur!" Dedim yalvarırcasına. "Yok ben arayamam." Diyerek geri fırlattı. Sinirle telefonu tuttum. "Ne demek arayamam lan Eren! Sen benim kankam değil misin?!" Yüzünü buruşturdu. "Sen yine mi Recep İvedik izledin?" Söylediğini takmadan yanına gittim ve koluna yapıştım. "Ya nolur sen ara!" Dedim çaresizce.

Kolunu bir pislikten silkeler gibi silkeledi ve "ya kışt kışt." Dedi. "Şimdi al şu telefonu ara şu çocuğu. Sende kurtul bende kurtulayım!" Dedi yakasını silkerek. "Çok kötüsün!" Dedim ağlamaklı bir sesle. Eren koltuğa oturup yayıldı ve "hadi canım, ara şu çocuğu sonra da senin ödevini yiyelim." Dedi. Gözlerimi devirdim. "Ben diyorum Gümüşhane, sen diyorsun götüm şahane."

Ben telefona telefon bana bakarken bir anda telefonum çaldı. Arayan kişiyi görünce küçük bir çığlık attım ve telefonu koltuğa fırlattım. Eren şaşkın şaşkın bana bakarken "noluyor lan?!" Diye bağırdı. Elimle telefonu gösterirken "çekim yasası galiba bu." Dedim şaşkın şaşkın. "Kızım ne saçmalıyorsun?!" Dedi ve telefona baktı. O da şaşkınlıkla bağırarak telefonu geri koltuğa fırlattı.

Eren hemen kenine gelerek telefonu bana getirdi. "Hadi aç." Kafamı hızlıca iki yana salladım. "Bana bak manyak karı, aç şu telefonu konuş şu çocukla." Tekrar kafamı iki yana salladım. Bunu yapmamla Eren aramayı cevapladı. Bunu yapmasıyla tam kaçacakken beni tuttu ve geri çekti. Titreyen elimle telefonu aldım.

Duyduğum "Alo." Sesiyle kaskatı kesildim. Karşılık olarak "Alo." Dedim. Sesim biraz kısık çıkmıştı. "Selin, selam ben Batı." Demesiyle hemen "biliyorum." Dedim. "Yani numaran hala kayıtlıydı, o yüzden." Ağzımdan bir an 'hatta birazdan seni arayacaktım' çıkacaktı ama zor tutmuştum. "Sevindim." Dedi. "Bir şey mi oldu?" Diye sordum. "Iııı şey." Dedi ve biraz duraksadı. Arkadan konuşma sesleri gibi bir şey geliyordu ama seçemiyordum. "Ben şey diyecektim." Merakla "ney diyecektin?" diye sordum. Yanımdaki Eren koluma vurmaya başladı. Ona ne var?! Der gibi baktım. Sessizce "Ne diyor?" Diye sordu. Omuzlarımı silktim. "Buluşalım mı?" Bunu demesiyle şoka uğradım. "Buluşalım mı?" Dedim şokla. "Bende sana soruyorum işte, Buluşalım mı?"

Yanımda duran Eren kolumu sarsmaya başladı. Ona baktığımda deli gibi kafasını aşağı yukarı sallıyordu. "Buluşalım da önemli bir şey mi oldu?" Dememle hemen "oldu!" Dedi. "Noldu?" Dedim merakla. "Seninle konuşacaklarım var." Neye uğradığımı şaşırarak "tamam, ne zaman?" Diye sordum. Hemen "bugün!" Dedi. "Bugün mü?" Dedim şaşkınlıkla. "Evet, müsait değil misin?" Eren hala kolumu sarsmaya ve kafasını sallamaya devam ediyordu. "Müsaitim." Dedim. "Tamam, ben sana konum atarım." O görmesede kafamı salladım. "Tamam, görüşürüz." Tam teledonu kalatacakken "görüşelim Selin." Dedi. Gözümde canlanır koskoca mazi.

not yardımı/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin