18. Bölüm

1.3K 117 44
                                    

18. Bölüm: «Daha sık yap»

"Neden söylemedin?" Laresa yanına oturur oturmaz dediği şey buydu Regulus'un.

"Neyi?"

"Evans'la konuştuğunu?"

"Küstük çünkü o sırada."

"Ama sonra barışmıştık!"

"Hepi topu toplam 10 saat gördüm seni barıştıktan sonra zamanımı Evans'la nasıl konuşmaya başladığımı anlatarak mı harcasaydım?"

"Çoğu şeyi bana anlatmıyorsun Laresa ama ben sana anlatıyorum. Bu çok adaletsiz." dedi oğlan huysuzca

"Her şeyi anlatmıyorsun."

"Anlatıyorum."

"Barty ile konuştuklarınızı anlatmıyorsun mesela yine de ben sormuyorum."

"Sen zaten ne konuştuğumuzu biliyorsun."

"Nerden bileyim ben ne konuştuğunuzu, Kahin miyim ben?"

Regulus cevap vermediğinde Laresa koluyla onu dürterek güldü.

"Sen benim günlüğüm değilsin Reg, kendine gel.", "Ah ama çok istiyorsan seni konuşan günlüğüm yapabilirim anlattığım her şeyi harfi harfine istediğimde söyleyeceksen tabi."

"Hayır hayır, kastetiğim bu değil. Seninle ilgili herhangi bir şeye yabancı kalınca sana da yabancı kalıyormuşum gibi geliyor ve ben bundan nefret ediyorum Esa."

"Bana yabancı değilsin, bende sana yabancı değilim.", "Bu konuyu kapatalım olur mu? Her yıl geleneksel küsmemizi yaptık çünkü."

"Üstünden bir yıl geçti aslında Esa." Regulus sırıtırken Laresa yüzünü buruşturdu "Lütfen espri yeteneği olmayan insanlar espri yapmasın ayrıca küsmeye çok meraklısın bakıyorum da."

"Küsmeye meraklı değilim. Yalvarsan bile küsmem çünkü seni çok özledim."

...

"Ah cidden o bulanıkla mı konuşuyorsun Laresa?" Slyterinli arkadaşları konusunda Laresa'nın nefret ettiği bir konu varsa muggle doğumlular konusunda fazla kaba olmalarıydı.

Regulus bile zamanında bunu söylemiş ancak Laresa'nın aniden onunla konuşmayı kesmesiyle konuyu anlayıp bu konuda tartışmışlardı. Sonuç olarak ise Regulus bulanık kelimesini kullanmayı bırakmış ve böyle konularda sesini çıkarmasa da burun kıvırmayı ihmal etmemişti.

Barty'nin kullandığı kelimeden iğrendi içten içe. Dışlanmak ve eski günleri yaşamak istemiyordu artık içindekileri şakayla da atamazken. Sustu.

Bir bahane üretmeliydi.

"Şüphelendiğim bir şey var. Onu öğrenmek için yakınlaşmaya çalışıyorum."

"Neyden şüpheleniyorsun?"

"Şuan söyleyemem ve ısrar etme." diye kendini güvenceye aldı.

Bıkmıştı, darılmıştı. Az çok hepsiyle sohbeti bulunduğu takım üyeleri, sınıf arkadaşları onun kabul ettiğini düşündüğü herkes...

Safkan kurallarına göre büyütülen safkanlar ve onlara uyan melezler... Kendine en yakın gördüğü Barty ve Narcissa'nın bile ilişkilerini kesmesinin bir hareketine bakıyor olması istemsizce kendine acımasına sebep oluyordu.

O zamanlar Regulus'un ve Rena'nın ona sunduğu arkadaşlık ona yetiyordu ancak ona edilen haddi hesabı olmayan hakaretler, kınayıcı bakışlar, kirli bir şeymiş gibi kaçınmalar her ne kadar - sosyal sevgiye duyduğu açlıktan- affetmiş olduğunu sansada kabuğu her an soyulacak bir yaraydı. İçi burkuktu.

Ortak salonun sıcaklığından çıkardığı okul pelerinini giyerken tek düşündüğü ortamdan uzaklaşmak istemesiydi.

Cevabını duyan Barty ve bir kaç kişi daha diğerlerinin sebebini öğrenmesini sağlardı nasılsa.

"Nereye gidiyorsun Esa?" dedi peşinden gelen Regulus.

Kızın ani sarılışına karşılık verip cevabını beklediğinde zaten ne söyleyeceğini biliyordu.

"Nefes alamıyorum. Görev yerinde buluşuruz tamam mı?"

"Yalnız kalmanı istemiyorum, sorunlarını çözerken tek kalmanı ve beni uzaklaştırmanı istemiyorum Esa."

Kız sessiz kaldığında uzatmadan ayrılmasını bekledi.

"Evans ile neden görüştüğünü biliyorsun değil mi?" diye sordu Barty yanına dönen oğlana.

Regulus ateşe bakarken zihnine yerleşen kokunun dalgınlığıyla mırıldandı.

"Adam sevgilisini tanıyor işte." diyerek tam moduna dönen Barty'i reddedecek kadar bile duymamıştı onu.

...

Kızın sessizliği hoşuna gitmese bile bir şey söylememişti. Koridoru son bir kez gözden geçirdikten sonra binasının ortak salonuna gidebilmek için aşağıya giden merdivenlere yöneldiğinde kızın arkasından gelmediğini anlaması çok sürmedi.

"Ben gelmeyeceğim Regulus."

"Gelmeyecek misin?"

"Şey... Lily ile buluşacağım."

Regulus'un "Şaka yapıyorsun." bakışıyla dudağını ısırdı.

"Söz veriyorum buluşmadan sonra anlatacağım. Beni bekleyebilir misin?"

"Beklerim."

"Teşekkür ederim." kızın sarılırken fısıldamasıyla hissettiği yoğun sevgiyle kollarını biraz daha sıkılaştırdı.

Kızın kolları gevşeyince istemeye istemeye o da kollarını gevşetmişti ardından anlık bir iç güdüyle de onu öpmüştü.

Genelde kız öperdi  bu yüzden yanağında hissettiği beklemediği baskıya şaşırmıştı. Regulus daha önce hiç öpmemiş değildi tabi ama bu kızın çok ama çok üzgün olduğu zamanlarda yapdığı bir şeydi. O anlara kıyasla bu durduk yere öpmek gibiydi.

"Daha sık yap bunu." dedi kız. İstemsizce abisinin onun yanağını sıktığı ardından da mızmızlandığı için iki yanağından öptüğü zamanlar canlandı.

~~~~

605 kelime

Tam istediğim gibi olmadı sanki bu bölüm.

Regulus Black: Siyah GülOnde histórias criam vida. Descubra agora