Bölüm/7

25 11 8
                                    

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu-Denge

                                                  İyi okumalar 🌟

Kaya Biliroğlu, hayatımda tanıdığım en merhametli insandı. Sevgisini göstermekten çekinmiyor, olabildiğince hissettirmeye çalışıyordu.

O gün, en güzel doğum günü kutlamamı yaşadım. Önceki doğum günlerime haksızlık etmiş gibi olur muyum? Bilmiyorum.

Beraber güzel bir restauranta gidiyoruz. Üzerinde yine o şık takım elbisesi duruyor. O an farkettiğim şey, Kaya'nın ne işle meşgul olduğunu bilmiyor olmam.

"Ne işle uğraştığını bilmediğim geldi aklıma. Sadece meraktan soruyorum yanlış anlama."

Gülümsemesi dudaklarında peydah olurken, masanın üzerinden, bana doğru eğiliyor. Kısık bir sesle konuşmaya başlıyor.

"Söylemem gerekirse küçük hanım, hiç iyi işlerle uğraşmıyorum. Ben aslında bir mafyayım."

Gülerek geri çekildiğinde, bende sessiz bir kıkırdama bahşediyorum.

"Söylemem gerekirse beyefendiciğim, beni buna inandıramazsınız."

Kısık bir kahkahanın ardından, dudaklarından gülümsemesini silmeden derin bir nefes alıyor.

"Bir inşaat şirketinde, mimarım."

Duyduğum şey beni şaşırtmıyor. Nitekim mutlu ediyor. Onun gibi bir adamın yüksek yerlerde olması şaşırtıcı olmuyor.

"Eğer özel değilse bir şey daha sormak istiyorum. Cevap vermeyebilirsin."

Gülümsemesi beni de güldürüyor.

"Sorabilirsin denizkızı. Her zaman dürüstçe cevap vereceğimi söylemiştim sana."

Yutkunuyorum.

"Bir keresinde hiç sevgilin olmadığından bahsetmiştin. Nedenini sorsam, özel olur mu?"

Elindeki çatalı, tabağının yanına bırakıyor. Boğazını temizliyor.

"Sanırım babam gibi biri olmaktan korktum. Daha sonra bu korkumu yendim. Onun gibi değildim. Sevgiden, aşktan, hayatımda sen varken kaçamazdım."

Gülümsüyorum. Babasının nasıl biri olduğunu sormak istesemde, özel alanına girmek istemediğim için susuyorum ama Kaya susmuyor.

"Babam ve annem sürekli tartışırlar. Bu tartışmalar çoğu kez kavgaya döndü. Babam annemi sayısız kere dövdü."

Gözlerim olabildiğince açılıyor. Bunları duymak beni oldukça üzüyor. Kaya devam ediyor.

"Annem çenesini tutamayan, herkesin işine burnunu sokan bir kadın. Kendi yanlışlarını görmeden insanların arkasından fazlasıyla konuşur. Ayrıca iki insanı birbirine düşürebilecek kabiliyete sahip. İkimizi birbirimize düşürür ve bunu başka insanları doldurarak yapar. Sen, onun yaptığını anlamazsın. Onun yerine hep başkaları azar işitir."

Anlattıkları ile donup kalmıştım. Annesi hakkında oldukça rahat konuşuyordu. Annesi neden böyle biriydi? Bunun ona ne yararı olacaktı?

"Babam ise kazandığı parayı içkiye harcar. Daha sonra annemin yaptıklarına sinirlenen insanların şikayeti üzerine, annemi döver. Annem hiçbir zaman yaptıklarından vazgeçmedi ama."

Yutkunuyor. Sessizliğimi koruyarak konuşmasının bitmesini bekliyorum.

"Babamın yaptığı şeyi doğru bulmuyorum. Her ne olursa olsun, bir kadına el kaldırmak yanlış bir davranış. Bu acizliğin ta kendisi. Ama tek suçlunun babam olmadığınıda iyi biliyorum."

Derin bir nefes alıp masanın üzerinden elimi tutuyor.

"Kardeşim vefat ettikten sonra, ikisiyle de konuşmamaya başladım. Kendi evimi tuttum. Güzelde bir işe sahibim. Onlardan oldukça uzak bir sahil kasabasındayım ama her zaman korktum. Bir ilişkiye başladığım zaman annemin ilişkime zarar vermesinden, babama benzeyip sevdiğime el kaldırma düşüncesinden kaçtım. O yüzden bu durumu aşana kadar sevgilim olmadı."

Elimin üzerindeki elini tutuyorum.

"Sen hiç kimseye benzemeyecek kadar temizsin. Sen benim tanıdığım en merhametli insansın."

"Ve ben, seni çok seven, sevmekten asla vazgeçmeyecek o adamım."

İnci Küpeli Denizkızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin