15. Bölüm

1.3K 125 13
                                    

15. Bölüm: «Regulus»

"Dün neden hiç odandan çıkmadın Regulus?"

"Verilen ödevleri yapmalıydım."

"İyi, bakanlığa girebilirsen iyi olur. Lord'un bakanlıktan olanlara ihtiyacı var."

Sessiz kalan oğlan şöminedeki ateşi izlemeye devam etmişti. Odada sadece Orion Black'in okuduğu Gelecek Postasının hışırtısı ve ateşin çıtırtıları vardı. Walburga Black salonda kahvesini içiyor ve karanlık sanatlarla ilgili bir kitap okuyordu.

Kreacher'ın önüne koyduğu yemeğe baktı. Özel günler haricinde hiç birlikte yemek yemezlerdi. Aslında Regulus'un önceden tek başına yemesi de gerekmezdi. Arada kazayla gözgöze gelmeleri haricinde yüzüne bakmasa, tek kelime etmese bile Regulus'a varlığı yeterdi. Bazen boğulduğunu hissettiği karanlıkta o karanlıktan kısmen kendini çekip çıkarmış, önceden hep rol aldığı abisinin varlığını bilmek ayakta kalabilmesi için bir güç veriyordu.

Babası oda da olmasaydı Kreacher'a teşekkür ederdi kasvetli mutfaktan ayrılmadan. Şimdi bu evin karanlığında tutunabileceği bir tek o vardı bu yüzden içten büyük bir minnet duyuyordu ev cinine.

Zihnini kapladı düne ait anılar tek kaldığında. Dün üzerine düşünüyordu. Karanlık gecesinin ayıydı Laresa. Her şeye neşe katmayı biliyordu. Bazen babasının okulda yaptığı şakaları ve yaramazlıkları anlattığında bunun genetik olduğuna kesinlik verdiği şakacı bir yönü vardı. Slyterinlilerin genelinin hırslarından dolayı sahip oldukları kasvetli havayı bozuyordu.

"Günümü aydınlatıyor." diye düşünürdü oğlan sabahları kızın gülümsemesini görünce ancak son zamanlarda farkına vardığı farklı bir duygu daha vardı. Güzel anılarını düşünürken bir yandan istemsizce eskiyle yeniyi karşılaştırıyordu. Eskiyle hiç bir şey aynı değildi. Karanlık tarafın yükselmesi, okul dışında artan gerginlik, hormonlarıyla yaşadığı duygusal değişimler, yüklenmeye başlayan sorumluluklar...

Regulus bütün bunları kenara bıralıp tek bir değişime odaklanabiliyordu. İlgisini çeken tek değişime odaklanıyordu. Birinci sınıftayken ağlarken tanıştığı kızda hissettiği samimiyetle kıza yaklaşmasındaki duyguları ile şimdiki duyguları çok farklıydı.

Tanıdıkça kızı önce, kendine açtığı neşesine hayran kalmıştı. Kızın kendisinden aldığı güçle genetiğinde yazılı kişiliğini ortaya çıkarmasıyla abisinin ikinci versiyonu olduğunu kanıtlamasına özenmişti sonra. Kızın kendi yanında ağlamalarını, sevdikleri için kendine bu kadar zarar verdiğini gördüğünde onun kendisine verdiği neşenin borçluluğunu hissederek yanında duruyordu. Yaptığında art niyet yoktu. İnsanların fark etmeden kurdukları karşılıklı alıp-verme ilişkisine sahiptiler.

Biraz daha büyüdüklerinde yakından tanıdığı kıza çekilmişti istemsizce. Dostluğuna ihtiyaç duymuştu. İyiliğini istemiş, iyiliğinin istendiğini hissetmişti. Lakin yine masum bir histi bu.

Şimdiyse hissettiği bir duygu dostluk duygusuna bir gölge düşüyordu sanki. Kirlenmiş gibi geliyordu Regulus'a. Bu onda tedirginlik oluşturuyordu.

Ne olduğunu anlayamadığı yeni hisleri korkutuyor ve hiç temiz hissettirmiyordu. Yenilik istemiyordu her ne kadar kalbini hızlandırsa, sıcak bir dalga yaysada hayatında.

"Yeter!" diyordu dalgınlığından sıyrılarak bir ara ancak sonra dün kızla yaptıkları akıllarına geliyor ve düşünceleri oradan evrilip geri başa sarıyordu.

Abisi olsaydı bunun ne olduğunu sorabilirdi. Bu hissin iyi mi kötü mü olduğunu sorabilirdi. Sirius'un arası gördüğü kadarıyla kızlarla hep iyiydi. Yardımcı olamasaydı bile sözleri ile teselli sunardı.

İçinde ukte kalmış bir konuydu. Farklı binalardan kardeşler görünce duyduğu, ardından içteniçe kızgınlık bırakacak, yoğun özlem... Yine, duvarında asılı iki çocuğun fotoğrafına baktı istemsizce...

~~~~

452 kelime.

Regulus Black: Siyah GülWhere stories live. Discover now