11.BÖLÜM : GÖZE BATMA MESELESİ

1.7K 81 77
                                    

Ben geldim 🥳🥳🥳🥳

Bu sefer çok konuşmadan sizleri bölümle baş başa bırakacağım merak etmeyin. 🙃

Sadece ben bu kadar emek verip yazıyorken sizlerin de yorum yapıp oy vererek bana destek olmanızı istiyorum.

Fikirlerinizi benimle paylaşmaktan çekinmeyin lütfen. Saygı çerçevesinde her türlü yoruma açığım.

Vallahi oy vermeyip yorum yapmayanların başına iç sesi salarım.
Uğraşmak zorunda kalırsınız 🤣🤣🤣

Keyifli okumalar karanlığı aydınlatan yıldızlarım 🧡🌸

Bol bol satır arası yorum yapıp oy vermeyi unutmayın lütfen 💜🖤

.....

Koşuyordum. Bu karanlık yerin nereye gideceğini bilmeden nefessiz kalmış bir şekilde sadece koşuyordum.Etrafta durumuma hem acıyıp hem küçümseyerek  kahkaha atan birileri vardı. Ama zifiri karanlık yüzünden yüzlerini göremiyordum.

Görülmüyorlardı fakat görünürde birçok şey anlatıyor gibilerdi.

Daha da hızlandım. Çıplak ayaklarım çok acıyordu. Ama koşmaya devam etmem gerektiğini düşünüyor olacaklar ki ayak tabanıma batan kurumuş dal,taş,diken ve adını sayamadığım çoğu şeyi umursamıyorlardı. 

Her an mümkünmüş gibi hızlanıyordum.Ben hızlandıkça sesler de yükseliyordu.Var gücümle bağırmaya başladım. Karanlıkta olup hiçbir şey görememek gözlerimin korkuyla dolmasına sebep olmuştu.

Etraftakiler,acı çığlığımı duyduklarında eğlendiklerini açıkça ortaya koymuşlardı.  Bağırmam sanki onları daha da keyiflendiriyordu. Kahkahaları şiddetlendiğinde bağırarak ağlamaya başladım.

Bir yandan da bu karanlığın aydınlanmasını ve etrafı bir nebze olsun görmek için dua ediyordum. Ama dualarım karşılık bulmadı. Bulacak gibi de değildi. Çok karanlıktı ve ben çok korkuyordum.

Koşmaya devam ederken ayağıma takılan taşla yüz üstü yere düştüm. Canımın acısıyla olabildiği kadar bağırdım. Yine etrafta kahkaha sesleri yükseldi.

Başımı kaldırıp içinde olduğum zifiri karanlıkta gözlerimi gezdirdim. Gitmek için bir yol aradım ama yoktu. Sadece siyahtı. Sadece karaydı. Kara. 

Tabi ya Kara. Beni buradan o çıkarabilirdi.Sonuçta bizim de bir karanlığımız vardı ve orada birbirimizi hemen bulurduk. Bırakmazdı beni burada. Korurdu.O yüzden var gücümle adını bağırdım.

"KARAAAA!! " 

Bir süre bekledim. Bu sırada kahkaha sesleri de yükseliyordu. Korkuyla etrafa baktım ama ses seda yoktu.
Duymamıştır belki. Sonuçta burada çok ses vardı o yüzden duymayabilir.

Tekrar bağırdım. Yoktu.
Tekrar bağırdım. Yoktu.

Tekrar,tekrar,tekrar,tekrar bağırdım.
Yoktu.

 Kara sesimi duymuyordu. Her hareketimi hatta nefes alışverişimi bilip duyan Kara, bu Allah'ın cezası yerde sesimi duymuyordu.Sesimi ona duyuramıyordum.

Ama her şeye rağmen etrafta onu aramaya başladım. İki üç saniye sonra gördüm de. Ama bana doğru gelmiyordu. Arkasını dönmüş karanlıkta yürüyordu.

Gözlerimde oluşmaya başlayan parıltı bu zifiri karanlığı aydınlatacak cinstendi . Yüzümdeki kocaman gülümseyle onun karanlıktaki bedenine baktım.

Nereye gidiyordu ? Gittiği yön benim yanıma çok uzaktı. Kaşlarım çatıldı. Bir şey mi arıyordu ? Düşündüğüm şeyle çatık kaşlarım düz bir hal aldı. Beni arıyordu. Beni görmediği için o yöne gidiyordu. Evet kesinlikle beni arıyordu.

KARANLIĞIN BEYAZIWhere stories live. Discover now