31. Bölüm

374 38 20
                                    

31. Bölüm: «İradesiz Hareket»

Saat geç olduktan sonra yine gizlice iksir almam mıdır yoksa partiden habersiz ayrılmam mıdır onu kızdıran bilmem ama ben oyumu ikinciden yana kullanıyorum.
Regulus'un o gün olanlar için bana kızmaya çok sebebi olmuştur. Onu oyalayıp yanından kaçmamdan tut dolabı kırdığımız falan duysa dudağı uçuklardı herhalde.

Yanlış anlaşılmasın, Regulus'un ailesi sıkı denetimlerle oğullarının ahlaki değerlerini kontrol ediyorlarsa benimkiler yaptığım yanlışları destekliyorlar diye bir şey yok. Çoğu zaman haberleri olmuyor çünkü profesörlerin "Aşırı" diye adlandırdıkları davranış çizgisini kendim açısından bir tık ileriye taşıtarak davranışlarımın aşırı olmadığına ikna edip aslının iyi niyetten olmasıyla üstünü örttüğümden çoğundan ailemin haberi olmuyordu. Sonuçta her türlü öğrenciyi birinci elden deneyimlemiş gariban öğretmenlerimizin oluşturabileceği önyargı sayısı çalışma süreleriyle ters orantılıydı. Ancak insanoğlunun yapısı gereği illakı bir süre sonra bir şeye alışıyordu. Maalesef ki ben öğrencilerin geç alışma huylarından muzdariptim.

Neticeye gelirsem dün partiden sonra köşe bucak benden kaçan Regulus'un dünün ayrıntılarını duyması demek benden arkasına bakmadan koşarak kaçması demek olabilirdi. Hayır, anlamıyordum yani? Kınama cezası mıydı neydi bu?

Yatakhanesine gidiyorum yoktu. Yemekten bende önce kalkıyor bir yerlere saklanıyordu. Ders çalışmamız gerekti kınama cezasının vakti miydi şimdi?

Ortak salonda sakin sakin otururken benden kaçamamasının tek yolunu bulmuştum sanırım.

Ergenlik çağındaki bir bireyin yeterli uykuya ihtiyacı vardı gerekli hormonların salgılanabilmesi için. Regulus vücudunu seviyorsa uyuyacaktı. Bu yolda bu merdivenlere de çıkacaktı ki yatakhane kapısını ulaşabilsin.

Merdivende o kadar uzun süredir oturuyordumki soğuk merner artık altından ateş tutan varmışcasına ısındığına emindim. Çoğu erkeğin yanımdan geçip giderken artık sorgulamaya bile tenzzül etmeyecekleri sırra kadem basmış amaçlarımdan dolayı orada olduğumu bilerek bana bakma ihtiyacı duymamışlardı. Bu iyi bir şeydi. Onca zamanda en azından bir etki bırakabilmiştim.

Saat gece 2'yi bulurken orada uyuya kaldığımı farl etmiştim. Uzun süredir yanımdan geçmediğinden uyanmamış olmalıydım.

Merdivenlerde dikelip korkuluköarın arasından baktım. Hâlâ biri orada keçiliğini kanıtlar niteliğinde odaklanmış bakışlarıyla elinde bir kitap tutuyordu.

Ayağa kalkıp merdivenlerden yavaşça indim. Bakışları bir an bana döner gibi oldu. Daha sonra o da dikleşip yatakhanesini hedeflercesine bir duruş aldı.

"Hadi ordan aslanım!? Sen mi benim inatçılığımla baş edeceksin?" diyebilirdim ama sadece içimden geçirip kelimeleri bakışlarıma yansıtmayı denedim.

Yavaş yavaş koltuğun yanına yaklaşırken Regulus'un olduğu yere sindiğini odağını kitaba verdiğini gördüm.

" 6 saatte sadece 30 sayfa okuyabilmiş olman gerçekten taktireşayan."

...

Oğlan karşısındaki koltuğu asasıyla yaklaştırıp karşısına çeken kıza baktı.

Gücenmiş hissediyordu. Ondan hoşlandığını anladığı ve onun kendisine karşı bir şeyker hissettiği ya da hissedebileceğini anlamaya karar verdiği gün Gryfindor'luyla birlikte görmek onu haddi olmayan bir kırgınlık yaşatmıştı. Kızın arkadaşı dışında bir şey değildi henüz ancak kendisindeki de kalpti. Ne hissedeceğini tutamazdı.

"Biliyor musun? Dün Darrel bana çıkma teklifi etti."

Ellerini kitaba bastırdı. Parmaklarının terini tamamen emmiş sayfalae buruşabilirdi, sorun değildi. Kızın bir süre başka bir şeyler söylemesini bekledi. Reddettiği veya kabul ettiği... Zaman yavaşlamış olmalıydı öyle ki daha beş saniye olmadan kendini tutamadı.

"Öyle miymiş? Sen ne dedin peki?" tüm gün kızdan kaçan, kırgın olduğu için kendine hakim olmaya çalışan biri olarak ne de güzel ne de normal cevaplar veriyordu öyle.
Sıradan bir sohbetti sanki.

"Hayır. Reddettim... Benim beklediğim baş-"

Bir kaç saniyeydi sadece. Kıskançlıktı veya geç kalınmışlık hissinin pişmanlığıydı belki.
Regulus'ta o zamana kadar o kadar iradesiz olduğunu bilmiyordu. Dizlerinin birbirine değecek kadar mesafeleri az olan kızı kolundan tutup yanına çekmesi çok kolay olmuştu. Laresa'da şaşırmış bir dal gibi sabit kalarak kolayca bir yerlere yönlendirilmesine izin vermişti.

Asıl olay o değildi. Kızı kendi dibine oturmasından öte saniye ile sayamayacağı bir hızla yaklaşmıştı.

Kızın şaşkınlığının yanında o hızına mı şaşkındı yoksa iradesizce yaptığı hareketten ötürü mü? Dudakları değerken birbirlerinin gözlerinin içine bakmaları şaşı olmalarına sebep olur muydu acaba?

~~~~

580 kelime

Regulus Black: Siyah GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin