3. Son Dilek

50 46 9
                                    

  Hâlâ olanların şokunu atlatamamıştım. Yerde hareketsizce yatan adamlarda takılı kalmıştı bakışlarım. Ağızlardan köpükler saçılıyordu. Derin nefesler alıp göğüs kafesimi rahatlatmayı umdum.

  "Laden!"

  Adımı söyleyen kişiye döndüğümde Efe'nin koşarak bana doğru geldiğini gördüm. Yanıma gelip omzuma dokunduğunda irkildim.

  "Laden, iyi misin? Sana bir şey olmadı değil mi? " Yüzünde ki endişe gözle görülür nitelikteydi.

  "Beni götür buradan..." titreyerek çıkan sesimi zor duymuştum. Efe bunu anlamıştı.

  "Tamam."

  Beni kolunun altına doğru çekip yürütmeye başladı. Yerde yatan cansız bedenlerden uzaklaşmıştık. Yanımda korumam vardı ve ben bir ceza evi kadar korunaklı evime gelmiştim.

Odamda olmama rağmen Tuna Avras'ın Efe'yi azarlama seslerini duyabiliyordum. Haksız sayılmazdı. Bu onun göreviydi ama yine de benim yüzümden azarlanması hoşuma gitmiyordu. Yavaş adımlarla odamdan çıkıp merdivenleri indim. Gördüğüm manzara karşısında gözlerim korkuyla açıldı. Korkuluğa tutunan elim titremeye başladığında Tuna Avras'ın bakışları beni buldu ama ben ona bakmak yerine başını önüne eğmiş, yüzü gözü yara bere içinde olan Efe'ye baktım.

"Bu kadar yeter."

"Sen karışma Laden, odana git!"

Tuna Avras'ın sert çıkan sözleri karşısında geri adım atmadım. "Efe'nin bir suçu yok. O beni durdurmaya çalıştı ben dinlemedim!" Diye yalan söylediğimde Efe'nin bakışları bana döndü. Yüzünü bana dönünce daha net görebilmiştim. Dudağının kenarı patlamıştı ve çenesinden aşağı doğru bulaşan kan onu korku filmlerinde ki vampirlere benzetmişti. Gözünün altında ki kızarıklık sert bir darbe aldığının göstergesiydi.

"Hayır-"

"Lütfen, bırakta anlatayım." itiraz etmeye kalkışan Efe'nin sözlerini keserek konuşmaya devam ettim. Tuna Avras'ın bakışları değişti. Kaşlarını hafifçe çattığında zaten çizgileri belli olan adamın yüzünü kırışıklıklar esir aldı.

"Seni dinliyorum küçük hanım."

"Efe hep yanımdaydı, daha sonra ben bi kedi yavrusu gördüm ve arkasından gittiğimde-"

"Sonrasında kendini üç haydutun önünde buluverdin! Polis hepsinin zehirlenerek öldürüldüğünü söyledi Laden. Bunu Efe yapmış olamaz değil mi?"

"Hayır..." bakışlarım bir noktaya sabitlendi. Çünkü bunu kimin yaptığını bende bilmiyordum.

"Kim yaptı öyleyse?"

"Bilmiyorum..." dediğimde Tuna Avras'ın sabrı tükenmek üzereydi.

"Odana Laden ve bir daha asla bu evden çıkışın olmayacak. Bu sondu." Ve evet son sözleri de bu olmuştu. Efe'ye döndüm. "Gel hadi... yüzün berbat görünüyor pansuman yaparız."

"Gerek yok..."

"Ben senin patronun sayılırım o yüzden gel çabuk!" İtiraz etmeyen sesimi duyunca merdivenleri çıkarken arkamdan onun da adım seslerini duydum.

  Odama geçtiğimizde giysi dolabımın üstünde ki ilk yardım çantasına uzandım. Parmak uçlarıma yükselmiş kendimi zorlarken arkamdan kalkan Efe tek hamle de çantayı alarak bana uzattı. "Ah teşekkür ederim." Gülümseyerek ona döndüm. Tekrar yatağıma oturdu ve bende karşısına geçtim. Pamuk çıkararak üzerine biraz tentürdiyot döktüm. "Biraz acıyacak şimdiden özür dilerim." Bakışlarını bana odaklamıştı.

İnfaz MeleğiWhere stories live. Discover now