2.BÖLÜM: AYAZ EFE KARAYEL

3K 132 79
                                    

Dün söz verdiğim için sabahtan beri uğrağtığım bölümle karşınızdayım karanlıkta parlayan yıldızlarım. Gelen güzel yorumlar için hepinize teşekkür ederim.
Keyifli okumalar.
Güzel yorumlarınızı bekliyorum 🥰🥳😴
.....

Ayaz Efe KARAYEL adını iş dünyasının her alanında oldukça duyurmuş , projeleriyle diğer iş adamlarını çıldırtabilecek kadar başarılı bir mimardır.Elinde bulundurduğu güç ve paraya rağmen hayatını normal bir şekilde devam ettirmektedir.

Ama yaşantısı insanlar tarafından pek normal karşılanmıyordu.Çünkü onda olan güç ve para herkesin isteyipte sahip olamayacağı şeylerdi.

Genç adam iş dünyasında oldukça farklı biriydi. Hatta öyle farklı biriydi ki birçok insan onunla göz göze gelmeyi bile istemezdi. Karşısına geçen kimse mi olmuyor diye soracak olursanız oluyordu tabii ki.

Fakat bu genç adam için sorun değildi hatta onlarla uğraşmaktan zevk alıyordu. İş dünyası oldukça kritikti. Yeri geldiğinde fazlasıyla tehlikeli, bunaltıcı ,azim gerektiren bir yerdi.

Genç adam bunları da sorun etmiyordu. Çünkü kendi kurallarını kendi koyuyordu ve hiç korkusu yoktu.
Onu bu noktaya getiren de bunlardı zaten.

Kuralarını koyduğu gibi duygularını da kendi belirliyordu . Zaten bildiği çok bir duygu da yoktu.

Ama yakın bir zamanda öğrenecekti hiç bilmediği duyguları. Hatta öyle öğrenecekti ki bir daha hiçbir duyguyu kestirip atamayacaktı ....
...
Genç adam sert adımlarla odasına doğru gidiyordu. Az önce yaptığı görüşmede oldukça gerilmişti.
Asansöre binip kırk beşinci kata bastı. En üst kat tamamen ona aitti ve yalnızca sayılı insan çıkabilirdi.

Kalabalıktan ve onun getirdiği boğuculuktan hoşlanmıyordu. Bunu da dışarıya yansıtmaktan çekinmiyordu.

Asansör durduğunda odasına doğru yürümeye başladı. Telefonunun melodisini duyduğunda cebinden çıkararak kimin aradığına baktı. Ekranda görünen yüz ve isimle istemsizce az önceki öfkesi hafifledi.

Arayan kişi her kimse onun için oldukça değerli olduğu belliydi.
Çağrıyı yanıtlayıp telefonu kulağına götürdü. Odasına vardığında kapıyı açıp içeri girdi.

"Nasılsın ?" Deyip boydan boya camla kaplı duvara yöneldi. Her yer plazalarla kaplı olmasına rağmen onu rahatsız etmiyordu.

"İyi gibi yani umarım."

Duyduğu cevap kaşlarının çatılmasına neden oldu. Boşta olan elini cama yaslayıp konuşmaya başladı.

"Ne demek umarım ?" Dedikten sonra
karşı tarafın cevap vermesine fırsat vermeden sinirle konuşmaya başlayıp art arda sorularını sıraladı.

"Abla bir şey mi oldu ?
İyi misin ?
O gereksiz kocan nerede?
O mu bir şey yaptı ?
Bak eğer seni üzecek bir şey yaptıysa onu bulup si.."

Sonda edeceği küfrü tamamlamadan ablası sinirle ismini bağırdı.Siniri geçmeyen hatta giderek artan Ayaz tekrar konuşmaya başladı.

"Bak eğer varsa ve söy.. "

"Ayaz dinle bir ya delirttin beni.!"
Genç kadının söylediği cümleyle sinirli bir nefes vererek ve dişlerini sıkarak
"Dinliyorum." dedi.

"Enişten bir şey yapmadı.
Kocamı boş yere suçlamayı kes ve evet kötüyüm hatta baya kötüyüm ama bu
Aras'la ilgili bir şey değil. Midem çok kötü durumda yataktan kalkamıyorum bile."

Genç kadının sondaki söyledikleri ağlamaklı çıkmıştı. Ayaz sinirle elini cama vurdu. Ablasının ağlamasına ve üzülmesine asla dayanamıyordu.
Damla'nın canı daha yanmadan
onun canı yanmaya başlıyordu.
Kendini bildi bileli böyleydi bu durum.

KARANLIĞIN BEYAZIWhere stories live. Discover now