3

2.6K 405 483
                                    

slm

naberr🧚🏻‍♀️

umarim iyisinizdirr

iyi okumalar^^

***

Gecenin on ikisinde çalan kapı sesine uyanan sarı saçlı çocuk, yatağından söylene söylene kalktı ve terliklerini giydi. Odasından çıktıktan sonra gözünü ovuşturarak kapıya doğru adımlamaya başladı. Uykulu olduğundan olsa gerek bir o yana bir bu yana çarpıp duruyordu. Düşe kalka kapıya geldiğinde, kapı kolunu kavradı ve kendine çekti. Kapı açılmamıştı. Ah, tabii ya! Kapı kilitliydi çünkü. Kapının kilidini açtıktan sonra kapıyı tekrar açmayı denedi. Bu defa açılmıştı.

Kapıyı açtığında, gece yarısı karşısında komiserini görmeyi beklemiyordu. Kimse beklemezdi zaten. Kaşlarını çatıp kahverengi saçlı adama baktı bir süre, daha sonra ofladı ve kapıya yaslandı. "Neden geldiniz?" dedi uykulu ses tonuyla. Jisung, kafasını yere eğdi ve bir süre Minho'nun terliklerini inceledi. Minho bunu anlamış olacak ki, öksürerek dikkatini dağıttı. Daha sonra kollarını kollarına doladı ve karşısında dikilen genç adama baktı.

"Bir cevap bekliyorum." dedi. Sesi çoktan açılmıştı. Jisung kafasını kaldırıp saçı başı dağınık olan, papatya pijamalarıyla karşısında dikilen sarı saçlı çocuğa baktı. Daha sonra boğazını temizledi ve söze girdi direkt olarak.

"İstifan reddedildi." dediğinde Minho tek kaşını kaldırdı ve, "Efendim?" dedi sorar bir ses tonuyla. Jisung gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. "Diyorum ki, istifan reddedildi. Anladın mı?". Minho, karşısındaki adamın ukala tavırlarından nefret ettiğinden dolayı kafasını salladı hafifçe. "İyi tamam, iyi geceler. Uykumdan uyandırdığın için pek iyi değil gerçeği.". Jisung, sarı saçlı çocuğa göz devirdi ve dalga geçercesine kahkaha attı. Minho ona, 'ne gülüyorsun.' der gibi baktığında Jisung'un kahkahası da yok olmuştu.

"Ben çok mu meraklıyım gece yarısı evine gelmeye? Chan zorla gönderdi. Senin gibi birini kaybetmek istemiyormuş."

Minho kafasını 'anladım.' dercesine salladı ve yaslandığı kapıdan doğruldu. "Peki öyleyse, iyi geceler." dediğinde kahverengi saçlı adamın sesi yankılandı küçük koridorda.

"Uyuyor muydun ki?"

Minho bıkkınlıkla arkasını döndü ve komiserine sahte bir gülümseme sundu. "Yok hayır hiç olur mu? Ben fantezi olsun diye evde pijamayla gezerim. Size de tavsiye ediyorum.".

Jisung duyduğu şeye karşılık göz devirirken saatine bir göz attı ve tekrar papatya işlemeleri olan pijamasıyla karşısında durmuş ona bakan gence döndürdü bakışlarını. "Gitmem gerekiyor, geç olmuş. İyi geceler." dediği gibi arkasını dönüp merdivenlere doğru adımlamaya başladı kahverengi saçlı. Minho kafasını sağa sola sallarken kapıyı kapattı ve tekrar kilitledi. Yatağına gitmek istiyordu çünkü feci halde uykusu vardı. Ayriyeten uzanmak istiyordu çünkü uzun süre ayakta durmuştu, zaten bacağı yeterince ağrıyordu.

Odasına girdiğinde yatağının üstünde uyuyan üç kedisini görünce tebessüm etti. Onlara kocaman bir kedi evi almasına rağmen hala Minho'yla uyuyorlardı. Minho da şikayetçi değildi zaten.

"Baba olmak, süper bir şey ya!"

***

"Minho! Sana inanamayacağın bir şey söyleyeceğim!"

dead & pretty ✓Where stories live. Discover now