12. Bölüm

1.6K 130 26
                                    

12. Bölüm: «Gurur ve Özür»

Ağlamaktan şişmiş gözleriyle maça çıkmış ancak maçtaki heyecan havası ve hırsı onu kendine getirmişti. Kız ne de olsa bir Slyterin'di ve binasının özelliklerini layıkıyla taşıyordu. Süpürgesini havalandırdığında gözleri hedefinden başka bir şey görmez veya düşünmezdi. Performansı güzel olsa da istedikleri başarıyı gösterememişler maçı kazansalarda takım kaptanlarının sürekli tekrar ettiği o puana sahip olamamışlardı. Sonuç olarak Rawenclaw kazanırsa final maçında ucu ucuna yendikleri Gryfindor'larla tekrar oynamaları gerekecekti.

Süpürgesinden yetersizlik hissine rağmen gülerek indi. Maç boyunca sürekli saçını okşayan rüzgardan kahvenin tatlı bir tonu olan saçları kendilerini tutan tokaya rağmen dağılmış bazı tutamları ise rüzgarın ulaşamadığı yerlerde, Quidditch cüppesini çıkardığında belli olan boynuna yapışmıştı terden.

Süpürgesini yerleştirdikten sonra tokasını çıkardı. Eliyle biraz dağıttı. Saçlarını açık bıraktığı zamanlar sürekli bunu yapma gibi bir huyu vardı. Saçları omuz hizasından sadece biraz uzundu. Cüppesini çıkarıp altındaki kazakla kaldığında siyah saçlı oğlanın gözleri ondaydı. Sadece onu görüyor ve duyuyordu. İçinde, kalbininde içine karıştığı bir kaos ortamı hakimdi. Kıza baktığında kaos sanki yavaşlıyor sadece ona odaklanıyordu. Kafasını salladı ve kendi işine döndü.

Saçlarını tekrar toplayan kız dışarı çıkmadan buraya önceden bıraktığı sarı hırkayı giydi. Hufflepuff rengiydi sarı ama bu onun umrunda değildi. Renk renkti. Sarı sarıydı. Hiç bir zaman sarı Hufflepuff'a veya diğer renkler diğer binalara ait olmamıştı. Mesela Salazar Slyterin sarıyı değilde yeşili seviyorsa bu okul forması giymesi gerekmeyen zamanlarda onu ilgilendirmiyordu. Laresa Potter sarıyı seviyorsa giyerdi. Salazar'ın renk zevkleri umrunda değildi.

Laresa yatakhanesine çıktı. Pijamalarını ve pijamasının o kıyafetiyle ortak salonda gezebilmesine uygun kılacak kalın sabahlığını aldı.

Banyo yapacaktı ve mümkün olduğunca hiç bir şey söylemeden uyuyacaktı. Öylede yaptı tatlı uykusundan arkadaşı tarafından uyandırılana kadar.

Başkanlık görevini unutmuştu. Mızmızlanarak sadece pelerinini giydi. (Biliyorsunuzdur hani filmde öğrencilerin okul uniforması olarak siyah bir pelerini var ya işte o) Siyah pelerinde altında alışılmadık bir zıtlık oluşturan lilaya kaçan mor pijaması oldukça komik duruyordu lakin şuan ki uykulu haliyle daha iyi bir kombin yapması pek mümkün değildi. "Zaten koridorlara bu saatte öğrencilerin çıkması yasak." diye düşünüyordu.

Ortak salon neredeyse boştu. Ödev yetiştirme telaşında olan bir kaç öğrencinin de pek dikkatini çekmemişti. Gözleriyle salonu taradı. Aradığı kişi yoktu.

"Beni beklemeden mi çıktı?" diye aklından geçirdi. Omuz silkti kapıdan geçti ve kendiside asasına sarılıp aklındaki yöne gitmeye başladı.

Normalde birlikte başkan oldukları için mutlu olan bu iki genç dönem başladığından beri kendilerine görev verilen koridorların meşalelerini söndürürken keyifli bir sohbet başlatırlardı ancak bazı günler ikisi de o kadar yorgun olurdu ki ne konuşacak mecalleri ne de o kadar koridoru dolaşacak enerjileri olurdu. İşte o zamanlar buna bir çözüm bulmuşlardı. Genelde diğer başkanlarının yaptığı gibi iş bölümü yapmış. Ayrılarak meşale söndürdükleri zamanlar hep aynı koridorları görev bilmişlerdi. Tabi bu küs oldukları zamanlar biri diğerini beklemediğinde hangi koridorda onunla karşılaşmayacağınıda bilmelerini sağlıyordu.

Gözü yarı kapalı ilerliyor mırıldanarak asasını hedefine tutuyor sahip olduğu sersemlikle ıskalayınca da sinirleniyordu.

"Burada duvar mı vardı ya?" çarpmanın etkisiyle ayılıp karşısına baktığında kızıl saçlı kızı görmüştü.

Regulus Black: Siyah Gülحيث تعيش القصص. اكتشف الآن