[4] GÜLÇİN DE KİM BE???

418 41 64
                                    

O an aklımda yanan ampulle zaten elimde olan telefonumu açtım hemen ve Youtube'a girdim. Saniyeler içerisinde aradığım şeyi buldum ve hoparlörü son sese ayarladım. Son kez kontrol etmek için olay yerine baktığımda yerde yatan adamın silahı Mr. Muscle'a doğrulttuğunu gördüm. İçimden ettiğim dualar eşliğinde nefesimi tutup telefonu o tarafa doğru yönelttim ve hemen oynat tuşuna bastım.

Siren sesini duyan mafya bozuntuları etraflarına bakıp birbirlerine "Polis! Kaçın!" diye bağırdılar ve hızla hemen yanlarındaki siyah araca binip topukladılar. Mr. Muscle ise hiçbir şey anlamamış gibi etrafına bakıyordu. Adamların gittiğinden emin olunca hemen yanına koştum.

"İyi misin?" dedim. Şaşkın gözler ve kana bulanmış bir yüzle bana baktı.

"İyiyim," dedi.

"Nasıl iyisin? Şu yüzünün haline bak!" Çantamdan kağıt mendil çıkarıp uzattım ama almadı.

"Sağ ol ama gerek yok. Önemli değil," dedi. Bu arada yerden sırt çantasını almış, kapüşonunu kafasına geçirmişti.

Hay Allahım ya! Sanki az önceki dövüş kulübüne katılmamıştı kendileri!

"Görüşürüz," deyip arkasını döndü. Gidiyordu. Ben de elimde mendillerle öylece kalakalmıştım. Arkasından bağırdım.

"Bu arada hiç gerek yoktu!"

Durdu. Sadece kafasını çevirdi. "Neye?"

"Teşekküre!"

Bu sefer tüm bedeniyle bana döndü. Yüzünde 'bir de senle mi uğraşacağım?' ifadesi vardı.

"Mendil için etmiştim zaten."

"Hayatını kurtardığım için."

Mr. Muscle'ın boş bakışları arasında telefonumun ekranını ona doğru çevirdim ve açık kalmış olan Youtube sayfasındaki oynat tuşuna bastım.

"İki seksen yere uzattığın adamlardan biri belindeki tabancayı sana doğrultmuştu. Şu karşında duran zeki insan olmasa kurşunu nerene yiyecektin Allah bilir!"

Kaşlarını şaşkın bir şekilde havaya kaldırdı ve "Gerçekten mi?" dedi.

"Gerçekten tabi ki. Seni öldürmelerine izin mi verseydim? Neyse ödeşmiş olduk işte."

Bu sefer de ben arkamı döndüm havalı havalı. Yani buraların tek havalı kişiliği o değildi herhalde. Hıh!

Tam gidiyordum ki durdum. İçim rahat etmemişti yine de. Benim de havam anca bu kadardı, ne edeyim? Kafamı çevirip:

"Bu arada bu halde eve gidersen evdekilerle fena bozuşursun, benden söylemesi," dedim ve yoluma devam ettim. Sonuçta insani görevimi yapmış ve onu adamlardan kurtarmıştım. E, arkadaşlık görevimi yapıp tavsiye de vermiştim. Daha fazla yardım istemiyorsa kendi bilirdi. Az sonra arkamdan adım sesleri duydum ve de birinin seslendiğini:

"Gülçin! Bir saniye bekle!"

Gülçin de kim be? Önümde, sağımda, solumda da kimse yoktu. Benim de adım Gülçin olmadığına göre arkamdaki ebe olmalıydı. Yani herhalde arkadaki sokakta birini görmüştü Mr. Muscle. Ben yürümeye devam ederken arkamdan gelen adımların koşmaya dönüştüğünü fark ettim.

"Bir saniye bakar mısın?" diyen ses omzuma dokundu. Döndüm.

"Adın Gülçin değil miydi?"

"Hayır, Gülce."

"Pardon. Yanlış hatırlamışım."

Pardon çıkalı ayılar çoğaldı buralarda.

"Sorun değil."

ŞAKA YAPIYORSUN! (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin