kedicik

223 28 116
                                    

James Regulus'un animagus formuna kafayı takmıştı. Gizli arkadaşı açığa çıksın istemiyordu ama Regulus'un daha fazla arkadaşa ihtiyacı olduğunu biliyordu. Regulus çoğu zaman yalnızdı. 

Regulus evde yalnızdı, yaralandığında yalnızdı, ağladığında yalnızdı, canı yandığı zaman yalnızdı. O hep yalnızdı. Kendi yaralarını sarmayı öğrenmişti Regulus ama James inatla kediyle ilgileniyordu.

Lion's heart koymuştu adını yavru kedinin. Bir kediye koymak için çok uygun bir isim olmasa bile James inatçı biriydi. Küçük Regulus'u kucağından indirmeyi reddediyordu şimdi de. Regulus'un derse gitmesi gerekse de James onu bırakmıyordu.

En sonunda pes etmiş ve o günü çapulcularla geçirmiş ve Peter'ı boğmaya çalışmıştı.

★☆★☆

Regulus çapulculardan sonunda kaçtığında  hava kararmıştı.

Slytherin yurtlarına gitmeden önce hızlıca astronomi kulesine çıkar. Kedi olmak ne zor işti ya! Merdivenler bitmiyordu ve patileri biraz fazla hassastı. Kuleye çıktığı gibi tekrar insan olmuş ve kendini yere bırakmıştı. Kedi olmak yorucuydu özellikle çapulcular adlı kedi işkence grubunun yanında bir kedi olmak çok daha yorucuydu.

★☆★☆

James kediciğinin peşinden gizlice kuleye çıkmış ve onun Sirius'un erkek kardeşine dönüşmesini görmüştü. Bir animagus olduğunu biliyordu!

Yıldızlardan gözlerini ayırmıyordu Regulus. Muhtemelen James'i fark etmemişti bile.

"Potter gördüğünü biliyorum."

Regulus direkt olarak olduğu yerde dönüp kalmış olan James'e bakıyordu. James yakalanmanın verdiği utanç ve huysuzlukla Regulus'un yanına oturdu.

"Bilgin olsun diye söylüyorum amacım gözetlemek değildi kedi formun çok şirin onu sevmek istiyordum." Regulus hafif gülümsemiştir. James onun gülüşünü ilk kez görmüştü ve bu herkesin bahsettiği o kelebekleri harekete geçirmiş gibi görünüyordu. Hani şu aşık olduğunuzda içinizde uçuşacağı söylenilen kelebekler.

"Anlıyorum, Potter."  İstemsizce Regulus'u incelemeye başlamıştı James. Birden aklına gelen şeyle duraksar. "Remus'u biliyor musun..?"

"Biliyorum ve bildiğimi biliyor. Remus'la ilgili bir sorunum yok Potter." Regulus'un söylediği şeyler karşısında James donup kalmıştı. Sirius'un düşündüğü gibi biri değildi Regulus.

Sirius kendi kardeşi hakkında acımasız davranırdı. Anne ve babasının mükemmel kopyası olduğunu söylerdi Regulus için. James o gün anladı ki Sirius, Regulus'u tanımıyordu.

"Bağnaz bir kan ırkçısı olduğumu düşündüğünüzü unutmuşum. Kurt adamlara ölüm falan işte şimdi beni rahat bırak."

"Ön yargılı davrandığım için özür dilerim."

★☆★☆

Remus, James'in kaybolmasının iyiye işaret olmadığını biliyordu. Regulus'u takip etmediğini umuyordu.

Kucağında yatan Padfood'a bakıp gülümsedi. Kucağından kalkmamak için inat ediyordu Sirius. Başına küçük bir öpücük kondurdu siyah köpeğin.

Peter huysuzca oturduğu köşeye sindi. "O katil kedi nerde? Beni öldürmeye çalışmadığı zamanlar napıyor? O küçük şeytanın kuyruğunu keseceğim yakında!" Sirius huysuzca havladı ve Peter'a dişlerini gösterdi.

"O katil kedinin tarafında mısın sen Sirius! Beni öldürecek o canavar!" Sirius huysuzca hırladığı zaman Remus yavaşça başını okşadı. "Sadece iç güdüsel olarak sana saldırıyor Peter. Abartıyorsun."

"Abartıyor muyum? Beni yiyecek!" Remus gözlerini devirip derin bir nefes aldı. "O asil bir kedi Peter. Fare yemez. Alınma ama eminim fareler midesini bulandırıyordur küçük kedimin."

"Sen bana mide bulandırıcı mı dedin Remus?" Peter'ın öfkeli sesine göz devirdi Remus. "Hayır ağızımdan öyle bir kelime çıkmadı ki Peter. Nerden çıkardın?"

Seni seviyorum Remus! Çok aşk benim küçük kurdum. Reggiesini de savunurmuş küçük kurdum benim♡♡♡♡

Gözlerimden kalpler çıkacak birazdan.

Blood On My Hands Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin