[31] ÖLÇ, BİÇ, TART

49 2 1
                                    

"Ayrılmamız lazım, Gülce."

Ne demek "ayrılmamız lazım"? Nasıl yani?

Dili sürçtü herhalde. "Ayılmamız lazım" diyecekti galiba. Ya da "haykırmamız lazım". "Kaykılmamız lazım" da olabilir gayet bence. Girdiğimiz onca riskten, çektiğimiz onca eziyetten sonra "ayrılmamız lazım" demiş olamaz çünkü.

Durdum. Yüzüne baktım şaşkınlıkla. Aynı şaşkınlık beynimi alt edip ses tellerimi ele geçirmiş olacak ki ağzımdan bir "Aa!" sesi çıktı istemsizce.

"Ayrılalım. En doğrusu bu."

"Nereden çıktı şimdi bu? Neden böyle bir karar verdin aniden? Yani... şaşırdım açıkçası."

Muscle'ın yüzü karmakarışıktı. Hiçbir şey okunamıyordu. Endişeli mi desem? Gergin mi desem? Üzgün mü desem? Mutsuz mu desem? Ne desem bilemiyorum. E şıkkı o zaman. Yukarıdakilerin hepsi diyorum.

"Gülce, dün söylediklerinden sonra çok düşündüm. Uyuyamadım sabaha kadar. Bu sevgili oyununun amacı benim yüzümden sana zarar gelmesini önlemekti. Her zaman yanında olup seni korumak istemiştim. Ama anladım ki çok yanlış düşünmüşüm. Çok yanlış bir karar vermişiz."

"Neden?"

"Çünkü anladım ki asıl yanında olmam sana zarar veriyor. Her kimse bunu yapan kişi ya da kişiler, dertleri benimle. Senin de benim yüzümden peşindeler. O yüzden bugün bu sevgililik olayını bitirmemiz lazım."

"Diyorsun."

"Evet. Ve bu herkesin içinde olmalı. Okulda büyük bir kavga etmeliyiz ya da bilmiyorum. Bir şeyler buluruz artık. Sen ne diyorsun? Ne yapalım?"

Evet, Gülce. Dinliyoruz seni. Ne diyorsun? Ne yapalım diyor?

Duyamıyorum. Ses gelmiyor. Alooo! Alo orada mısın?

Orada değilsin tabi ki, çünkü gerçekten çok şaşkınsın. Deminden beri tek kelimelik cümleler kurmandan belli değil mi zaten? İyi de niye bu kadar şaşırdın ki? Zaten en baştan beri bu oyundan rahatsız değil miydin? Hemen bitsin istemiyor muydun? Şimdi istediğin oluyor işte. Buna sevinmen gerekirken şaşırmakla vakit kaybetme bence. Yoksa hiç dillendirmek istemediğin, dillendirirsen gerçek olmasından korktuğun şey gerçekleşiyor mu? Ondan mı bu sessiz şaşkınlığın?

Yok canım! Tabi ki de değil! Yok öyle bir şey!

Ne mi diyeceğim? Tabi ki de tamam diyeceğim. Oh be nihayet kurtuluyorum bu salak oyundan! Yuppi!

"Tamam, olur. Öyle yapalım."

"Tamam o zaman. Nasıl bir kavga olsun? Yani kavga sebebimiz ne olsun?"

"Bilmem. Şiddetli geçimsizlik olabilir."

"Nasıl mesela?"

"Ay ne bileyim ya! Daha önce hiç sahte sevgilimle kavga edip ayrılmadım ki!"

Gerçi hiç sevgilim olmadığı için gerçek sevgilimden de hiç ayrılmadım ya, şimdi karıştırmayın oraları.

"Tabi benim her ay yeni bir sahte sevgilim olduğu için çok iyi anlıyorum ben bu işlerden! Allahım ya!"

"Niye? Sen değil miydin "bu işlerin kitabını yazdım" diyen?"

"Ben tavlama sanatının ustasıyım. Ayrılmanın değil."

"Tamam işte bak! Şiddetle geçinemiyoruz biz. Bir yerlerden, bir şeylerden kavga edecek bir şey buluruz illa ki. Doğaçlama yaparız işte."

"Ama aldatma tarzı şeyler olmasın kavga sebebimiz, Gülce. Sahte de olsa o karaktersizliği yapmış olmayalım."

ŞAKA YAPIYORSUN! (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin