19.BÖLÜM:MİNİKLERİN GERGİNLİĞİ

618 50 24
                                    

Ben geldim 🥳🥳🥳🥳🥳

Bu sefer arayı kısa tuttum. O yüzden bol bol yorum ve oy (⭐) bekliyorum güzellikler . Keyifli okumalar karanlığı aydınlatan yıldızlarım 💜🧡😻🥰
......

Gözlerim yorgunca yeni bir güne açılırken yan dönüp yorganı kafama kadar çektim. Biraz daha uyumayı dilerdim fakat uyuyamayacağımın da farkındayım. Oflayarak yorganı üstümden attım. Gözlerim odanın içinde turlarken bir anlığına duvardaki saate kaydı. Saat dokuza geliyordu. 

Yattığım yerden doğrularak dağılmış olan saçlarımı daha da dağıttım. Üstümdeki ağır yorgunluk kesinlikle bu birkaç gün içinde olan  yoğunluğun eseriydi. Şirkete gitmemin üstünden üç gün geçmişti. Bu üç günde ne yaptın derseniz pestilimi çıkardım dersem tam üstüne basmış olurum. Çünkü harbiden bu üç günün sabahıyla gecesini ayırt etmeden işlere gömülmüştüm.

Sırf daha fazla dünşünmeyeyim diye kendimi işime vermiştim. Dün saat kaçta yatağa girdiğimi bile hatırlamıyorum. Fazla yorgunum. Her anlamda.Ruhsal yorgunluğum, fiziksel yorgunluk ve de zihinsel yorgunluğum bana fazla geliyordu artık. Tamam alışmıştım. Hayatımın her anında hep daha fazlası için çabalamıştım.
Ama ben artık daha fazla dayanamıyor, yorulduğumu hissediyordum.

Bunları hissetmeme rağmen çıkıpta birine ben ‘yoruldum’ diyemiyorum. ‘Bak ben yoruldum. Nefes alamıyor,ölüyorum.’ diyemiyorum. Yine de sorun değil diye içimden geçirmiyor değilim. Geçiriyorum kendime daha fazla;

‘Beter ol.! ’ diyorum.
‘Hak ediyorsun ! ’ diyorum. 
‘Sen busun. Aslın bu, zavallı kız !‘ diyorum. 

Yataktan doğrularak kendimi gerekli ihtiyaçlarımı karşılamak üzere lavaboya  attım. Banyodan çıkarak yatağımı hızla toparladım. Üstündeki sabahlığımı da alıp üstüme geçirdim. Kuşağımı bağladıktan sonra odamdan çıkıp aşağıya,ilk mutfağa indim. 

Bu gün temizlik yapacaktım. Evi bir güzel temizleyip süpürecektim. Düzen ve temizlik benim için birinci ve değişmez kuraldı. Öyle bir çalışmıştım ki bu üç günde yeni haftaya iş bırakmamıştım. Ben de ne yapayım bari evi temizleyim dedim. Göründüğü gibi bir şeyler ortada yoksa da ben her türlü, her şekilde bir iş bulurdum kendime. Sırf bedenimi yorayım zihnim boş kalsın diye her şeyi yapıyordum işte. 

Kupaya boşalttığım kahvenin yanına pek aç olmadığım için bir çikolata alıp sandalyeye oturdum. Bu günkü planımı kafamda oturtmaya başladım. Sonra hemen vazgeçip kafama göre,canım nereden başlamak, nereyi temizlemek isterse orayı temizlemeye karar verdim. 

Bitmiş olan kahvemin bardağını alarak ayağa kalktım. Çikolatanın ambalajını çöpe atıp  kupayı da elimle yıkayıp kaldırdım. Derin bir nefes alarak işe koyuldum.

🌑

Kapı çaldığında kaşlarım hafiften çatıldı. Bu da kimdi şimdi ? Hem de saat daha on bir iken. Elimdeki vileda mopunu kenara bırakıp kapıya yöneldim. Kapıyı açmamla  karşılaştığım kişi ile duraksadım. 
Dudaklarım hafif bir açı ile aralanırken şu an bir uzaylıya bakıyor gibiyim. Oysa bir öküz vardı karşımda. Kalp atışlarımın ritmi gördüğüm yüzle bozulurken ona öylece bakakaldım. 

Evet yanlış okumadınız şu an karşımda elinde tutmuş olduğu bir karton çanta,
arkasında ise bir araba dolusu koruma,
artı olarak Yaman ile kapımın önünde dikilen Ayaz Karayel. 

Yüzüme bakarken var olmuş güzel gülümsemesi yavaş yavaş aşağılara kayarken kayboldu. Kaşları da aynı oranda daha çok çatılıyordu. Şaşkınlığımdan dudaklarımı aralayamıyor, bir şey söyleyemiyordum. Ne işi vardı bu adamın sabahın bu saatinde,haftanın pazar gününde benim kapımın önünde koruma yığınıyla ? Ayazın öfkeli bakışları üstümden çekildiğinde arkasına, adamlarına döndü hızla. 

KARANLIĞIN BEYAZIWhere stories live. Discover now