19: savaş makineleri

399 60 52
                                    

Bu kurgunun yazarı yorumla çalışan bi makineymiş arkadaşlar bol bol yorum♡♡♡♡ keyifli okumalar:")
**

cem adrian - kül

aleyna tilki - yalan

05.54

Kafamın içerisi ne kadar kalabalıklaşırsa uykularım o kadar rahatsız, huzursuz ve huysuz bir kıvama geliyordu. Gözlerimi karanlık bir havaya açtığımda ter içerisinde kalmıştım. Kalbim içimde bozuk bir ritimle can çekişirken nefeslerim de bir o kadar sıkışıktı. Geçmiş tıpkı tatsız bir film gibi oynuyordu zihnimin içerisinde. Ayıkken ne kadar bastırdığım sancım varsa gece gözlerimi kapattığımda sanki intikam almak ister gibi üşüşüyorlardı tepeme. 

Ellerimi yüzüme kapatıp kendimi telkin etmeye, artık güvende olduğumu ve zincirlediklerimin çürüdüklerini hatırlatmaya çalıştım. Aradan yıllar geçmişti. Arkamda iz bile kalmamışken neden sürekli yeni var olmuş dikişlerim patlamış gibi sancılanıyordum. 

Derin bir soluk alıp yorganı üzerimden ittirdim. Efulim ayaklarımın kenarında uyuduğu için çok da rahatsız olmuşa benzemiyordu. Bir süre boş boş halımı izledim. Biliyordum; tüm bu kanamaların, bu sancıların, kâbusların ve kaçışların sebebini bal gibi de biliyordum ama itiraf edersem sanki uçurumdan bile isteye düşmüşüm gibi olacaktı. Seha'dan uzak kalmak imkansızdı. Onun yakınında durdukça ise bastırdıklarım uzun pis tırnaklarıyla içimi yola yola boğazıma kadar tırmanıyorlardı. Ne yapacaktım? Aramızda konuşulmasa da açılmak için bekleyen bir duvar vardı. Bana beni beklediğini söylemişti. Bunu öyle üzeri kapalı bir şekilde ima etmişti ki daha açık olamazdı. 

Kalkıp önce uyuşuk adımlarla banyoya geçtim. Artık düzensiz uyumaktan gözlerimin altı hafif hafif morarıyordu. Nereye kadar kaçacaksın diyordum kendime ama cevap dipsiz bir kuyunun içinde kalmışçasına uzaktaydı bana. Pes edecek miydim? Ne olacaktı ki pes edince? Kalbim yabani bir hayvandan farksızdı; artık ne sevmeyi hatırlıyordu ne sevilmeyi hatırlıyordu. İnatçı ve huysuzdu. Odama geri dönerken gök sakince gürültü çıkarttı. Bugün ders yoktu ama kafamın içi tıpkı dolmuş, zehirlenmiş bir mide gibi içindekileri çıkartmak adına korkunç bir ihtiyaç duyuyordu. Yatağa tekrar giremeyeceğimi, uykuların beni zehirleyeceğini fark edince dolabımın karşısına geçtim. Gideceğim yeri ayaklarım iyi biliyordu. Kalbimse ona boyun eğmişti; zaten gördüğünü itmeye hali yoktu.

☾ s e h a ☽

Mekanı da netliği de belirsiz bir andı Seha için. Hissettiği koca arzu ve heyecan balonu göğüs kafesinin içerisinde o kadar hızlı bir şekilde büyüyordu ki nefes nefese kaldığını uyuyor olmasına rağmen hissedebiliyordu. Biliyordu, rüyadaydı. Beyni bunu anlamış olmasına rağmen bu filmi oynatma konusunda oldukça kararlıydı. Zira ihtiyaç dolu bedenin istediği ancak bu şekilde karşılanabiliyordu. 

Her ne kadar bir şeyler net olmasa da diğerinin asırlarını oldukça parlak bir şekilde seçebiliyordu. Nasıl hissettireceğini düşündüğü ince parmaklar saç diplerini çekiştirirken Seha bedenini altındaki bedene yasladı. Bedenine tıpkı elektrik gibi yayılan zevkle gözlerini sıkıca yumduğunda beynindeki renkler birbirine dolanıverdi. 

"Çok güzelsin."

Fısıltısı sanki çok uzaktan geliyordu. Bilinci oğlanı rüyasında bile öyle çok sevdiğini ve beğendiğini hatırlıyordu ki Seha bile sanki dışarıdan izliyor gibi uyuşuk hissediyordu. Ellerini oğlanın çıplak bedeninde gezdirirken dudakları onun açılmış temiz boynunda dolanıyordu. Öpüyor, çekiştirir, diğerinin iniltileriyle patlayacak kadar dolmuş hissediyordu. Parmakların saçlarını çekiştirişi bile öylesine gerçekçiydi ki Seha adrenalinin göğüs kafesi içerisinde havai fişek misali patladığını avuçlarının titreyişinde görüyordu. Öpücükleri aşağı indikçe altındaki sabırsızlık da bir o kadar büyüyordu.

okyanusun gözleri • [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin