Bugün sadece sen varsın aklımda , sadece seni düşünmek istiyorum, seni konuşmak istiyorum. Kalbimi bir tek sana açmak istiyorum. Aldığım her nefeste sen varsın , yürüdüğüm her yol senin adımlarınla kaplanmış. Bugün sadece sen sev istiyorum beni. Duy...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bölüm şarkısı : Teoman - Çoban Yıldızı
Hayatta sevdiklerimizi kaybederiz. Bilerek isteyerek yada bilmeden kader diyerek. Ben şu hayatta en sevdiğim insanlardan birini saatler önce öldürdüm mecazen bir öldürme söz konusu olsada içimde ki acı hiç mecazi değildi. Sadece içimdeki onuda öldürmedim üstelik onun bana bıraktığı tavus kuşunuda öldürdüm. Kendimide öldürdüm içimde ki bir benide öldürdüm. Ölümler acı vericidir. Doğru acı vericiydi. Kalp kırıcıydı. Nefes kesiciydi. Tüm kötü duygulardı. Kolum koptu, kalbim söküldü, dilim kesildi, gözlerim görmeyi bıraktı. Sırtımı yasladığım kaya koptu ve dibini bilmediğim bir okyanusa düştü. Şimdi o okyanusa atlayıp o kayayı bulup tekrar sırtımı yaslasam ne olurdu ?Boğulurdum. Ölürdüm. Ben ölmesemde o kaya dalgaların etkisiyle aşınarak yok olurdu un ufak olurdu. Beni kurtardığı uçurumun kenarından kendisini atmıştı o kaya. Sadece o ölmemişti benide öldürmüştü. Boğmuştu.
Telefonumu elime aldım. Yeşil kalp emojisinin üstüne tıklayıp aradım.
"Berfu ?" Dedi Ali.
"Nerdesin ?" Diye sordum düz sesimle.
"Evdeyim Kartopunu annemden aldım eve getirdim."
"Bekle beni geliyorum." Diyip telefonu kapadım.
Taksiye bindiğim gibi evine gittim. Apartmanın merdivenlerinden yavaş yavaş çıktım. Kritik zamanlarda asansör kullanmayı pek tercih etmiyordum sanırım. Titreyen ellerimle kapısını çaldım. 2 saniye geçmeden açtı kapıyı. Saçları ıslaktı duş almış olmalıydı. Suratına baktım en ufak çizik bile yoktu. Tahmin ettiğim gibi Tunç karşılık bile vermemişti.
Gözleri anında parmaklarıma gitti yüzüğü yerinde görünce derin bir nefes verdi. İçeri girdim kapıyı ayağımla kapayıp çantamı yere attım ayakkabılarım hala ayağımdaydı çıkarmamıştım. Ali merakla bana bakıyordu. Yüzümü inceliyordu. Bir şey göremediğine emindim çünkü şuan ben bile ne yaptığımı, duygularımın beni nereye savurduğunu kestiremiyordum. Ali ye bir adım yaklaştım. Bana bir adım yaklaştı. Tekrar bir adım yaklaştım temiz kokusu ciğerlerime doldu gözlerim istemsizce sulandı.
(Hassas içerik uyarısı.)
Parmaklarımın ucuna yükseldim Ali nin dudaklarını yavaşça öpmeye başladım bana karşılık vermedi kendimi ona dahada yaklaştırdım tek elimi yanaklarına koydum çıkmış sakalları içimi titretti.
Heyecan hep vardı. Aliye her dokunuşumda her temasımda her öpüşümde heyecan hep vardı ama bu sefer daha farklıydı içim titriyordu niye titriyordu, niye şuan onu öpüyordum? niye özlem vardı içimde?niye öfke vardı? niye acı vardı? niye aşk vardı? hiç bir hareketimin cevabı yoktu şuan.
"Berfu." Dedi cılız bir sesle. "Anlamıyorum ne yaptığını dur."
Gözümden bir damla yaş aktı. Durmadım öpmeye devam ettim yanağındaki elimle çıkan sakallarını okşadım. Yüzük olan elimide kalbine koydum. Kalbi en az benimki kadar hızlı atıyordu, belkide benden çok daha fazla.
