➥ six

253 17 52
                                    

Hayatım boyunca hiçbir şeye bu kadar kafa yorduğumu, düşündüğümü hatırlamıyorum. Sadece bir mesajdı, örtülü bir anlamı yoktu, sadece güzel olduğumu düşündüğünü söylüyordu. Neden bu kadar düşündürmüştü bu beni? Of, düşüncelerini kısıtla biraz İzem, maç öncesi antrenmanına gidiyorsun ve bu işlere kafa yoruyorsun.

"İzem?" Transtan çıkmış gibi gözlerimi kırpıştırıp bakışlarımı araba camından şoför koltuğunda oturan ablama çevirdim. "Ha? Dalmışım, kusura bakma." "Sorun yok canım, hadi geç kalma antrenmanına." Uzanıp ablamın yanağından öptüm, normalde beni abim bırakacaktı -ehliyetini yeni almış sayılırdı, ayrı bir zevkle araba sürüyordu- fakat antrenmanı olduğunu dün akşam öğrenmişti, ablam da maçıma gelemeyeceği için -o da son birkaç aydır bir işe girmeye çalışıyordu, il dışına ve yurt dışına çıkıyordu sıklıkla- beni bırakmayı teklif etmişti. Ablam ben geri yerime geçmeden hafifçe sarıldı. "Başarılar sana canım, izleyemeyecek olsam da video çekerlerse sonra bakarız." Kemerimi çıkartıp arabanın kapısını açıp dışarıya çıktım. "Tamam, görüşürüz abla." "Görüşürüz tatlım."

Ailenin küçüğü olmak bazen kırıyordu, benim dışımdaki herkes şu an profesyonel işlerle uğraşıyordu ve bu harikaydı, bense bir maçıma gelemedikleri için üzülüyordum. Yavaş adımlarla gökyüzüne bakarak spor salonuna girdim, hava mayıs ayının başlarında olmamıza rağmen kapalıydı, yağmur yağacağa benziyordu.

Hızlıca soyunma odasına girdim, üstümdeki tişört ve eşofmanı çıkarıp taytımı, dizliklerimi ve 11 numaralı formamı giydim, son olarak da ceketimi omuzlarımdan geçirdim. Saçlarımı sabahtan sıkı bir atkuyruğu şeklinde toplamıştım, o yüzden saçlarıma dokunmadım.

Hazırlanmamı bitirince soyunma odasından çıkıp sahaya geçtim, maçtan 1 saat önce antrenman koyulmuştu, bizi öldürmeyi planlıyorlardı herhalde. Antrenör henüz beni fark etmemişti, o komut vermeden vereceği komutu bildiğimden tam saha 10 tur koşmaya başladım. Hızlı koşardım ancak yanlış nefes aldığım için fazla nefessiz kalırdım, koşmaktan o yüzden pek haz ettiğim söylenemezdi.

Koşuyu bitirdiğimde dalağımın fazlasıyla şiştiğini fark ettim, burnumdan nefes alınca burnum yanıyordu. Antrenörün yanına ilerledim, beni görünce şaşırdı. "Ne ara geldin sen kızım? Görmedim seni hiç." "Yeni geldim sayılır, sahaya geçince koşuya başladım direkt." "İyi yapmışsın, diğerleri yavaş yavaş gelmeye başladı zaten, ısınmaya başla sonra da kap bir topu duvarda yüksek pas antrenmanı yap, sonra toplu antrenmana geçeriz." "Tamamdır hocam."

Sahanın ortasına geçip kendi başıma ezbere bildiğim ısınma ve esneme hareketlerini yapmaya başladım, maksimum 10 dakika sonra işim bitmişti. Sahanın kenarında duran toplarla dolu olan büyük file poşetten rastgele bir top alıp duvarın önüne geçtim. Ellerim stresten terlemişti, maçtan hemen önce ellerimi ve yüzümü yıkasam iyi olacaktı.

Topu hafifçe havalandırdım ve ellerimi pas pozisyonuna getirip topa dokunarak duvara ittirdim, bana geri gelen topu daha da havalandırdım ve hareketlerime böyle devam ettim. Takımın as pasörüydüm, antrenörümüz bu yüzden maçtan önce ellerimin topu yükseltmeye alışmış olmasına çok dikkat ediyordu, ayrıca takımda bir kaptan bulunmasa da formalite gereği saha mı top mu gibi olaylarda ben gidiyordum, yani güvenilen bir oyuncuydum denebilir.

Duvarla olan çalışmam bitince antrenörün başına toplanan diğer oyuncuların yanına gittim, yarım saat kadar da takımca antrenman yaptık ve maçın başlamasına 10 dakika kala antrenör bizi saldı, biraz nefesimizi toplamamızı ve rahatlamamızı söyledi. Bense sahadan çıkıp soyunma odasının yanındaki lavaboya girdim, elimi ve yüzümü yıkayıp kuruladım, ardından hızlıca sahaya geri döndüm.

benimle kayboldun, vuralWhere stories live. Discover now