24: cehenneme son -1

335 51 73
                                    

nE KADAR BOL YORUM O KADAR HIZLI BÖLÜM BİLİYORSUNUZ ŞİFRE ARTIK BU SDHKFJDS YILDIZA BASALIM SİZİ SEVİYORUM KEYİFLİ OKUMALAR

*

toygar ışıklı - gönlüm göçebe

vera - sokaklar

12 sene önce Kastamonu

Bahar gelmesine rağmen hava biraz serindi o gün. Öyle ki yağmur dökecek gibi bozuluyor, sanki surat asıyordu. Okul çıkışı Timuçin kolunun altına Kiraz'I da almış bir pastaneye gitmek için plan yapıyordu. Mahmut ikisinin samimiyetini o kadar kıskanıyordu ki bazı geceler ağlamak onun için kaçınılmaz oluyordu. Ancak ağzını açıp tek kelime edemezdi zira Timuçin Kiraz söz konusu olduğu zaman büyük bir kayadan farksız oluyordu; soğuk, kırılamaz, korkunç...

"Açım," diye dudak büktü Kiraz parmaklarını omzundan sarkan parmakların arasına geçirirken. Mahmut ise bunu içi kanayarak izliyordu. Aralarında duygusal bir bağ olmadığını biliyordu. Timuçin'in bedeni kendi bedeni üzerinde nefes nefese kalıyor, dudakları kendi dudaklarını örtüyordu ama sanki Kiraz'ı sevdiği gibi bile sevmiyordu. Buna neden dayanıyordu? Onu bu kadar seviyor muydu? Seviyordu tabii. Ona deli gibi aşıktı. 

"O zaman yemek yemeye gidelim."

Timuçin kızın şakağına bir öpücük bırakırken Mahmut bakışlarını kaçırdı. Ağlamak geçti kalbinden; o an oradan ayrılmak, bir daha ikisini de görmemek geçti ancak yapamazdı ki. Nasıl kopardı sevdiğinden? 

"Mahmut sen?" Kiraz ona döndü. Timuçin olan biteni ilk anlattığında genç kız çok sinirlenmişti. Timuçin'i sadece tensel bir zevk gibi görmesinden, bunu aşk kisvesi altında sürdürmek istemesinden o kadar tiksinmişti ki Timuçin ile ilk kez o kadar korkunç bir şekilde kavga etmişlerdi. Bu çaresizlik olabilir miydi? Birinin seni sevmeyeceğini bile bile benimle birlikte ol demek çaresizlikten miydi? Kiraz o an kendisini sorguladı. Onlardaki böyle bir ilişki değildi halbuki. Yakın arkadaş olmalarının yanı sıra okulun içinde biraz daha sevgili gibi davranıyorlardı. Kiraz hiçbir zaman bu kadar bencilce bir istekte bulunmazdı. Evet, seviyordu oğlanı. Kalbi sancıyordu sevgiden ama onun sevgisi olmayacaksa teni de olmasındı. Gözleri de olmasındı, elleri de olmasındı madem...

"Bana fark etmez."

Timuçin gülümseyip hafif bir yumruk attı onun omzuna. Şu sıralar o kadar dağınık yaşıyor ve o kadar dağınık hissediyordu ki bu ona kafayı yedirtecekti. Babası Kiraz ile birlikte olduğunu sanıp iyi davranıyordu ancak Timuçin akşamları gidip Mahmut'u koynuna alıyordu. Vicdanı rezil bir vaziyetteydi. Yapmak istemiyordu; bunu yapmak başına koca bir bela yumağı örecek gibi hissetse de nefsi bir türlü bırakmıyordu yakasını. Çünkü öyle zevk duyuyordu ki bundan kopmak güçtü. Gençti; arzularını ve dürtülerini kontrol edebilecek denli güçlü değildi. İradesi tıpkı yeni doğmuş bir bebek kadar güçsüz, savunmasızdı.

Mahmut kendisine gülümsediğinde ona gülümsedi. Kalbi onu sevmiyordu. Kalbi kimseyi sevmiyordu ve sanki sevecek gibi değildi. Timuçin yalan söyleyemezdi ya! Bazen birini sevemeyecek olmaktan ölesiye korkuyordu. 

Kaygılarını ve kız arkadaşını da alıp okuldan çıkarken Mahmut ile gülüşerek bir şeyler konuşuyordu. İlgi kendi üzerinde olduğunda Mahmut nasıl da mutluydu! O renkli gözler kendi yüzüne akarken kalbi pır pır ediyordu.

Gülüşerek okulu biraz geçtiklerinde gök hafif bir nazlanmayla gürledi. Yağacaktı, kararlıydı. Yağarken içini mi akıtacaktı yoksa bir şeyleri mi temizleyecekti orası epey meçhuldü. Bir sokağa döndüklerinde kendi okul formalarını giyen iki tane oğlan duvara yaslanmış sigara içiyorlardı. Timuçin bu ikisini tanıyordu. Kiraz'ı seviyordu bir tanesi; sosyal medya üzerinden sürekli mesaj atarak taciz ediyor, bulduğu her fırsatta kızla konuşmak için onu darlıyordu.

okyanusun gözleri • [bxb]जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें