bölüm 6

798 72 202
                                    

İkinci yarı başladığında yedek kulübesine geç gitmiştim. Hem sakinleşmek istediğimden, hem yapmam gereken bir telefon görüşmesi olduğundan hem de Gavi'nin her hareketini röntgenleyen fanlar tarafından art arda diğer oyunculardan geç çıkmamızın yanlış anlaşılmaması için.

Üzerime atlamak için hazırda bekliyorlarken ve kendisine katlanmak bu kadar zorken bir de fanlarıyla uğraşmak istemiyordum.

Maç oynanmaya çoktan başlamışken stadyuma çıktığımda da babamın gerisinde kalmayı tercih ettim. Gavi'nin sözleri beni yıldıracak değildi ama rahatsız etmişti. Benden hoşlanmadığını anlamak zor değildi, belki bu işi isteyerek yapmadığımı da bilmiyordu ama yine de bu kadar kaba davranmaya gerek yoktu. Beni sadece işini yapan bir insan olarak varsayarsak bu tavırları hak etmiyordum.

Ve bana beni istemediğini bu kadar net söylemesi de beni rahatsız etmişti. Onun tarafından onaylanmaya ihtiyacım olduğundan değil ama istenmeyen muamelesi görmek kimin hoşuna giderdi ki zaten?

Kafamda çok fazla düşünce dönüyordu ve sürekli onun tarafından itilmekten de sıkılmıştım. Ne zaman ona adım atsam ayağıma basıp beni geri püskürtüyordu. Sabırlı biri olabilirdim ama artık iş gururumun incinmesine geldiğinde durmam gerektiğini biliyordum.

Ben ona gitmeyecektim. Ve bana gelmesine de gerek yoktu. Arada bir sınır olmalıydı ve ben o sınırı keskin çizgilerle çizecektim.

Aşmaması gerektiğini de zamanla öğrenecekti. Zor yoldan. Kolay yoldan.

Maç devam ederken sessizce kollarımı göğsümde bağlayıp izlemeye koyuldum. Babamın dikkati üzerimde değildi, gelmediğimi fark edip etmediğinden de emin değildim. Gavi'nin sorunlarını net bir şekilde de görebiliyordum, daha fazla buradan maç takip etmek istemiyordum. Bunun yerine gerektiğinde tribünde izlemek yeterliydi.

Hem Gavi'nin hem de fanlarının çenesini biraz da olsa kaparsam omzumdaki yük biraz azalırdı en azından.

Herhangi bir çarpıcı hareketin olmadığı maç sürerken Gavi'nin yaptığı birkaç faule karşı yine tepki göstermedim. Babam her saçma hareketinde sinirlenip yeterince tepki gösteriyordu. Lafının dinleneceğini beklemesi komikti çünkü Gavi'ye göre yanlış yaptığı bir şey yoktu. O haklıydı ve gerisi önemli değildi.

Bir ara Lewandowski'ye ceza sahasındayken hata yaptırmaya çalışan Valencia oyuncularından iki tanesi sert bir faul yaptığında, ki iki kişinin Lewan'ı aralarına alıp topa değil doğrudan kendisine müdahale yapmasındansan bahsediyordum, hem yedek kulübesi hem sahadakiler hem de babam tepki göstermişti. Bildiğin aralarında olmasından yararlanıp omuzlarıyla defaca ittirmişlerdi ve adam sertçe yere kapaklanmıştı. Biz hakemin oyunu durdurmasını bekledik ama devam ettiğini gördüğümüzde Gavi tabii ki bunu sakinlikle karşılamadı ve topu ayağına almış oyuncuya doğru takip edemediğim bir hızda koştu. Sonrasında ne yaptığını anlamadım bile. Bir an sahanın öteki ucundayken diğer an adamın ayağındaki topa dokunup çalmış ve kendini yere atarak adamın üzerinden yuvarlanmasına sebep olmuştu.

Adam Gavi'nin sırtından yuvarlanıp yere düşerken Gavi az önce doksan kiloluk adam sırtına yük bindirmemiş gibi bir rahatlık ve çeviklikle yerden kalkıp oyunu durdurmuş olan hakeme dönmüştü.

Tabii ki amacı top almak değildi.

Gavi'nin faulü değerlendirilirken babam Lewandowski için penaltı istemişti ve o pozisyonda bile penaltı alamamıştık. Neyse ki Gavi de sarı kart almamıştı.

Maç devam ederken beni yerimden oynatan son hamle Gavi'nin alakası olmayan kavganın içine atlaması olmuştu. Takım arkadaşlarını kollarken nasıl hatalar yaptığının farkında değildi, belki sonuçlarına katlanırken fark ederdi.

set fire to the rain ᥫ᭡ p.gaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin