9

1.8K 288 267
                                    

slm kizlar

yeni fic yazasim vr

hyunho ya da minsung

nyse

iyi okumalarr ^^

***

"Benimle gelmeni istediğimde inat etmene gerek yoktu."

Minho, taksiciye parayı uzattıktan sonra duyduğu sesle bir süre duraksadı ve ne diyeceğini düşünmeye başladı. Elbette bunu tahmin edememişti.

"Arabam bozuldu." diye cevap verdi sakin tavrını koruyarak.

Jisung, yarım sırıtış karşısında dikilen sarı saçlı çocuğu izlerken hafifçe kafa salladı. Bu kendisi için eğlenceden başka bir şey değildi. Minho ile uğraşmak hoşuna gidiyordu.

"Pekala öyle diyorsan." dedikten sonra ellerini cebine attı ve karakolun girişine doğru yürümeye başladı. Minho, kaşlarını çattıktan sonra komiserin peşinden gitmeye başladı.

"Ne ima ettiniz?" diye sordu yanındaki genç adama bakarak.

Kahverengi saçlı adam omuz silkerek Minho'ya ufak bir bakış attı. Daha sonra tekrar önüne döndü.

"Öylesine. Her söylediğim şeyi bu kadar kurcalayacaksan işimiz iş Minho."

Sarı saçlı oğlan kafasını hafifçe salladıktan sonra umursamaz bir tavırla önüne döndü. Eş zamanlı olarak telefonuna gelen bildirime bakmak için elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Gelen bildirime göz ucuyla baktıktan sonra telefonu tekrar cebine attı ve merdivenleri çıkmaya başladı.

"Minho, sana doyum olmaz fakat odama gitmem gerekiyor. İşini düzgünce yaptığından emin ol."

Minho belli olmayacak bir şekilde göz devirdikten sonra sahte bir gülümseme sundu ve tekrar kafa salladı umursamazca. Daha sonra masasına doğru yol aldı. Sırt çantasını her zamanki gibi masasının üzerine bıraktıktan sonra koltuğuna oturdu ve arkasına yaslandı.

"Minho!"

Gözlerini kapattığı sırada, duyduğu sesle birlikte irkilerek yumduğu gözlerini tekrar açtı ve sesin sahibine baktı.

"Ya Hyunjin, bin kere demedim mi sana bağırma diye."

Hyunjin elindeki kahvesinden bir yudum aldıktan sonra kocaman bir gülümseme sundu arkadaşına.

"Tamam ya özür dilerim..."

Minho kaşlarını kaldırdı ve karşısındaki çocuğu izledi bir süre. Daha sonra derin bir nefes aldı ve siyah saçlı oğlana döndü tekrar.

"Ne istiyorsun söyle hadi." dediğinde Hyunjin kaşlarını çattı fakat itiraz etmeden hemen arkadaşının yanındaki koltuğa oturdu.

"Gören de her gün bir şey istiyorum zanneder. Neyse, şey diyecektim ya ben."

Sarı saçlı çocuk tek kaşını kaldırdı ve kafasını salladı. "Ne diyeceksin?" dedi sakin bir ses tonuyla.

"Öğle arasında, Jeongin'in pastanesine gidelim mi?"

Minho şaşırmış bir yüz ifadesiyle karşısındaki bedene baktı.

"Mesai saatinde?"

Hyunjin yavaşça kafasını salladığında Minho gözlerini devirdi.

"Hyunjin sen çıldırmışsın. Komiserin kulağına giderse, ki illa ki gider, biteriz biz."

Siyah saçlı çocuk oflayarak arkasına yaslandığında, Minho elindeki kalemi sallamaya başladı.

"Pekala, sen öyle diyorsan. İşin her zaman benim mutluluğumdan daha önemli değil mi? Unutmuşum affedersin."

Sarı saçlı oğlan elindeki kalemi masaya bıraktığında Hyunjin irkilerek yaslandığı yerden doğruldu ve masasının üzerinde duran telefonunu aldı.

"Tamam sinirlenme, ben Jeongin'e mesaj atayım bari. Aşkımız başlamadan bitsin."

Minho kaşlarını çatarak Hyunjin'e bir bakış attı ve önüne döndü.

"Hyunjin, seni üzmek istemiyorum ama çocuk seni sadece arkadaşı olarak görüyor. Ve bana kalırsa senin duygularının farkında. Gitmemen onun işine gelir."

Hyunjin'in yüzündeki sahte hüzünün yerini, tamamıyla gerçek hüzün ele geçirirken telefonunu kapattı ve oturduğu yerden hızla kalktı.

"Teşekkürler."

Hızlı adımlarla ofisin çıkışına doğru ilerlemeye başladığında Minho da aynı şekilde oturduğu yerden kalktı ve Hyunjin'in peşinden gitmeye başladı.

Siyah saçlı oğlan lavaboya girdiğinde, Minho da lavaboya girmek için kapı kolunu kavradı ve kendine çekti. Kapı açılmayınca ofladı ve kafasını kapıya yasladı.

"Hyunjin, özür dilerim. Öyle demek istemedim."

İçeriden bir süre ses gelmedi. Daha sonra Hyunjin'in boğuk sesi duyuldu.

"Boş versene. Aslında haklısın."

Sarı saçlı çocuk pişmanlıkla yüzünü ellerinin arasına aldı ve derin bir nefes aldı bu defa. Ne yapıp edip Jisung'dan izin alması gerekiyordu.

***

"Minho, herhangi bir markette kasiyerlik yapmıyorsun. Adaleti sağlamak için çalışıyoruz burda."

Minho, mahçup bir yüz ifadesiyle Jisung'a bakarken, "Biliyorum ama... Arkadaşımın gönlünü almam gerekiyor." diye fısıldadı.

Sabahtan beri karşısında kendisine resmen yalvaran bu genç ve bir o kadar da şirin çocuğa artık karşı koyamayacağına karar veren Jisung, hafifçe kafasını salladı.

"Pekala."

Minho mutlulukla gülümsediğinde, Jisung arkasına yaslandı.

"Ama bir şartım var."

Minho yüzündeki gülümsemesini korurken, "Nedir?" diye sordu.

"Benimle gizli operasyona geleceksin."

Minho gülümsemesini genişleterek kahverengi saçlı adama baktı.

"Elbette gelirim komiserim! Ben de bir şey isteyeceksiniz sandım."

Jisung yarım sırıtış Minho'ya bakmaya başladı.

"Sevgilim olarak."

***

gay moment bu bolum degil diger bolum arkdslr

NEYSE OLLLEEYYYY

nasil olmus

bolumu bir arkadas icin atiyorum cokca israr etti

saka saka hepiniz icin kizlarr

hadi opuldunuz

gaygayy 👋🏻👋🏻💓

dead & pretty ✓Место, где живут истории. Откройте их для себя