[30] MEYMENETSİZ İSKELETOR

46 2 26
                                    

Görsel: İskeletor :)

Muscle dediği gibi gerçekten de simidin âlâsının yapıldığı bir yere götürdü beni.

Bu çocuktaki gastronomi aşkı kadınların astroloji merakıyla yarışır valla! Genç yaşta spor hocası olmasının yanında Vedat Milor'dan iyi olmasın iyi bir gurme de sayılırdı vesselam.

Ben simit-peynir-çay üçlüsüyle âdeta aşk yaşarken Muscle'ın beni izlediğinin çok geç farkına varmıştım. Ağzıma attığım büyük lokmayı yutmaya çalışırken neden bana bakarken gülmekte olduğunu soramadım tabi.

"Simidi gerçekten çok seviyorsun galiba," dedi.

Ağzıma nasıl büyük bir lokma attıysam artık bir türlü bitmek bilmiyor, cevap vermeme izin vermiyordu. Elimle bir işareti yaptım 'bir dakika' manasında. Nihayet lokmam bitince:

"Çok severim simidi ama o ağzıma attığım son lokmanın bu kadar büyük olduğunu fark etmemiştim. Seviyoruz da, o kadar da değil yani," dedim.

Beni hâlâ gülmek ile gülümsemek arasında gidip gelen sıfatıyla izleyen Muscle:

"Sen değişik bir kızsın, Gülce," dedi.

O bunu söylerken simidimin ucuna - bu sefer küçük bir parça almıştım, çocuk şimdi beni ayı sanmasındı - peynir sürmekte olduğum için yüzünü görememiştim.

"Yok ya, normalim bence... de bir saniye. İyi anlamda değişik mi, kötü anlamda değişik mi yoksa kafadan çatlak olan cinsten değişik mi?" diye sordum. Gözlerimi kısmış yüzünden, gözünden ne demek istediğini çıkarmaya çalışıyordum. Zira çocuk bana her an laf çakma kapasitesine sahipti. Ben de ona karşılık atar-çakarımı yapmalıydım yani.

"Bence iyi," dedi ama sonra birden durakladı. "Ama çatlak olan da olabilir. Bak, bilemedim şimdi. Bugün yaşadıklarımız aklıma gelince."

"Aman! Üff be! Ben de dinliyorum ciddi ciddi seni!"

"Aferin! Hep böyle ol! Hep ciddi ciddi dinle beni!"

Ay aman ay! Sıkıldım ben! Biraz ciddiyet lütfen. Acilen. Yoksa güleceğim birazdan ve şu ana kadar elde ettiğim tüm karizmam yerle bir olacak.

"Ya o değil de biz bu adamları nasıl bulacağız, Emre ya? Ve daha da önemlisi bu hırtlardan nasıl kurtulacağız? Düşünüyorum, düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum bir türlü! Ki zor anlarda bile kafamın ne kadar iyi çalıştığını sen bizzat deneyimlemiştin hatırlarsan!"

"Allah Allah! Ne zamanmış o ya? Ben hatırlamıyorum hiç."

"Ya işte sen adamlarla dövüşürken... Hani mafyatik hırtlarla ilk karşılaşmamız yok mu?"

"Ha, sen adamları dövdüğüm zamandan bahsediyorsun, anladım."

"Ya sen hâlâ dalga mı geçiyorsun benimle? Biz nelerin derdindeyiz ama 'aga bizimle eyleniyir.' "

Bu taklidime de gülerek karşılık vermişti. Oğlum ciddi olsana biraz ya! Gamzeli moddan çıkar mısın lütfen? Hani nerede, Komutan Muscle nerede ya? O moda geçmen lazım acilen. Nerede o modunun düğmesi? Hani?

"Bu arada," dedi, "mafyatik hırt mı?" Yine gülüyordu. "Nereden aklına geliyor böyle kelimeler ya? Gerçekten de değişiksin."

Yüzünde sanki memnuniyet, beğeni ve benzeri güzel anlamlara sahip ifadeler görünüyordu. Yok canım! Muscle kendinden başkasını beğenebiliyor muymuş? Hayatta inanmam!

"Ama benim de kafamı sürekli kurcalayan bir konu bu. Biliyorsun zaten. Peşindeyim. Bulacağım, göreceksin."

"Herhangi bir yardıma ihtiyacın olursa her zaman. Biliyorsun."

ŞAKA YAPIYORSUN! (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin