Koridora doğru yürümeden önce arkama bakıp konuştum. "Siz burada kalın. Hatta Ahmet'i arayın. Ben odaya bakacağım." Daha sonra farkettiğim şeyle Toprak'a baktım. "Toprak.. Burası kameralı oda değil mi?" Kafasını olumlu anlamda salladı. Elimdeki silahı kendini savunabilmesi için Toprak'a verdim.
"O zaman ben giriyorum. Siz odalara bakın ve Ahmet'i bulun." onlar onaylayıp yavaşça odalara doğru adımladı. Toprak bana dönerek "Dikkat et." dedi. Ona gülümsedim ve ilerideki odaya baktım. Yavaşça yürüdüm. Kapıyı açmaya çalışsam da bir işe yaramadı, kilitliydi. Kapıya tekme atıp kırdım ve içeri girdim. Etrafa baktığımda birsürü kamera ve kameraların başında bir adamın olduğunu gördüm.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Oha!" diye bir mırıltı çıktı ağzımdan istemsizde. Kameradaki adam yavaşça koltuğu ile bana döndü ve gözlerimin içine baktı. Maske taktığı için tam olarak yüzünü göremiyordum ancak bizim yaşlarımızda olduğunu söyleyebilirdim.
"Demek sonunda beni buldun Ebrar." diye konuştu sert ve soğuk sesiyle.
"Adımı nereden biliyorsun diye sormuyorum." dedim sorarcasına, o ise onaylar bir ses çıkardı.
"Buraya neden geldiniz? Halbuki buranın tehlikeli bir yer olduğu dışardan bile belli oluyordu tatlım. Yanılıyor muyum?" Adam tek kaşını kaldırarak sordu. Maskesi yüzünün yarısını kapatıyordu.
"Arkadaşın bilekliği düştü?" Gergince gülümsedim. Karşımdaki adam ise kahkaha attı. "Hmm.. sadece bu sanırım. Yanılıyor muyum?"
Gerginlikten ellerim titriyordu. Sorusuna bu yüzden yanıt veremedim. Adam ayağa kalktı ve sert adımlarla bana doğru yürüdü. Karşıma geçirdiğinde elini çeneme koydu ve kafamı yukarı kaldırdı.
"Sizi bırakmamı ister miydin peki?" diye sorduğunda kafamı olumlu salladım. "Sesli cevap ver!" sert ve emreder gibi çıkan sesine karşılık yutkundum ve "Evet." cevabını verdim.
Adam geri çekildi. "Hak edin o zaman." koltuğuna geri oturduğunda merakla konuştum. "Nasıl yani?" Adam ise soruma yanıt verdi. "Buradan çıkmak o kadar kolay olmaz. Beni yenmen lazım." Karşısındaki bilgisayarlara klavyeye basarak bir şeyler yaptı. Bu birkaç dakika sürmüştü. Bu sırada odayı inceleme fırsatı bulmuştum. Her yer teknolojik alet ile doluydu ve bu duruma hayret ettim. Adam profesyonel hacker olmalıydı sanırım.
"Neden buradasınız?" diyerek merak ettiğim şeyi sordum. Karşımdaki adamın cevap vermesi gecikmedi. "Burada soruları ben sorarım canım. Sus ve etrafı izlemeye devam et." yanıtını alamayacağım bir çok soru vardı ancak adama sorarak onu bunaltmak istemiyordum.
"Sıkıldım ben. Ne yapacağız?" diye sorar sormaz adam cevap verdi. Sanırım ona artık Abuzer diyecektim. "Buraya gel!" Tekrar sert sesiyle konuştuğunda yanına ilerledim. Bu sırada bir kamera gösterdi.
"Burayı görüyor musun? Bak. İşte oradalar" gösterdiği yere baktığımda diğerlerinin yatak odası gibi bir yerde olduklarını gördüm. Oldukları yere doğru ise bir katil geliyordu. Sanırım bayılttığımız katildi gösterdiği. Hüso'ya bağlamasını söylemiştim. Başaramamış...
