HAYATIN KİRLİ OYUNU

41 7 2
                                    

Atilla Demir

Komutan el işareti ile ilerlememizi
söyledi.Evet, on iki yaşında ki bir çocuk olarak silah tutuyordum.Maskemi düzeltip silahım şarjörünü doldurdum. Gergindim, sadece yetimhanede ki çalışanları vuracaktık bu kadar evet sakin olamam gerekiyordu. Bunun için küçüklüğümden beri eğitim alıyordum. Şimdi o zaman geldi . İşimi güzel yapmalıyım  sınavdan yüksek bir puan aldığım için beni az suikastçinin aldığı bir eğitim aldığım için bu operasyona beni de almışlardı. Ben eğitimimi almıştım gergin olmama gerek yoktu.Kasvetli bir geceydi ve sisli bir hava vardı. Saatime baktığım da 20.59'du. Herşey bir dakika içerisinde başlayacaktı. Duvarların arkasında saklananlar, çimlerin arasında gizlenenler ve biraz ilerideki tepede keskin nişancılar vardı. Derin nefes aldım ve liderin işareti ile ilerlemeye başladık. Kapıyı tekmeleyerek giren ön birlik çalışanları vurmaya başladı. Ben üst kata koşarak çıktığımda oradaki temizlikçiyi tam vuracaktım ki bı kız çocuğu üstüme atladı. Nereden çıkmıştı bu? Hayır, vuramayacaktım. "Onu vurma!" Diyerek güçsüz yumrular atıyordu. Üstümden ittim ve temizlikçiyi kafasında vurdum. Şok geçiriyordu büyük ihtimalle, yoksa hareket ederdi. Kız birden çığlık atmaya başladı. Bunlar için eğitilmedim ben odaklan görevine Atilla kendine gel kız bağırabilir sadece görevi düşün. Diğer odalara bakmaya başladım. Tüm çocuklar kargaşa içinde oradan oraya koşuyorlardı. "Atilla çocukları dışarıya çıkarmaya başla. Ben etrafa bakarım." En üst düzeyde olan bir suikastçilerden  biriydi bu. Çocuklara tam bağıracaktım ki kafama çok sert bir darbe aldım. Sersemleyerek duvara tutunmaya çalıştım. Uyanık kalmam gerekiyor bayılma! Kendime tokat atarak ayılmaya çalıştım. Kahretsin! Bulanık görüyordum ve sakın değildim!O kız yapmıştı. Gene kafama şişe ile vuracaktı ki kolundan tutup kendime çekerek silahı  kafasına dayadım. Çocuklar bir kenara toplanmıştı. "Hemen çıkmazsınız kız ölür!" Tabii ki de yapmayacaktım. Çocuklarda ne hareketlenme ne de ses çıkınca yere sıktım. Yaptıkları normaldi. Ben de aynısı yaşadım ve babam dediğim beni evlatlık olarak alan bir kişiydi. Kızın korkudan titremesi artınca  gene bağırdım. "Hadi! Ne bekliyorsunuz?" Mantıksız şeyler demem sıkıntı yoktu. Korku ve tehdit olduğu sürece sıkıntı yok. Ağlayarak  koşan çocuklar odadan çıkarken silah sesleri ve çığlıklar kesilmişti. İşimiz hızlı bitmişti. Çok bir şey yapamadım bu beni üzmüştü. Rehine olarak aldığım kızı bıraktım. Kız benden iki yaş küçük gibiydi. Bana nefret dolu siyah gözlerle bakan kıza, "Hadi sende arkadaşlarına katıl." Dedim.Kız da ne mimik oynadı ne de ses verdi. "Hey! Ben kime diyorum?" kız cebinden bıçak çıkarmıştı ve bana doğru koşmaya başladı. Bir dakika o benim bıçağımdı. "Onu nasıl aldın sen?" Kızın kolunu tuttuğum da, "Sen bir katilsin! Bırak beni!" Evet ben bir katildim. Tekmeleyerek yere düşürdüğüm kız kafasına yere vurarak bayılmıştı. Öldürdüğüm çalışana baktım. Kafasından çıkan kan kızın eline deyecekti ki kızı kucağıma alarak merdivenlerden indim. Yakında zaten bu pisliğe bulaşacaktılar ama şimdi değmesin istemedim.Aykan abiyi görünce onun yanına gittim. " Güzeldi Atilla, ilk operasyonundu ama gene hiç tereddüt etmeden o adamı vurdun. Sadece bu taşıdığını kız seni zorladı." Siyah saçlı kıza baktım. " Evet..." Diyecek bir şey bulamadım. Haklıydı bu kız beni zorlamıştı. Kızı, Aykan abiye verdim. Gitmeden önce, "Onları suikastçiliği mi öğreteceksiniz ?" Aykan abi derin bir iç çekti. Bana bakarken içinden ne geçtiğini çok merak etmiştim. Çünkü zor bir eğitimdi. Kan kusmayacakları gün kalmayacaktı. Aykan abi, "Evet, bu çocukları sınava girecekler ve aldığı puanlara göre suikast seviyeleri belirlenecek." Durmuştu. " Sonra görüşürüz Atilla gitmem gerek." Aykan abi arabaya doğru giderken ben de düşünceler içerisin de arabaya bindim. Ah şu kız kafama çok sert vurdu.

Karanlığın AcimesiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon