[7] BARBİGİLLER

345 38 46
                                    

Şaka yapıyorsun! Mr. Muscle! Neden sürekli karşıma çıkıyorsun sen çocuk?

La Mr. Muscle hocam oldu ya!

Yok ya! Değildir! Dur, bakayım, kesin arkasında başka biri var!

Mr. Muscle tüm beyaz dişlerini sergileyerek odaya heybetli bir giriş yapınca Enver Hoca:

"Emre Hocam, gel. Buyur, otur," dedi karşımda duran boş koltuğu göstererek. "Hani sana bahsetmiştim ya, ben gidince ilgilenmeni istediğim üyemiz, Gülce Hanım."

Yokmuş. Mr. Muscle'mış yeni hocam! Memleketimizin ihtiyaç duyduğu ilk yardım bilen sporcu olduğu yetmiyormuş gibi bir de hoca mı olmuş bu yaşta? Bizim müdür bunu görseydi kesin gözleri yaşarırdı.

"Biz tanışıyoruz, Hocam. Hoş geldin, Gülce. Nasılsın?"

Enver Hoca'nın 'Emre Hoca' lafı ve odaya dolan parfüm kokusuyla az önce içerde yüzünü göremediğim yakışıklının Mr. Muscle çıkmasının duble şaşkınlığı içinde olayı izlerken gelen soruyla toparlandım.

"İyiyim. Sen nasılsın..." Burada bir salise kadar durdum çünkü çocuğa yeniden Mr. Muscle diyesim gelmişti.

Hay dilimi eşek değil eşşek arıları soksun! Ama işlerini bitirdiklerinde Sare'ye de uğramayı unutmasınlar!

Sonunda 'eşşek arıları' tehdidiyle korkmuş olan dilime hakim olmayı başararak "...Emre?" diye tamamlayabildim cümlemi.

"İyiyim, sağ ol."

"Tanışıyorsunuz demek. Güzel. Gülce, benim bir yakınımın kızıdır. O yüzden en iyi şekilde ilgilenilmesini istiyorum. Gerçi bundan kuşkum yok ama yine de belirtmek istedim, Emre Hocam."

Emre Hoca ne ya? Oğlum, sen daha lise öğrencisisin. Daha bundan birkaç sene önce ilköğretim bebesiydin. Ne ara rütbe atlayıp öğrencilikten hocalığa terfi ettin?

Ayrıca buradan Enver Hoca'ya saygıyla takdirlerimi sunuyorum. Taktiklere bak: İlk önce bana "Gülce Hanım" demek suretiyle usta bir şekilde olayı kurumsala bağladı. Yazar (yani Enver Hoca) burada "ben böyle ciddi konuşuyorum, sen de aynı ciddiyetle yap işini," demek istiyordu. Sonra 'bir yakınının kızı' olduğumu belirterek de son noktayı koydu. Tabi kaçar mı benden? Hemen anladım bu sözlerin altında yatan gizli mesajı da. Yani "Kız yakınımdır, yavşama sakın" demek istiyordu Mr. Muscle'a. Tecrübe işte.

"Tabi hocam. Ne demek. En iyi şekilde ilgileneceğim kendisiyle. Hiç şüpheniz olmasın."

"Şüphem yok zaten, Emre Hocam. E, hadi o zaman. Daha fazla bekletmeyelim Gülce'yi. Başlayın egzersizlere siz. İki hafta sonra görüşürüz."

"Görüşürüz, Hocam. Şampiyonada başarılar!" dedim ve Mr. Muscle, ay pardon, Emre Hoca önde ben arkada odadan çıktık. Şaşkınlığımı hâlâ üstümden atamamıştım. Şimdi ben aynı yaşta olduğum çocuğa 'hoca' mı diyecektim? Peh! Ayyuka çıkıp zirve yapmış olan merakımı gidermek için dayanamayıp sordum:

"Sen nasıl..."

"Hoca oldun diyeceksin? Yaşım bu kadar küçükken hem de?"

"Yani."

"Merak etme, yeni değilim bu işte. Yıllardır yapıyorum. 13 yaşımdan beri spor yapıyorum ve birkaç senedir de hocalık yapıyorum."

Hmm. Bir düşünelim. Şu an 18 olsa. 13'te spora başladı. 2-3 yıl sonra hocalığa başlasa, e 2-3 yıldır da hocalık yapıyor demektir. Matematiğim de muhteşem kahretsin! Neyse, geçelim bunları. Zaten biliyorsunuz övünmeyi hiç sevmem. Ama yani 15 yaşındaki bir çocuğa kim hocalık yaptırır ki? Demek ki Enver Hoca yaptırdı. Yakında ayrıntıları öğrenirim nasıl olsa.

ŞAKA YAPIYORSUN! (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin