6.4

13.7K 927 64
                                    

Geç olsun ama güç olmasın demişler,
keyifli okumalar ♥️

...

"Yok kızım, yapamayacak bu çocuk anladım ben." diye söylendim kendi kendime, aynanın önündeydim ve saçlarıma son dokunuşu yapıyordum. "İş başa düştü, aylardır tık yok."

"Sen azıttın Gökçe, ciddiyim," Leyla güya beni kınıyordu ama yediği naneleri çabuk unutmuştu. "Ee tabii senin tuzun kuru, hiç böyle işler peşinde koşmak zorunda kalmadın. Fatih çekti öptü seni, işi de bitirdi."

Herkesin sevgilisi temas temas diye ölüyordu benimki de utanmasa elimi tutamayacaktı. Bu erkeklerin kafa hani hep elleşmeye çalışıyordu, benimki neden böyleydi?

"İyi de o öyle ortam hazırlayıp olacak bir şey değil, içinden gelmesi lazım. Sen gitmişsin, önceden park park dolanmışsın ve burada öpüşsek güzel olur diyorsun. Hayatımda daha aptal çok az şey duydum."

"Aa nesi aptalmış?" diye sordum burnumun ucunda, cidden sinirimi hoplatıyordu bu kız. "Hem ne demek içinden gelerek yapılması lazım? Beni öpmek Yağız'ın içinden gelmiyorsa olay çıkar."

"Ohh bravo, senin kafa yine gitmiş. Hiç uğraşmayacağım, bence Yağız da uğraşamayacak. Çocuk ağaç oldu kapının önünde."

Omuz silktim ve dudağıma çilek aromalı bir lipstick sürdüm, ben bu çocuk için artık daha ne yapabilirdim Allah aşkına? Dünden beri sürmediğim nemlendirici kalmamıştı. "Kız evi naz evi, beklesin biraz. Ölmez ya."

"Sen de kalk biraz sür sürüştür annem çakmasın, şimdi sen bu kadar süslendin ama bu kızın hali ne böyle demesin." Harbiden Leyla neredeyse sıfır makyajdı, bense filli boya reklamı gibiydim. "Bana ne ya, hiç uğraşamam."

"Bencillik etme bak, bugün banaysa yarın da sana. Gerçi sen yarını bırak birkaç ay önden gidiyorsun ama neyse," Asalak sırıtışım arkadaşımın elinin tersiyle yapıştırması sonucu kesilirken ahladım ve "Ya ne var, kıskanıyorum," dedim. "Ben de öpüşeceğim, neyim eksik? Neyim ya?"

"Eksik değil de," dedi Leyla, sonra da yüzünü buruşturarak suratımı işaret etti. "Birkaç kilo boya fazlan var."

"Çirkin miyim o nasıl ifade?" Leyla kafasını sağa sola salladı, "Hayır ya ne alaka, sadece normalde abartmadığın için alışılmışın dışında hissettiriyor."

"Laf ebeliği yapma, kötü mü olmuş?" Omuzlarımı düşürdüm, arkadaşım eline bir peçete alıp yanaklarıma özenle sürdüğüm allığı silince moralim bozulmuştu. "Yani biraz daha iyi, nasıl sürmüşsün anlamadım zaten. Çıkmıyor."

Şifoniyerin üstündeki telefonuma gelen bildirimle gözlerimin yönü aynadan oraya doğru kaydı. Yağız yarimin gönderdiği 'elli dakika oldu gökçe, ben gidiyorum' temalı mesaj da gelmişti, artık oyalanmamam lazımdı.

Hemen telefonu elime aldım ve tamam tamam, çıktım yazdım, "Galiba kızdırdım çocuğu, bizim naz işi yalan oldu." dedim arkadaşıma. "Bu çocuk seni terk edecek gibi geliyor ama neyse, zaten daha hala nasıl ayrılmadı inanılır gibi değil."

Ağzına tıktığı poğaçayı kemirmese ona vururdum da yine vicdanım elvermemişti, şimdi boğazına kaçardı, gider ayak kızı sakatlamak istemiyordum. "Kusura bakma da benden bu kadar memnun değilsen neden yıllardır arkadaşımsın?"

Leyla yediği lokmayı yuttu, kapıdan dışarı çıkmadan önce de anneme teşekkür etmiş, sonra da az ilerideki Yağız'a el sallamıştı. Gözleri tekrar bana döndüğünde "Sende şeytan tüyü var," dedi, "İnsan gitmek istiyor ama kapında böyle dikilmekten başka bir şey de yapamıyor."

Göğe Ait | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin