2 | çilingir

40 15 55
                                    

yazar notu: italik yazılan yer geçmişten bir kesit

Saat epey geç olmuştu ve biz hala birlikteydik. Eskisi gibi sohbet edip gülüşüyorduk. Yüksel kolundaki saate bakarken söylendi. "Çok geç olmuş, artık dağılsak mı?"

Babamın evine gitmek istemiyordum. Bir sürü soru soracağından emindim. Bir otel bulup orada kalacaktım. Ebrar bir süre kalmam konusunda ısrarcı olmuş, başarılı da olmuştu. Birkaç günden bir şey olmazdı. Burayı özlemiştim.

Hepimiz yavaşça ayaklanırken Ebrar "Seni eve bırakayım." dedi. "Aslında eve gitmeyeceğim. Otelde kalsam daha iyi olur." dediğimde kaşları çatıldı. "Asla otelde kalmana izin vermem. Bana gidiyoruz." dedi üzerini silkelerken. "Yok, rahatsızlık vermeyeyim."

"Ya yabancıymışım gibi konuşmasana! Çarpacağım bir tane göreceksin rahatsızlığı." diye azarladı beni. "Kızlar sizi bilmeyiz ama biz kaçıyoruz." dedi Ahmet. Yüksel "Arda kardeşim teklif etmedin ama ben de sende kalayım." dedi gülerek. "Bir de teklif mi edecektim? Senin evin sayılır zaten, davete ihtiyacın yok."

Ebrar sabırsızlanarak "Hadi gitsenize siz." dedi. "Bizi kovuyor musun?" dedi Arda. "Bir de soruyor musun Arda? Bir tek siktir git demediği kaldı." dedi Ahmet. "Onu zamanında söylemişti." dedi Yüksel araya girerek. Ebrar "Ben onu bebeğe söylemiştim bir kere." diyerek kendini savundu. Ahmet "Bebeğe ne demiş?" diyerek sonunu uzatarak konuştu. Ebrar "Korku oyunundaki kötü bebeğe demiştim, siz üstünüze alınmayı tercih ettiniz." dedi kollarını birleştirerek.

"Biz mi suçlu olduk şimdi?" diye sordu Arda. "Sen sus son cips bükücü."

"O Arda ben değildim ya! Başka Arda'ydı."

Ebrar "Bana ne?" diyerek omuz silkti.

Ebrar ve Arda'nın atışmasına gülerken hepimizin kafasında eski günler canlandı.

"Parkta oyun oynuyorduk, Arda diye bir çocuk vardı. Elinde de cipsi vardı. Bir tane istemiştim vermemişti cimri!" dedi Ebrar sinirle. "Ardaları sevmiyorum, bana cips vermediler."

Hepimiz kahkahalara boğulmuştuk.

Güzel günlerdi.

"Hadi dağılalım, zaten Ayda ve ben birkaç gün daha buradayız. Yarın da buluşuruz." dedi Yüksel. Ayrı gelmiştik ama birlikte dönmeye karar vermiştik. Vedalaştığımızda Ahmet ve Yüksel Arda'nın arabasına bindi. Biz de Ebrar ile onun arabasına yöneldik. Siyah Mercedes araba bana göz kırpıyordu.

Arabaya bindiğimizde kemerlerimizi taktık. Ebrar arabayı çalıştırmadan önce radyoyu açtı. Arabanın içinde bir anda yüksek sesle Çıngırdak çalmaya başladığında kahkaha attım. Ebrar aceleyle sesini kısarken hala gülüyordum. Ona baktığımda omuz silkip "Sarıyor." dedi ve benimle birlikte gülmeye başladı. Hiç değişmemişti.

Çalma listesinden Lana Del Rey şarkısı seçti ve o çalmaya başladı. Sırayla farklı şarkılar çalmaya devam ederken evine gelmiştik. Arabayı otoparka park ettikten sonra çantalarımızı alarak indik. Bunca yıl aradan sonra bir arada yine eskisi gibi olmamız çok güzeldi.

Sitenin güvenlik görevlisine selam vererek binaya girdik. Ebrar asansöre yönelirken ben ise onu takip ediyordum. Asansörün kapısı açıldığında içeri girdik. Asansörde çalan şarkı çok hoştu. Aynadaki halimize bakıyorduk. Saçlarımız kabarmış, makyajımız biraz akmıştı ama yine de güzeldik. Asansörden indikten sonra dairenin önüne geldik. Ebrar çantasında anahtarı ararken ben de ayaklarımla ritim tutuyordum. En sonunda bana döndü. Yüzündeki ifadeden anahtarı bulamadığı belliydi. "Kapıda kaldık." dediğinde güldüm. "Klinikte unutmuş olmalıyım." diye söylendi. Ebrar karşı komşusunun kapısını çalarken bir yandan söylenmeye devam ediyordu. Kapıyı yaşlı bir amca açtığında "İyi akşamlar Rasim amca." dedi. "İyi geceler Ebrar kızım."

𝐄𝐤𝐬̧𝐢 𝐋𝐢𝐦𝐨𝐧𝐥𝐚𝐫Место, где живут истории. Откройте их для себя