İnfaz Meleği

1. İnfazcı

İlahi Bakış Açısı:

11 Mayıs Günü, saat 14:51

Genç adam sakin bir şekilde açtığı musluğu kapatarak delicesine kanayan elini yumruk haline getirdi. Binlerce küçük parçaya ayrılmış cam parçası kendisini de sanki parçalara ayırmıştı.

Kalbinde dinmek bilmeyen bir yangın, ciğerini ve onu öldürmek istercesine kavuruyordu. İçinde ona acı veren duygularını görmezden gelmeliydi. Bu, genç adam için bir cesetten farksız ol demekle aynı şeydi. Fakat görevi buydu ve ne olursa olsun yapmak zorundaydı.

Ne kadar kabul etmek istemese de o bir infazcıydı ve bu gün kendi elleriyle annesinin infazını gerçekleştirmişti. Genç adamın kalbimde ki merhamette 11 Mayıs gecesi annesinin ölümüyle birlikte ruhunu terk etmişti. İnfazcıların duyguları olmazdı, olmamalıydı...

Günümüz:

Elinde tuttuğu kelebek bıçağı ustaca çevirirken malikanenin uzun koridorunda hızlı adımlarla ilerliyordu. Malikanede en sevmediği şey bu uzun koridorlardı çünkü vaktini çaldığını düşünüyordu. Arkadaşı olan Balaz kolunu genç adamın omzuna atınca genç adamın bakışları keskin bir bıçak gibi anında Balaz'ın gözlerini bulmuştu. Elinde çevirdiği kelebek bıçakta artık hareket etmiyordu. Balaz'ın kıvrılan dudağı bir şeyleri doğru tahmin ettiğini açıklıyordu.

"Hayır." Genç adamın dudaklarının arasından çıkan tek kelime Balaz'ın yüzünde ki sırıtışı anında silmeye yetmişti.

"Sadece bir seferliğine Mavera."

Mavera adımlarını kesti. Başını hafifçe sol omzuna yatırdığında, boynundan sırtına kadar uzanan kırmızı ejderha dövmesi kendini gösterdi. Kırmızı ejderha dövmesi sadece Mavera Uras'a özel bir dövmeydi. Bu onun İnfazcılar arasında en çok kan döken kişi olduğunu ve korkunç ününü simgeliyordu.

"Bana geçerli bir sebep ver." Dediğinde sabrı tükeniyordu. Kaşları her geçen saniye daha da çatılıyordu ama Balaz kendisine zarar veremeyeceğini bildiği için rahatlığını korudu. Çünkü Mavera emir almadığı sürece kimseyi öldürmezdi. Hem de Balaz arkadaşıydı... ama annesini öldüren bir infazcının kurallara uyacağına ne kadar emin olabilirdi?

"Kadınlar sana ilgi duyuyorlar ve onları etkiliyorsun."

"Kadınlar ilgimi çekmiyor ve onları etkiliyor olmam umurumda bile değil."

Balaz gerçekten onun tam bir aptal olduğunu düşünüyordu. Mavera'da olan çene yapısı, yüz hatları ve taş gri gözler onda olsaydı şimdi kaç tane kadını tavlayabileceğini düşünüyordu. Evet Mavera'nın gözleri taş griyi rengiydi. Onu gördüğünüzde ilk dikkat çeken kısımları önce gözleri sonra ise çene yapısı olurdu. Fakat Mavera bu zamana kadar hiç bir fiziksel yönünü kadınlar üzerinde kullanmamıştı. Vücudunu açığa çıkarmayı sevmezdi. Üstünde ki bol oversize tişört ve altında ki siyah askeri pantolonu bunu kanıtlıyordu.

Balaz'ı daha fazla dinlemek istemediği için önüne dönüp yürümeye devam etti. Siyah kalın botları attığı her adımda gür sesler çıkarırken Balaz arkasından sitem etmekle yetindi.

Mavera, elinde ki tuttuğu kelebek bıçağı beline yerleştirip koridorun sonunda ki merdivene ilerledi. Merdivenleri indiğinde salonda pek çok infazcının oturup konuştukları bir konu hakkında kahkaha attıklarını gördü. Mavera'nın onlara doğru yürüdüğünü gören infazcılardan biri, nutku tutulmuşçasına korkuyla başını önüne eğdi çünkü dünyanın en tehlikeli infazcısıyla göz göze gelmişti. Bunlar alt seviye infazcıydılar. Mavera'nın gelişiyle ortamı ürpertici bir sessizlik kapladı.