ESKİ ZAMANLAR

10 4 0
                                    

Anlatacı

"Anne! Bende büyüdüğüm de babam gibi olmak istiyorum." Maria küçük çocuğuna gururla baktı. Koşarak bahçeye çıkan oğluna, "Attilla dikkat et! Çok uzaklaşma!" Gülümseyerek arkasına bakan çocuk annesine el salladı. Babası odunları parçalıyordu. "Sen mi geldin Attilla?" Attilla şaşırmıştı, "Baba arkana bile dönmedin, nereden bildin ben olduğumu?" Beş yaşında ki çocuk babasına hayran duyordu. Babası baltayı elinden bıraktı ve çocuğunu kucağına aldı. "Attilla görüyor musun karşıda ki kasabaları?" Attilla kafasını hızlı bir şekilde salladı. "Evet! Çok güzel görünüyor!" Babası gülümsedi, "Ama oralar tehlikeli oraya gidemezsin." Çocuğun gülümsemesi aniden soldu. "Neden?" Babası derin bir nefes aldı, "Orada düşmanlar var Attilla. Özgürce dolaşmak istiyorsan hepsinden daha iyi bir seviyede olmalısın. Öyle bir seviyede ol ki seni asla yenemesinler oğlum." Attila babasına anlamayan gözlerle bakıyordu. Kucağında ki çocuğu yere bıraktı. "Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun?" Çocuğun gülümsemesi geri yerine gelmişti. "Senin gibi harika bir suikastçi olmak istiyorum ve çok zekisin baba!" Babası yere çömeldi, "Benim gibi biri mi olmak istiyorsun? Benim işim tehlikeli ama. Başka bir şey seç olmaz mı?" Attilla babasına kaş çattı ve minik elleri ile babasının omzunu tuttu. "Ben senin gibi olacağım baba." Dedi ve koşarak eve geri dönmeye başladı. Arkasına babasına el sallarken birden havadan gelen oku gördü. "Baba!" Babası mutlu bir şekilde el sallarken bir den havaya baktı ama geç kalmıştı. Attilla koşarak babasının yanına geri dönmeye başladı. "Hayır, baba!" Babası kalbinden vurulmuştu. Attilla babasına sarılarak, "Baba! Hayır ölme!" Ağlayan çocuk iyice babasına sarıldı. "Baba uyuma! Bana söz verdin bugün beraber oyun oynayacaktık! Baba! Anne yardım et! Babam ölüyor! Baba!" Attilla babasına sarılmayı bıraktı ve koşarak geri annesine bakmaya gitti. Kapı açıktı annesi mutfakta yemek yapıyordu, Attilla mutfağa gitti ve yerde yatmış bir vaziyette annesini kanlar içinde gördü. "A-anne? Sende mi! Anne! Baba! Ölmeyin! Bırakmayın beni! Hayır! Olmaz! Bunu bana yapmazsınız!" Mavi gözlerinden durmak bilmeden ağlayan çocuk annesine babası gibi sarıldı. "Yardım edin!" Annesin kahverengi saçları kan olmuştu. Beyaz elbesisin de üstünde kanlar vardı ve mavi gözleri soluktu, ten rengi cansızdı. Attilla uzun bir süre annesine sarılarak ağladı. Ağlaması geçince masada ki pençeteyi alıp annesinim yüzünü temizlemeye başladı. "Anne..." Ağlaması devam eden çocuk annesinin yüzünü temizledikten sonra ellerini silmeye başladı. "A-anne, şimdi b-babam da y-yanına gelecek." Evden çıkarak babasının yanına gitti. Babasının ayaklarından tutup evine kadar sürükledi. Çok yorulsada hiç umrunda değildi. Ağladığı kadar ağlıyordu. Babasını mutfağa kadar getirdi ve annesinin yanına yatırdı. Annesiyle, babasının ellerini birleştirdi ve annesiyle babasının ortasına yattı. Ağlayarak uykuya dalan çocuk için hayat burada bitmişti...

Devam edecek...

Bu bölüm kısaydı. Biliyorum, umarım ağlamazsınız. Ben biraz duygusal olduğum için yazarken ağladım. Kendinize iyi bakın ve yeni bölümü bekleyin!

Karanlığın AcimesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin