Bölüm/2

32 12 16
                                    

Bölüm Şarkısı: Velet-Marmara

                                                 İyi okumalar 🌟

Hazırlanmam bitince aynada kendime bakıyorum. Makyajsız yüzüm, düm düz saçlarım, siyah pantolonum, kırmızı oduncu gömleğim ile ilk başbaşa buluşmamıza hazırım. Hanım hanımcık elbiseler, abartılı makyajlar ve peruk gibi duran saçlar bana göre değil. O yüzden beni her zaman nasıl görüyorsa, öyle görmeye devam etmesini istiyorum. Çizgimi aşmak, kendime olan saygımı yitirir diye düşünüyorum.

Evden çıktığım zaman garip hissediyorum. Küçük bir heyecan, garip bir mutluluk. O zamana kadar kendi duygularımın bu kadar derin olduğunu düşünmüyordum. Sahile varana kadar heyecanım dinmiyor. Hatta sahile varınca daha da artıyor.

Etrafta göz gezdiriyorum. Onu bulmam pek uzun sürmüyor. Kamp sandalyesine oturmuş, etrafı seyrediyor. Yanındaki kurulmayı bekleyen sandalyeyi bana ayırmış olmalı. Yavaş adımlar ve derin nefeslerle yanına ilerliyorum. Elindeki pamuk şekerleri gözüme çarpıyor. Gülümsüyorum.

"Merhaba."

Sesimi duyunca irkiliyor ama hemen toparlanıp, yüzüne geniş bir gülümseme konduruyor.

"Hoş geldin."

Hızla ayağa kalkıp elini uzatıyor. Uzattığı eli kavrıyorum. Avuç içinin sıcaklığı, değersizliğimi unutturuyor bir an.

"Hoş buldum."

Elindeki pamuk şekeri demetini bana uzatıyor. Uzattığı elinin bileğindeki toka çarpıyor gözüme bu sefer. Gülümseyerek şekerleri alıyorum.

"Sandalyeni kurana kadar bekle. Beraber yiyelim."

Kafamı onaylarcasına aşağıya ve yukarıya sallıyorum. Hızla sandalyenin kurulumunu yapıyor.

"Oldu. Oturabilirsin."

Sandalyeme oturuyorum. Kaya da kendi sandalyesine oturuyor. Elimdeki şekerlerden birini ona uzatıyorum. Gülümseyerek alıyor.

"Sana bir şey daha getirdim. Hoşuna gideceğini düşündüm. Umarım düşündüğüm gibi olur."

Merakla bekliyorum. Cebinden küçük bir kutu çıkarıyor. Kutu, başparmağımın boyunda. Bana uzatıyor. Alıyorum.

"Bu nedir?"

Cevap vermiyor. Kutuyu açıp içindekine bakıyorum. Bir çift mavi renkli, inci küpe. Gülümsemem genişliyor. Kaya anlatmaya başlıyor.

"Denizkızı sahildeki bir kayaya aşık olmuş. Onu görmek için her gün oraya gidermiş. Bir gün kaya, denizkızına bir istiridyeden özenle çıkardığı incileri hediye etmiş. Deniz kızı o incilerle kendisine bir çift küpe yapmış ve ertesi gün kayaya küpelerini göstermek için yola koyulmuş. Vardığı zaman kayayı yerinde bulamamış. Ne kadar etrafına bakınsada onu görememiş. Küçük bir plaj çiçeği seslenmiş. 'insanların hayatını tehlikeye attığı için,kayayı kırarak buradan kaldırdılar.' Denizkızı duyduğu şey ile yıkılmış. Sevdiği artık yokmuş. Ondan kalan sadece bir çift inci küpeymiş."

Anlattığı hikayeyi hüzünle dinliyorum. Derin bir nefes alıyor, boğazını temizliyor ve konuşmasına devam ediyor.

"Bir gün Kaya, Denizkızından giderse, bu bir çift inci küpeye bakıp onu hatırlasın olur mu?"

İnci Küpeli Denizkızı Where stories live. Discover now