2. Bölüm

2.3K 184 51
                                    

2. Bölüm: Yanlış Anlaşılma

Abim ben Hogwarts'a başlamadan önce - daha doğrusu Slytherin'e seçilmeden önce- evde olduğu -neredeyse- her gün şaka yapardı.

Şimdiyse üçüncü sınıftım ve burada olduğum üç yıl içerisinde beni her gördüğü yerde eziyordu.

Annem ve babam konuşmuşlardı. Sonuç ne mi olmuştu? Benden daha çok nefret etmişti.

Benim binamdan olan herkesten iğreniyordu ama ben istisna değildim.

Evde benimle zorunda kalmadığı sürece konuşmuyordu. Abimin size şaka yapabilmesi için iyi-kötü ciddiye alması gerekirdi. Bana yapmıyordu çünkü aşağılamak dışında ciddiye almıyordu.

Abim benden nefret etse dün benim için bir şey yapmıştı.

O gün bitki bilim dersinde Gryfindor ileydik ve ben Adele Bylthe ile eşleşmiştim. Sinir bozucu bir kızdı. Üstelik bunu düşünen bir ben değildim. Kızlar tuvaletinde diğer binalardan kızlarda bunu söylerdi.

Adele diğer Gryfindorlar gibi benden nefret ediyordu, benden ve binamdan nefret ediyordu.

Benim hakkımda ve Reg hakkında iğrenç şeyler söyledi. Bunlara alışıktım. İnsanlar benimle diğer Slyterinlilere göre daha çok uğraşırdı.

Kulağımı tıkadım ve işimi yaptım ancak o devam etti. Ders sonu seralardan çıkıp Regulus'u beklediğim sırada bardağı taşıran son damlayı, annemle ilgili mide bulandırıcı şeyleri söylemişti. Sinirle arkamı döndüm.

Gözüm dönmüştü. "Bana ne diyorsan de AMA ANNEMLE İLGİLİ TEK KELİME EDEMEZSİN!" diye bağırdım.

Asamı çekip üstüne yürürken Regulus kolumdan tuttu ve Adele'nin bana gönderdiği laneti bir kalkanla savuşturmuştu.

"Laresa gel. Ceza aldığına değmez." Regulus beni çekerek şatoya sürüklerken ona yapmak istediklerimi mırıldanarak söylüyordum.

Dün abim Adele'ye hastana kanadına götürecek kadar kötü bir şaka yapmıştı.

Teşekkür etmek istemiştim. Belki de beni kabulleniyordu ve sevmeye başlıyordu.

Koridordaydık. Çapulcular öğle yemeğine gülüşerek iniyordu. Regulus'a beni beklememesini söyledim.

Abimi arkasından seslendim sonra koşarak önlerine geçmiştim.

Aşağılama havasında değil gibiydi. Bundan umut alarak derin bir nefes aldım.

"T-t-teşekkür ederim, Adele için."

Bakamadım gözlerimi sıkıca yumdum.

"Senin için mi yaptığımı sandın?! Anneme hakaret etmiş olmasaydı umrumda olmazdı!"

Gelen yaşları tuttum, kızaran gözlerimi açtım ve titrek bir nefes verdim.

"T-tamam..."

Arkada beni bekleyen Regulus'u gördüm ama arkamı dönerek aşağı koştum.

"Laresa!"
"Onu ağlattığın yetmedi mi Potter!"

Regulus'un sesini dinlemeden koştum. Tek istediğim yatağıma gömülüp rahatça ağlamaktı ama parolayı söylemek için durduğumda Regulus bana yetişmişti.

Ona sarıldım. Tuttuğum gözyaşlarımı akıtabildiğim, beni olduğum gibi kabul eden tek yerde ağladım.

°°°
Önce ki tenefüs bana lanet yapmaya kalkışan Adela'ya karşı büyü yaptığını duyduğum abime teşekkür etmeye gelişim bana bu anıyı hatırlatmıştı.

Karşısında tam dikiliyken cesaretimi kırmak istermişcesine aklıma gelmiş olması hiç işime gelmiyordu.

"Teş-" gözlerimi kapattım. Derin nefes aldım. Aynı şeyi yaşayamazdım.

"Boş ver. Annem mektup yolladı. Geçen haftaki cezan için seni de uyarmamı istedi."

Elimde tuttuğum parşömeni çekip aldı.

"Üst kısmı niye yırtık bunun?"

"Orasını annem bana yazmıştı çünkü."

"Benden saklıyacak ne yazmış olabilir ki?" demişti hafif alayla.

"Abim olmadığına göre bana gelen mektuplara karışma hakkın yok Potter!"

Nefret ettirmişti kendinden. Geçen 4 yıl boyunca onca hakerete, aşağılamaya rağmen çabalamıştım belki bir umut kabullenir diye ancak kabullenmemişti. Üstelik Regulus'un yaşadığı bu kalp kırıklığı canıma tak ettirmişti.

"Artık yok. Çabalamayacağım. Kendimi de ezdirmeyeceğim." dedim kütüphanede kitap okuyan Reg'e olanları fısıltıyla anlatırken.

Kitabı kapatarak "Sana tamda bunu söylemek istiyordum Esa. İkiside çoktan bizi terk etti. Ben artık üzüldüğünü görmek istemiyorum."

Sessiz kaldım. Ellerime baktım bir süre.

En son cevap vermeyeceğimi anlayınca ellerimi tuttu.

"Bu yaz Sirius evden ayrıldığında onun peşinden gitmek istedim, sırf annem için kaldım. Mektup yazdım ona. Bahse girerim hepsini okumadan yaktı. Bende ümidimi kestim."

"Bitirdim o gün Sirius'u içimde. Annem mükemmel bir anne değildi. Katıydı evet ama babam ne annemi ne bizi sevmişken farklı davranmasını bekleyemezdi."

"Onun için çok zordu bizi büyütmek lakin Sirius onu hiç anlamak istemedi. Kendine, kendinin anlaşılmadığına o kadar odaklanmıştı ki bizim de aynı durumda olduğumuzu hiç fark edemedi."

Kollarımı doladım boynuna. Kalbi kırık ve sevgiye aç gence doladım.

Bana sardığı kollarıyla saçlarımı okşadı biraz. James'in yıllardır yapmadığını yaptı.

" Regulus... Ben senin her zaman yanında olacağım. Her zaman." daha da sıkı sarıldım ona o an.

" Biliyorum Laresa. Biliyorum."

~~~~

626 kelime

Regulus Black: Siyah GülWhere stories live. Discover now