ŞAKA YAPIYORSUN! (Devam Ediyor)

[16] KESİN BİLGİ

"Hangi şerefsiz çekmiş bunları?" diye sinirle gürledi Emre.

"Kim çekmişse çekmiş! Oh, iyi yapmış! Yoksa kankamızın sevgilisi olduğunu öğrenemeyecektik!"

"Sare yok öyle bir şey diyorum! Yok! Emre sen de bir şey söyler misin, lütfen? Kaç yıllık arkadaşım bana inanmıyor da! Belki sana inanır!" dedim gözlerimi devirerek.

Muscle tipik 'bir de bununla mı uğraşacağım?' bakışına karşılık olarak benim sevimli Golden Retriever yavrusu bakışıma dayanamamış olacak ki 'tamam ya' anlamında oflayıp Sare'ye döndü Muscle:

"Ortada bir yanlış anlaşılma var, Sare," dedi.

"Evet, tamamen yanlış anlaşılma," diyerek destek verdim Muscle'a hemen.

"Öyle mi?" dedi Sare yumuşamış bir şekilde.

"Öyle tabi. Sevgili yapsam ilk sana söylemez miyim ben Sare? Asıl sen beni kırıyorsun şu anda!"

Karşı atak her zaman işe yarar.

"Söylersin, değil mi?"

"Bak hâlâ soruyor! Küseceğim ama artık! Tabi ki söylerim."

Sare'nin iyice yumuşadığını bana ahtapot gibi sarılınca anladım.

"Ah, canım ya!" dedi. "Kusuruma bakma! Çok özür dilerim. Ama o fotoğrafları görünce..."

"Anlıyorum ama hepsinin bir açıklaması var. Anlatacağım hepsini."

"Tamam. Hadi hemen anlat."

Bunu derken Muscle'a baktım, hepsini anlatmama izin verecek mi diye. Sonuçta onunla ilgili bir durumdu ve kimseye söylemeyeceğime söz verdirmişti. Ama o izin verirse bir sorun olmazdı anlatmamda.

O ise önce elini sakalına dokunuyormuş gibi çenesine götürdü. Sonra kaşlarını ta saçına kadar kaldırdı ve kafasını yana çevirdi Sare bir şey anlamasın diye. Onay çıkmamıştı.

"Ayrıntıları sonra konuşuruz, Gülce. Zil çalmak üzere. Hadi sınıflara geçelim," dedi ve 'iyi dersler' dileyerek yanımızdan ayrıldı. O gider gitmez de telefonum titreşti.

MİDİYBSG: Söz verdin, unutma. Sare'ye bir şey anlatmak yok.

Everest'e çıkan kaşlarından onu anlamamak imkansızdı zaten, Mr. Muscle.

MİDİYBSG: Beril'in başıma bela olduğunu, bu yüzden de beni kurtarmak için söylediğin yalana devam etme kararı aldığımızı söylersin.

Oldu canım benim! Emredersin!

Ama şimdi düşününce de fena fikir değilmiş be! Akıllı çocuk seni!

"Hadi biz de geçelim, Sare. Ders Saniye Hoca'nın dersi. Geç kalırsak yanarız valla!"

"Tamam ama kaçarı yok anlatacaksın her şeyi, ona göre. Hatta ders başlamadan birazcık başlasan."

"İyi, peki. Sana zaten Muscle'la sahilde karşılaştığımız günü anlatmıştım. Onu biliyorsun."

"Evet. Hatta sonra sen yanında sevgilisiyle görmüştün onu."

"Evet."

"Hayır, benim anlamadığım, neden gerçek sevgilisini değil de seni çektiler?"

"Ay bilmiyorum ki! Şansıma tüküreyim! Çocukla bir dakika konuştuk, o da 'n'aber, nasılsın?' yani. Hemen nasıl çektiler, ben de anlamadım. Belki de ilk beni görüp çekti, sonra da "güzel haber buldum" deyip gitti şerefsiz!"