Karanlık Lord

183 26 140
                                    

Regulus okula döndüğü zaman durgunlaşmıştı. James, bunu fark etmişti Regulus'u takip ediyordu geldiğinden beri. Regulus onu görmezden geliyor sanki James yokmuş gibi davranıyordu.

Derslere daha da odaklanmış olması Remus'un dikkatini çekiyordu. Sanki birine kendini kanıtlamak ister gibi davranıyordu Regulus. Kanıtlamak istediği kişinin annesi olduğunu varsaysa bile içten içe voldemort olduğunu biliyordu.

Her ne kadar James ve Remus kabul etmek istemese bile Regulus kendi abisinden nefret ediyordu. Ona katlanamıyordu. Abisine olan nefreti gün geçtikçe büyüyordu. Remus bunu kabul etmeyi istemese bile Sirius Regulus'un akıl sağlığını kaybetmesine sebep oluyordu.

Regulus önceleri Sirius'tan korkuyordu ona kırgın ve kızgındı şimdiyse nefret ediyordu. Sirius'a olan nefreti büyüdükçe ona zarar veriyordu. Remus aralarında geçen olayları merak ediyordu çünkü Regulus ilk üç sene Sirius'tan fazlasıyla küçük dursa bile bu sene ondan daha uzundu, kas yapmıştı.

Her yaz birbirlerine dayanamadıkları için kavga ettiklerini biliyordu Remus. Asla kavgayı hangisi başlatıyor öğrenememişti. Regulus'u James'le birlikte gizli gizli izledikleri ve neden böyle olduğunu çözmeye çalıştıkları günlerden birinde Sirius'u fark ederler Regulus'un yanında. Sirius'un yüzünde büyük bir sırıtışla Regulus'la dalga geçtiği bellidir. Remus endişeyle kaşlarını çattı, Regulus böyle şeylere katlanamazdı.

2. Yılında Regulus Remus'a şakalardan hoşlanmadığını ve şaka kaldıramadığını söylemişti. O günden beri Remus Regulus'u Slytherin'e yaptıkları şakaların dışında bırakıyordu. Regulus Sirius'a bir yumruk attığı zaman yerinden sıçradı. Böyle olacağını biliyordu. James ikisini ayırmak için hızla aralarına girdiği zaman Sirius sanki hep yaptığı bir şeymiş gibi Regulus'un iki bileğini tutmaya çalıştı. Regulus sertçe Sirius'a tekme attı. Remus biliyordu, bu bir refleksti. 

Sinir krizi geçirecek gibi görünüyordu Regulus. Gözleri hafif dolmuştu sinirden. Sirius onu zayıf bir noktasından vurmuştu bu belliydi. İki kardeş için bu tarz kavgalar uzun zaman önce normalleşmişti.

★☆★☆

04.10.1969

Küçük Regulus kucağında tuttuğu yavru kediye sıkı sıkı sarıldı. Abisinden saklıyordu küçük bebeğini çünkü abisi kediyi kendi için isterdi görseydi. Siyah kedinin ela gözleri vardı ve 5 aylıktı. Pofuduk kediyi babasına sorup almıştı çünkü annesine sorsa abisine kediyi gösterip onu isteyip istemediğini soracağına emindi.

Annesi abisini Regulus'u sevdiğinden daha çok severdi. Bir keresinde favori çocuğu olduğunu söylemişti ve Sirius bunu kullanıyordu. Regulus ne zaman bir şeye sahip olsa Sirius onu elinden alıyordu. Son bir kaç yılda annesi daha sakindi öncesine göre ve Sirius'un üzerine daha çok düşüyordu. Hogwartsa gitmesine iki yıl kalmıştı Sirius'un ve annesi onun bir Slytherin olacağını garantilemek için elinden geleni yapıyordu.

Zaten Sirius'u hep daha çok sevmişti. Onun nefreti Regulus'aydı. Bazen Sirius onu korurdu. İyi günündeyse.  Annesinin kendinden neden bu kadar nefret ettiğini asla anlamamıştı Regulus.  O daima uslu olmuştu ama annesi onu cezalandırmanın bir yolunu hep bulmuştu.

Oyuncaklarını topla Regulus! Yatağın neden dağınık Regulus! Neden o gömleği giydin Regulus! Dans dersleri al Regulus!  Daha zarif ye Regulus! Yemeğini kendin kesemiyor musun seni aptal çocuk!  Oyuncaklar için çok büyüdün Regulus! Üstün kırışmış seni rezil çocuk! O cübbe senden pahalı kirletme cüretini kendinde nasıl bulursun Regulus! Kibar ol Regulus! Nasıl olurda İtalyancan Fransızcan kadar iyi olamaz Regulus!  İspanyolca öğrenmeye başlamadın mı Regulus! Rezil çocuk!  Senden hiç bir halt olmaz Regulus!

Bu sözlerle büyümüştü. Kusursuz olması istenmişti. Çok çabalıyordu ama o sadece 7 yaşındaydı. Bir çocuk bu kadar beklenti fazla değil miydi?

Kedisine daha sıkı sarıldı. En azından artık yalnız değildi. Ağlarken, kâbus gördüğünde ya da gök gürültüsünden korktuğu zaman onun yanında olacak biri vardı artık.

Abisi korktuğu şeyleri aptalca bulur ve dalga geçerdi o yüzden geceleri genelde yorganın altına girer ve korktuğu şeylerden yorganın onu korumasını umardı.

Sirius, Regulus'un  elindeki yavruyu gördüğünde hızla kardeşinin yanına koşar. Annesi ne isterse onun olabileceğini söylemişti bu yüzden bu kedi onun olmalıydı. "Kediyi bana ver Regulus!"

Regulus abisinin sesiyle kediye daha sıkı sarıldı ve başını iki yana sallayıp konuştu, "Hayır! O benim." dedi. Sirius küçük kediye uzanıp almak için çabaladığında küçük kedi korkuyla Sirius'un kolunu çizer.  "Bunu ona sen yaptırdın!" Sirius, Regulus'un kolunu sertçe tutup sıktığı zaman Regulus kediyi düşürdü.  Sirius iki bileğini tek eliye tutmuş onu sertçe duvara yaslamış ve yüzüne bir yumruk atmıştı.

Bunu annesinin Regulus'a yaptığını çok görmüştü Sirius. Regulus minik bir çocuktu elleri bu şekilde tutulduğu zaman kendini kurtaramıyor ve koruyamıyordu.  Regulus yüksek sesle ağlamaya başladığında Orion küçük oğlunun sesini duymuş ve hızla yanlarına gitmişti. İki oğlunun kavga ettiğini, daha doğrusu Sirius'un Regulus'u dövdüğünü gördüğü zaman iki çocuğu hızla ayırmıştı. Çoğu zaman evde olmazdı Orion Black. Evde olduğu zaman Walburga'dan korurdu çocuklarını. O gün büyük oğlunun karısından bir farkı kalmamıştı gözünde. Sirius o gün babası için ölmüştü.

★☆★☆

Regulus sinirle abisine bir yumruk daha attı. Artık savunmasız değildi, büyümüştü. Kendisini annesi ve abisinden koruyabiliyordu.

Sirius'tan bir kez daha tiksindi. O sözde aydınlık tarafta olacaksa karanlıkta olmaktan zevk alacaktı. James zar zor ikisini ayırdığı zaman bir şeyler söylemeye başlamıştı ama Regulus onu duymuyordu. Aklındaki tek şey babasıydı. Onun karanlık lordun eski bir arkadaşı olduğunu biliyordu. Hoşuna gider miydi ölüm yiyen olması? Lord son zamanlarda sağlıklı davranmıyordu. Belki de ölüm yiyen olmamalıydı.

Neden birinin hizmetkârı olmalıydı ki? O bir delinin kölesi olmayacaktı. Regulus bir karanlık lord olacaktı.

Bazı şeyler orijinalden farklı olacak demiş miydim? Dememişsem bile artık dedim.

Karicim iyi okumalar eeeeqaaaaa 🖤

Blood On My Hands Where stories live. Discover now